Jump to content

Türkçe - öztürkçe


Recommended Posts

  • İleti 234
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

Top Posters In This Topic

Posted Images

Proxy'ye gerek yok. Girip baktım. Benim önerdiğim şey ama bizim yerimize Ruslar yapmış :)

 

Ben size bir nevi dengeleme yapayım:

 

Huu diyor ki, "Arapça ve Farsça kelimeler / ifadeler artık bizim kültürümüz tarafından kazanılmış, Türkçe'nin parçası haline gelmiştir"

 

TenTen ise bunların ayıklanmasından yana, Öz-Türkçe ifadeleri tercih ediyor.

 

Huuu'nun dediği şu açıdan doğru: Kelime ayıklama konusunda saplantılı olmaya gerek yok. Birçok yabancı dil gerçekten de yabancı kelimeler sayesinde daha fazla büyüyüp zenginleşmiştir.

 

TenTen'İn haklı olduğu şu: Osmanlıcayı ele alalım. Osmanlıca / Eski Türkçe çok zengin, ifadelerin çok bol ve çeşitli olduğu, şiir yazmaya, edebiyat yapmaya, bir bayana ilan'ı Aşk yapmaya çok elverişli bir dildi. Ama buradaki en önemli sorun: Halk bu lisanı anlamıyordu. Halk yine bizim konuştuğumuz dile yakın bir şey konuşuyordu çünkü Arapça / Farsça dil bilgisi (Ki iyi Osmanlıca konuşmak için bu olmazsa olmazdır) yoktu. Buna ayıracak paraları ve imkanları yoktu.

 

Huuu'nun yine haklı olduğu konu: Mesela "Duvar" kelimesinin Göktürkçesi vardır (büyük olasılıkla) ama bunu araştırmak gerek, bu tür araştırmalar yeterince yapılmamıştır 1)

2)  Bunu yapsak bile bizler öyle üç hilal filan değiliz. Beğensek de beğenmesek de Araplardan ve İranlılardan çok fazla şey aldık. Gen almanın dışında mesela onlardan müzik / kültür aldık. Açın Dubai kanalını aynı bizim Show TV. Tek fark Arapça olması. Müzik kliplerine bak: Abaza oğlan yalvarıyor. Güzel (başı açık) kızlar buna sırıtıp göz kırpıyor filan... Aynı şey.

 

TenTen'in haklı olduğu konu (benim katılmadığım): Türkçülükte bu Ortadoğu kültüründen uzaklaşma, kendi özüne dönme arayışı da var. Ben bunu şöyle destekliyorum: Bilimsel açıdan destekliyorum. Okudunuz mu bilmiyorum. Türkçe'Nin Yapısının / Mantığının farkından vebelirli oranda sadeleşmenin dilin tutarlılığı açısından zorunlu olduğunu kast ettim. 

 

Da bizi takan yok işte... 

Link to post
Sitelerde Paylaş
8 dakika önce, Huuu yazdı:

Siteye normal yolla girdim ama nereye bakacağım? Bir sürü şey var.

 

- Ruslar araştırmış i,şte (bizden önce)

 

Demir perdenin düşüşünden sonra, Bu yönde 100'lerce Türk-Rus ortak araştırma olmalıydı.

 

Çünkü benim algım: Selçuklu öncesi, MS 1000'li yıllardan öncesine ait Türk tarihi ile ilgili (bence) elde somut veri azlığı vardır. 

 

Ben konudan sapmamak için. Dİl odaklı araştırma yapılmasını öneriyorum. 

Link to post
Sitelerde Paylaş
2 dakika önce, Donatello23 yazdı:

Halk bu lisanı anlamıyordu. Halk yine bizim konuştuğumuz dile yakın bir şey konuşuyordu çünkü Arapça / Farsça dil bilgisi (Ki iyi Osmanlıca konuşmak için bu olmazsa olmazdır) yoktu. Buna ayıracak paraları ve imkanları yoktu.

 

Da bizi takan yok işte... 

 

Bu doğru değil. Şöyle, osmanlıda hukuk, bürokrasi, bilim, vb dili ağdalı osmanlıca idi. Ama günlük dil halkın anlayacağı bir dildi. 

 

Şimdi de hukuk dilini pek anlamıyoruz, ancak uzmanlar anlıyor. Teknik terimlerin yoğun olduğu bilim ve felsefe dilini anlamıyoruz, bu da doğal.

 

Osmanlı türkçesinin edebî zenginliği ve gücü konusunda ne güzel söyledin!..

Link to post
Sitelerde Paylaş
24 dakika önce, Ten Ten yazdı:

İngilizce biliyorsun.

Vereceğim bu bağlantı Türkiyeden girilemiyor.

Proksi kullanırsan girebilirsin.

http://turkicworld.org 

 

 

 

- Ben bunların bilimselliğinden oldum olası şüphe ediyorum. 

MS 1000'li yıllardan itibaren olayları takip edebiliyorum.

Ama mesela Hun veya İskitler gerçekten bizlerin atası mıydı? - Emin değilim.

 

/Bir de Göktürk / Oğuz vb.'lerin tarihini çok da iyi bilmem. Bende Memlüklerle, Selçuklularla filan başlıyor.

 

Bir de, Mimari / Yazılı gelenek vs olmayanları "göçebe" kabul ediyorum. "Medeniyet" olarak tanımlamıyorum. Konuyu biraz da az biliyorum. İsterseniz beni biraz da aydınlatabilirsiniz. 

Link to post
Sitelerde Paylaş
1 dakika önce, Huuu yazdı:

 

Bu doğru değil. Şöyle, osmanlıda hukuk, bürokrasi, bilim, vb dili ağdalı osmanlıca idi. Ama günlük dil halkın anlayacağı bir dildi. 

 

Şimdi de hukuk dilini pek anlamıyoruz, ancak uzmanlar anlıyor. Teknik terimlerin yoğun olduğu bilim ve felsefe dilini anlamıyoruz, bu da doğal.

 

Osmanlı türkçesinin edebî zenginliği ve gücü konusunda ne güzel söyledin!..

 

- Bana bir hocamın anlattığı olay: "Annelerimiz sayesinde" demişti. Yani günlük hayatta yer alan eğitim alan erkekler geçmişte tamamen Arapça ve farsça'ya yönelirken, Evde oturan bayanlar dilimizi (ve diğer çok önemli gelenekleri) korumuşlar ve bugüne kadar getirmişler. 

Link to post
Sitelerde Paylaş
5 dakika önce, Donatello23 yazdı:

 

- Bana bir hocamın anlattığı olay: "Annelerimiz sayesinde" demişti. Yani günlük hayatta yer alan eğitim alan erkekler geçmişte tamamen Arapça ve farsça'ya yönelirken, Evde oturan bayanlar dilimizi (ve diğer çok önemli gelenekleri) korumuşlar ve bugüne kadar getirmişler. 

 

Doğrudur. İstanbul türkçesi de istanbul hanımlarının sayesindedir. En güzel türkçemizi onlara borçluyuz.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Türkçenin kökenini merak ediyorum.

Hiçbir dile benzemiyor.

Sümercede birkaç kelime benzerlik var diye türkçenin kökenini sümerceye dayandırmalarınıda anlamsız buluyorum.

Huncaya bile benzemiyor.

Fince japonca macarca ile ortak dil ailesine ait olduğumuz halde ortak kelimelerimiz yok denilecek kadar az.

Moldova dışında Türkçe konuşulan biryer bilmiyorum.

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
17 dakika önce, Ten Ten yazdı:

Türkçenin kökenini merak ediyorum.

Hiçbir dile benzemiyor.

Sümercede birkaç kelime benzerlik var diye türkçenin kökenini sümerceye dayandırmalarınıda anlamsız buluyorum.

Huncaya bile benzemiyor.

Fince japonca macarca ile ortak dil ailesine ait olduğumuz halde ortak kelimelerimiz yok denilecek kadar az.

Moldova dışında Türkçe konuşulan biryer bilmiyorum.

 

 

- Senin gönderdiğin web sitesinde öyle fantastik şeyler var. Etrüskleri bile Türk ilan etmişler (hiç yok öyle bir şey, sorarsanız açıklarım)

- Türkçe'nin kökeni Orta-Asya'dır. Bundan kimsenin şüphesi yoktur.

Hunca'nın nasıl bir dil olduğunu bilmiyoruz. "Yazılı gelenek" deyince kızıyorsunuz.

Ama Yazılı gelenek olmadan Hunların Türklerin atası olduğunu söyleyecek delilimiz de olmaz.

İskitlere gelince, İskitler Hint-Avrupalıdır diyenler de var. Mezarlarını filan bulup açmamız lazım, anca öyle anlamayı deneyebiliriz.

 

-Fİnce'ye kelimelerimiz geçmiş (web sitesinde var), göçebeliğin faydaları.

- Macarca'ya da kelime vermiş olabiliriz (Bulgar kağanlığı döneminde)

 

Japonca'da Uray-Altay dili değil diye biliyorum. Çince de değil. Bize olsa olsa Moğolca yakındır.

 

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
4 dakika önce, haci yazdı:

Öztürkçe denebilecek bir dil yok. Doğaları gereği diller öz olamazlar.

Dilin öz olması hayvanlarda aynı ırka ait olmak gibi bir efsanedir. Irk nasıl yoksa, özdil de öyle yoktur.

 

İşte bu!.. Teşekkürler... kac gündür bunu anlatmaya çalışıyordum. :)

Link to post
Sitelerde Paylaş
Bir saat önce, haci yazdı:

Öztürkçe denebilecek bir dil yok. Doğaları gereği diller öz olamazlar.

Dilin öz olması hayvanlarda aynı ırka ait olmak gibi bir efsanedir. Irk nasıl yoksa, özdil de öyle yoktur.

 

- Dil ve lisan konularına biraz karamsar yaklaşıyorsunuz. :) 

 

Bir saat önce, Huuu yazdı:

 

İşte bu!.. Teşekkürler... kac gündür bunu anlatmaya çalışıyordum. :)

 

- Olmaz olur mu? Şimdi küreselleşmiş bütün kültürlerin birbirleri ile sürekli iletişim halinde olduğu bir dünyada yaşıyoruz. Bu etkileşimler tarih ile beraber başlamıştır. Tamam.

 

Ama geçmişte izole gruplar / kabileler halinde yaşardık. O yüzden dil ağaçları vardır. 

 

Mesela şunun gibi: (hint Avrupa dilleri için)

 

  • Indo-European_Languages_Part_II_Satem_Languages.png
     
     
Link to post
Sitelerde Paylaş
1 dakika önce, Donatello23 yazdı:

 

- Dil ve lisan konularına biraz karamsar yaklaşıyorsunuz. :) 

 

 

- Olmaz olur mu? Şimdi küreselleşmiş bütün kültürlerin birbirleri ile sürekli iletişim halinde olduğu bir dünyada yaşıyoruz. Bu etkileşimler tarih ile beraber başlamıştır. Tamam.

 

Ama geçmişte izole gruplar / kabileler halinde yaşardık. O yüzden dil ağaçları vardır. 

 

Zaten şimdi diyoruz biz de...

Link to post
Sitelerde Paylaş

Türkçe'yi sarı kalemle, Arapça ve Farsça'yı pembe kalemle işaretledim.

 

Dünyadaki dillerin evrimini anlatan bir tablo. Dünyada çeşitli dil grupları vardır ve diller evrimleşirler ve gelişirler.

Gördüğünüz gibi Türkçe - Farsça - Arapça birbirlerine çok uzak diller. Dil grubu olarak farklı yerlerden geliyorlar. Dolayısıyla bunla mantık olarak, gramer olarak, anlayış olarak uyumsuzdurlar. 

Bu yüzden u dillerin arasında aşırı alışveriş olmamalıdır. Olursa bu dil içinde tutarsızlıklara mantıksızlıklara neden olur. Veya kullanışsız / zor ve karmaşık bir diliniz olmuş olur. Bu da yaşamın her alanını olumsuz etkiler.

 

Haci: Eski tarihi sil baştan anlatacak halim yok. Kabile yaşamında da birbirine yakın kabileler vardır (dilleri de genelde birbirine benzemektedir).

Ama bizim atamız olan kabileler ile İranlıların atası olan kabileler arasında 1000lerce kilometre vardı. Görüşüyorlar mıydı? Bugün galaksiler arası mesafe neyse, o zaman da 1000'lerce kilometrelik mesafe öyle bir şeydi. - Gidemezsin. Yok yol yok, at yok, otobüs yok. Yok yani.

 

- Dİllerin de her birinin mantığı vardır. dil öğrenmek aslında o mantığı / düşünme biçimini anlayabilmektir. Türkçe düşünen adam dil bilmiyordur. İngilizce öğrenmişsen, İngiliz gibi düşünebiliyorsundur (ya da o bili "biraz" biliyorsundur).

 

/ Mantığı farklı olan diller birbirlerinden kelime almamalıdırlar. veya az kelime almalıdırlar. Tutarsızlık olur. İşler karışır. 

 

https://upload.wikimedia.org/wikipedia/commons/1/14/BoreanLanguageTree.png

tarihinde Donatello23 tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Dışsal, içsel, görsel, işitsel...

 

"Dışsal" nedir yani? "Dış" yeterli değil mi?

 

"Dışsal tanrı" demiş biri. Dışsal tanrı nedir? "Dış tanrı"ya ne gibi bir ek katkı sağlamış oluyorsun? Tamamen saçmalık!.. 

 

"Eğitimsel faaliyetler", "iletişimsel etkenler", vb... Saçma ve gereksiz!.. Eğitim faaliyetleri, iletişim etkenleri yetmiyor mu?

 

Bir de "aşkınsallaşmak" diye bir saçmalık görmüştüm öbür forumda. Ne kötü, ne abuk sabuk bir türkçe!

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...