equus 0 Ocak 5, 2012 gönderildi Raporla Share Ocak 5, 2012 gönderildi (düzenlendi) ALİ İMRAN 51.“Allah benim de Rabbimdir, sizin de Rabbinizdir; o halde, O’na kulluk edin.İşte bu, dosdoğru bir yoldur.” hayatım boyunca takıldıgım en büyük ayetlerden biri bu oldu.kuranı allah yazmadı mı ?. Allah benim de rabbimdir diyo. E o hani kimseye tapmazdı. ilginç ALİ İMRAN 54. (Yahudiler) tuzak kurdular; Allah da onların tuzaklarını bozdu. Allah, tuzak kuranların hayırlısıdır. zzz burada ne diyo ilginç. ilginçlik çok ya zaten okudukca insan dinden çıkıyor Ocak 5, 2012 tarihinde equus tarafından düzenlendi Link to post Sitelerde Paylaş
equus 0 Ocak 5, 2012 gönderildi Raporla Share Ocak 5, 2012 gönderildi Allah hem komiktir,hem zalimdir,hem de rahmandır.Sen ne kadar komik isen Allah o kadar komik,sen ne kadar zalim isen Allah o kadar zalim.Sen ne kadar veren,dağıtan isen Allah o kadar rahim dir...Kısaca Allah sen ne kadarsan ,senin için o kadar dır... bu dediklerine göre Allah bir subjektif realitedir... Link to post Sitelerde Paylaş
sebû 0 Ocak 5, 2012 gönderildi Raporla Share Ocak 5, 2012 gönderildi Cevap 9 mu? Walla ben kalem kağıt kullandım, soruyla evvelce muhatap olunmamışsa kafadan çözmek zor bence. Tabi cevabın 9 çıkmayıp foruma kepaze olma ihtimalim de yok değil Valla Tesla, soruyu oturarak mı yoksa ayakta mı çözdüğün beni pek ilgilendirmiyor. Doğru cevap vermişsin ama nasıl çözdüğünü yazmamışsın. Çözümü ben yazayım bari. Soru : Toplantıda herkes el sıkışmış ve 36 el sıkışma gerçekleşmiş. Toplantıya kaç kişi katılmış? Şimdi bu soru kombinasyon konusunun alanına giriyor. El sıkışma iki kişi arasında olduğu için (n) kişinin 2 li kombinasyonu olarak düşünmemiz gerekir. C(n,2) = n! / 2! (n-2)! = 36 n(n-1)(n-2)! / 2! (n-2)! = 36 n (n-1) / 2 = 36 bu işlemden de n = 9 çıkar. Bana gelince, bu soruyu hem oturarak hem de ayakta çözdüm yani tuvalette Bir de iyi ki kuranın allahı böyle bir problemle karşılaşmamış. Yoksa mirasda yaptığı gibi bu sefer hepten mıçardı Link to post Sitelerde Paylaş
lineerlxl 0 Ocak 5, 2012 gönderildi Raporla Share Ocak 5, 2012 gönderildi KEHF: 57 - Rabbinin âyetleriyle nasihat edilip de onlardan yüz çeviren ve daha önce işlediği günahları unutandan daha zalim kim olabilir? Biz onların kalbleri üzerine (Kur'ân'ı) anlamalarına engel olan bir ağırlık, kulaklarına da sağırlık verdik. Ey Muhammed! Sen onları doğru yola çağırsan da onlar asla hidayete ermezler. Lütfen önyargısız okuyalım. Allah bizim ne yapacağımızı bizden daha iyi bilir. Kimin sonunun ne olacağını da.. Ama bizi yapacaklarımız konusunda serbest bırakmıştır. Serbest bırakmasa bu hayat bir sınav olmazdı. Bunu hatırladıktan sonra Kuran'ı anlamaya engel olan ağırlık ve sağırlık konusuna geçelim; Bu ayeti düşünürken zaman kavramını bir kenara koyun. Tüm ömürlerin tamamlandığı bir anı düşünün. Allah, insanın yaptığı ve yapacağı herşeyi bilmektedir. Herşey onun izni ile olur. Burdaki "ağırlık ve sağırlık" insanın yaptıklarıdır. Sırt çevirmesidir.. Bu,insanın tercihidir ama bütün tercihlerimiz ve yaptığımız herşey, Allah'ın "ol" emridir. Ancak Allah'ın neye "ol" emrini verdiğini bilemeyiz. Kendimizin bile 1 saat sonra ne yapacağımızı bilmediğimiz gibi.. "Biz onların kalplerine, bunu anlamalarına engel olan bir ağırlık, kulaklarına da sağırlık verdik. Sen onları hidayete çağırsan da artık ebediyen hidayete eremeyeceklerdir." Özetle; Tercihlerimiz de Allah'ın emridir. Herşey Allahtan gelir. Andolsun insanı biz yarattık ve nefsinin kendisine fısıldadıklarını biliriz. Ve biz ona şah damarından daha yakınız. (Kaf 16) Link to post Sitelerde Paylaş
kirec 0 Ocak 5, 2012 gönderildi Raporla Share Ocak 5, 2012 gönderildi Lütfen önyargısız okuyalım. Allah bizim ne yapacağımızı bizden daha iyi bilir. Kimin sonunun ne olacağını da.. Ama bizi yapacaklarımız konusunda serbest bırakmıştır. Serbest bırakmasa bu hayat bir sınav olmazdı. Bunu hatırladıktan sonra Kuran'ı anlamaya engel olan ağırlık ve sağırlık konusuna geçelim; Bu ayeti düşünürken zaman kavramını bir kenara koyun. Tüm ömürlerin tamamlandığı bir anı düşünün. Allah, insanın yaptığı ve yapacağı herşeyi bilmektedir. Herşey onun izni ile olur. Burdaki "ağırlık ve sağırlık" insanın yaptıklarıdır. Sırt çevirmesidir.. Bu,insanın tercihidir ama bütün tercihlerimiz ve yaptığımız herşey, Allah'ın "ol" emridir. Ancak Allah'ın neye "ol" emrini verdiğini bilemeyiz. Kendimizin bile 1 saat sonra ne yapacağımızı bilmediğimiz gibi.. "Biz onların kalplerine, bunu anlamalarına engel olan bir ağırlık, kulaklarına da sağırlık verdik. Sen onları hidayete çağırsan da artık ebediyen hidayete eremeyeceklerdir." Özetle; Tercihlerimiz de Allah'ın emridir. Herşey Allahtan gelir. Andolsun insanı biz yarattık ve nefsinin kendisine fısıldadıklarını biliriz. Ve biz ona şah damarından daha yakınız. (Kaf 16) ya da şöyle de diyilebilinir mi... heriflere ne söylesek anlamıyorlar... kulakları sağır yalım bunların... kafasız beyinsiz mahlukat işte nolcak... demek yerine... bunların kulaklarına ağırlık koyduk anlamalarına engel olsun diye ... diyor ki... bu suçu bile üstüne alıyor yüce allah... yani suçunuzu örtmeyin mütevazi olun adam olun biraz mesajı veriliyor alttan... sizin yaptığınızı bile biz yaptık diye üstümüze alıyoruz ki belki biraz utanır sıkılırsınız diye... ama anlıyacak kafa yok ki... onu da biz aldık zaten... Link to post Sitelerde Paylaş
lineerlxl 0 Ocak 5, 2012 gönderildi Raporla Share Ocak 5, 2012 gönderildi (düzenlendi) KEHF: 57 - Rabbinin âyetleriyle nasihat edilip de onlardan yüz çeviren ve daha önce işlediği günahları unutandan daha zalim kim olabilir? Biz onların kalbleri üzerine (Kur'ân'ı) anlamalarına engel olan bir ağırlık, kulaklarına da sağırlık verdik. Ey Muhammed! Sen onları doğru yola çağırsan da onlar asla hidayete ermezler. Hidayete ermeyecek olanlar hakkında; Peygamber Efendimiz ne kadar uğraşırsa uğraşsın hidayete ermeyecek olanlarında olduğu ifade ediliyor. Ama bunların kim olduğu bilinmiyor. Dolayısıyla Hz.Muhammed'in tebliğ görevi yine herkez için geçerli.( kendiside bu kişilerin kim olduğunu bilmediği için ) Bir sınav olsa, bu sınava 100 kişi girse.Sende bu 100 kişinin içinde olsan ve bu kişilerin 5 tanesinin geçemeyeceği gelecekten sana haber verilse çalışmayı bırakırmıydın? Allah'ın kimleri ifade ettiğini bilemiyoruz. Sen onlardan biri olmayabilirsin. Senin elinde. Ocak 5, 2012 tarihinde lineerlxl tarafından düzenlendi Link to post Sitelerde Paylaş
searcher1 0 Ocak 5, 2012 gönderildi Raporla Share Ocak 5, 2012 gönderildi Lütfen önyargısız okuyalım. Kuran'ın kesin doğru olduğunu kabul eden birisinin söze bu cümleyle başlaması çok komik kaçıyor doğrusu. Verdiğin öğüde önce kendin uy, daha sonra başkalarından uymasını bekle. Link to post Sitelerde Paylaş
searcher1 0 Ocak 5, 2012 gönderildi Raporla Share Ocak 5, 2012 gönderildi Hidayete ermeyecek olanlar hakkında; Peygamber Efendimiz ne kadar uğraşırsa uğraşsın hidayete ermeyecek olanlarında olduğu ifade ediliyor. Ama bunların kim olduğu bilinmiyor. Dolayısıyla Hz.Muhammed'in tebliğ görevi yine herkez için geçerli.( kendiside bu kişilerin kim olduğunu bilmediği için ) Bir sınav olsa, bu sınava 100 kişi girse.Sende bu 100 kişinin içinde olsan ve bu kişilerin 5 tanesinin geçemeyeceği gelecekten sana haber verilse çalışmayı bırakırmıydın? Allah'ın kimleri ifade ettiğini bilemiyoruz. Sen onlardan biri olmayabilirsin. Senin elinde. KEHF: 57 - Rabbinin âyetleriyle nasihat edilip de onlardan yüz çeviren ve daha önce işlediği günahları unutandan daha zalim kim olabilir? Biz onların kalbleri üzerine (Kur'ân'ı) anlamalarına engel olan bir ağırlık, kulaklarına da sağırlık verdik. Ey Muhammed! Sen onları doğru yola çağırsan da onlar asla hidayete ermezler. Verdiğin örnek ayete uymuyor. Uyması için bazılarınız Kuran'ı anlar, bazılarınız anlamaz demesi lazımdı. Ama ayette açıkça Rabbinin ayetlerini iplemeyenler deniyor. Gerçekten de kulaklarına sağırlık verilen birileri var, onlarda müslümanlar. Ne kadar anlatmaya çalışsanda farketmiyor, onlar için Muhammed'in her söylediği doğrudur. Normal insanlar eldeki verilere göre sonuca ulaşır, ama müslümanlarda sonuç bellidir, eldeki verileri sonuca nasıl uydurabiliriz diye düşünürler. Mesela elimizde 3 ve 7 sayıları var ve bize toplamları soruluyor. Normalde işleyiş şu şekildedir: 3+7=10 Ama müslümanlar şöyle düşünür, elimizde 10 sayısı var, hangi sayıları toplarsak bu sonucu elde ederiz diye kafa yorarlar. Eşitliğin soluna 10 sayısını yerleştirip sağ tarafı kafalarına göre doldururlar. 10=2+8 10=4+6 gibi... İşte müslümanların elindeki 10 sayısı Muhammed'in sözleri olan Kuran'dır. Link to post Sitelerde Paylaş
lineerlxl 0 Ocak 5, 2012 gönderildi Raporla Share Ocak 5, 2012 gönderildi Kuran'ın kesin doğru olduğunu kabul eden birisinin söze bu cümleyle başlaması çok komik kaçıyor doğrusu. Verdiğin öğüde önce kendin uy, daha sonra başkalarından uymasını bekle. Ben birçok şeyi önyargısızca defalarca sorguladım merak etmeyin. Kurana öyle inandım. Eğer böyle olmasaydım şuanda ne ibadet ediyor olurdum nede hayatımı bu kadar deiştirirdim. Hakkımda hiçbirşey bilmeden yaptığız bu yorum ne kadar önyarglı olduğunuzu gösteriyor. Bende sizin gibi insanları düşünerek böyle bir ricada bulunmuştum zaten. Link to post Sitelerde Paylaş
lineerlxl 0 Ocak 5, 2012 gönderildi Raporla Share Ocak 5, 2012 gönderildi (düzenlendi) Verdiğin örnek ayete uymuyor. Uyması için bazılarınız Kuran'ı anlar, bazılarınız anlamaz demesi lazımdı. Ama ayette açıkça Rabbinin ayetlerini iplemeyenler deniyor. Açıkçası burda ne demek istediğini tam anlamadım sanırım. Çünkü anladığım şeyi ifade etmene ihtimal vermekte zorlanıyorum. Demekki yazdıklarım ya okunmamış yada anlaşılmamış. Ocak 5, 2012 tarihinde lineerlxl tarafından düzenlendi Link to post Sitelerde Paylaş
lineerlxl 0 Ocak 5, 2012 gönderildi Raporla Share Ocak 5, 2012 gönderildi (düzenlendi) Lütfen önyargısız okuyalım. Allah bizim ne yapacağımızı bizden daha iyi bilir. Kimin sonunun ne olacağını da.. Ama bizi yapacaklarımız konusunda serbest bırakmıştır. Serbest bırakmasa bu hayat bir sınav olmazdı. Bunu hatırladıktan sonra Kuran'ı anlamaya engel olan ağırlık ve sağırlık konusuna geçelim; Bu ayeti düşünürken zaman kavramını bir kenara koyun. Tüm ömürlerin tamamlandığı bir anı düşünün. Allah, insanın yaptığı ve yapacağı herşeyi bilmektedir. Herşey onun izni ile olur. Burdaki "ağırlık ve sağırlık" insanın yaptıklarıdır. Sırt çevirmesidir.. Bu,insanın tercihidir ama bütün tercihlerimiz ve yaptığımız herşey, Allah'ın "ol" emridir. Ancak Allah'ın neye "ol" emrini verdiğini bilemeyiz. Kendimizin bile 1 saat sonra ne yapacağımızı bilmediğimiz gibi.. "Biz onların kalplerine, bunu anlamalarına engel olan bir ağırlık, kulaklarına da sağırlık verdik. Sen onları hidayete çağırsan da artık ebediyen hidayete eremeyeceklerdir." Özetle; Tercihlerimiz de Allah'ın emridir. Herşey Allahtan gelir. Andolsun insanı biz yarattık ve nefsinin kendisine fısıldadıklarını biliriz. Ve biz ona şah damarından daha yakınız. (Kaf 16) Bu noktada akıllara şöyle bir soru gelebilir. Eğer tercihlerimiz de Allah'ın emri ise Allah bizi neden yarattı? O zaman ne yapacağımız biliniyor demektir. Direk bizi cennete cehenneme neden koymadı? Allah bize direk yaptırım uygulasaydı, bazılarımız şöyle diyebilirdi; -Ben ne yaptımda ceza görüyorum? yada; -Ben bu kadar mükafatı hakedecek ne yaptım ? Burdan anlaşılıyorki, bir yaptırımın gerçekleşebilmesi için, ilgili bir eylemin vuku bulması gerekir. Eylem gerçekleşmiş ise, baskı altındamı yoksa hür iradeylemi yapıldığına bakılır. Baskı altında durum farklılaşır. (Allah bu yüzden kendini göstermiyor) Allah bize hür irade vermiştir ve bunu nasıl kullanacağımızı bilir. Tercihlerimiz bizim elimizdedir ama aynı zamanda Allahın "ol" emridir.. Özetle; Allah bu dünyada bizi bize gösteriyor. Ocak 5, 2012 tarihinde lineerlxl tarafından düzenlendi Link to post Sitelerde Paylaş
searcher1 0 Ocak 5, 2012 gönderildi Raporla Share Ocak 5, 2012 gönderildi Ben birçok şeyi önyargısızca defalarca sorguladım merak etmeyin. Kurana öyle inandım. Eğer böyle olmasaydım şuanda ne ibadet ediyor olurdum nede hayatımı bu kadar deiştirirdim. Hakkımda hiçbirşey bilmeden yaptığız bu yorum ne kadar önyarglı olduğunuzu gösteriyor. Bende sizin gibi insanları düşünerek böyle bir ricada bulunmuştum zaten. Gönderdiğin bir ileti hakkında yorum yapmak için, hakkında herşeyi öğrenmem mi gerekiyor? Ayrıca önyargısız kimse de yoktur hayatta, herkesin önyargıları vardır. Önemli olan, gerektiğinde kişinin önyargısınında yanlış olabileceğinin farkında olmasıdır. Bir sınav olsa, bu sınava 100 kişi girse.Sende bu 100 kişinin içinde olsan ve bu kişilerin 5 tanesinin geçemeyeceği gelecekten sana haber verilse çalışmayı bırakırmıydın?Allah'ın kimleri ifade ettiğini bilemiyoruz. Sen onlardan biri olmayabilirsin. Senin elinde. Ayetteki ifade de belirsizlik yok, açıkça Muhammed'in sözlerini dinlemeyenleri kastediyor. Bu ayet, Muhammed'in, kendisinin peygamber olduğuna ikna edemediği kişiler için yazılmış. Link to post Sitelerde Paylaş
lineerlxl 0 Ocak 5, 2012 gönderildi Raporla Share Ocak 5, 2012 gönderildi (düzenlendi) Gönderdiğin bir ileti hakkında yorum yapmak için, hakkında herşeyi öğrenmem mi gerekiyor? Ayrıca önyargısız kimse de yoktur hayatta, herkesin önyargıları vardır. Önemli olan, gerektiğinde kişinin önyargısınında yanlış olabileceğinin farkında olmasıdır. Herşeyi öğrenmen gerektiğini de nerden çıkardın? =) Sadece bu tür konuları konuşurken önyargılı yaklaşmadığımı bilsen yeterdi. "Önyargısız kimse yoktur hayatta" demişsin.. Bir insanın önyargısının olup olmaması farklı bişey, bir konuya önyargısız yaklaşması farklı bişey. Önemli olan, gerektiğinde kişinin önyargısınında yanlış olabileceğinin farkında olmasıdır. Katılıyorum. Ocak 5, 2012 tarihinde lineerlxl tarafından düzenlendi Link to post Sitelerde Paylaş
lineerlxl 0 Ocak 5, 2012 gönderildi Raporla Share Ocak 5, 2012 gönderildi (düzenlendi) Ayetteki ifade de belirsizlik yok, açıkça Muhammed'in sözlerini dinlemeyenleri kastediyor. Bu ayet, Muhammed'in, kendisinin peygamber olduğuna ikna edemediği kişiler için yazılmış. Evet, özellikle şuna dikkat çekmek istiyorum; Zaman kavramı çok önemli. Geniş bir zamana göre düşünelim. Hz.Muhammed'in sözünü başta dinlemeyenler, sonradan ona inandılar. Başta inanacakken sonradan inanmayanlar da oldu. Hz.Muhammed , bu işin sonunda kimlerin ona inanıp inanamayacağını bilemezdi. İcabında biri Peygambere inanmış gibi de yapabilirdi.(münafıklar) Yada inanacak biri henüz inanmamış olablirdi. Bunu ancak Allah bilebilir. Yani şunu,şunu,şunu demiyor. Kendisine asla inanmayanların olacağını söylüyor. İkna edemeyeceği kişiler olacağını söylüyor. Ama Hz.Muhammed bu işin sonunda bu kişilerin kim olacağını bilemediği için mümkün olan herkese tebliğ ediyordu. Ki öyle olması gerekirdi. Ocak 5, 2012 tarihinde lineerlxl tarafından düzenlendi Link to post Sitelerde Paylaş
şaman 0 Ocak 6, 2012 gönderildi Raporla Share Ocak 6, 2012 gönderildi Açıkçası burda ne demek istediğini tam anlamadım sanırım. Çünkü anladığım şeyi ifade etmene ihtimal vermekte zorlanıyorum. Demekki yazdıklarım ya okunmamış yada anlaşılmamış. Yazarken konuştuğun dilin kurallarına biraz dikkat edersen belki anlaşılır. Link to post Sitelerde Paylaş
demirefe 0 Ocak 6, 2012 gönderildi Raporla Share Ocak 6, 2012 gönderildi Evet, gelelim ağırlık ve sağırlık konusuna. Bu ayetler komik olmaktan çok dramatik! Bunlar doğru olsa trajik olurdu. Doğru olmadığı için dramatik diyorum. Kara mizah diyelim ya da! Öyle sınavdan herkes geçemez bazısı çakar filan diye konuyu açıklamaya kalkmak, tam bir dogma körlüğüdür. Hiç kimse ben bir üniversite, bir de işkencehane yaptırdım, bakalım kim hangisine gidecek bakmak istiyorum diye bir sistem kurmaz. Beğenmediklerimin beynine ağırlık koydum ve bir salaklık verdim, onlar sınavı kazanamazlar, üniversiteye gidemezler, onlara işkence yapılacaktır demez. İşkencehaneye onca masraf ettik, bir bina kaça yapılıyor, onca işkence aleti, maaş verdiğimiz onca uzman işkenceci, gardiyan vs. Oraya da insan lazım, herkesi üniversiteye doldurursak işkencehaneye kimi koyacağız da demez! O yüzden mecburen birilerinin beynini bloke edeceğiz ki, üniversiteyi kazanamasınlar ve onca masraf boşa gitmesin demez! Allahın gönderdiği iddia edilen kitapta, cehennemin doldurulacağına dair tanrının söz verdiği yazmaktadır! Paralel hadislerde de hiç günah işlenmese allahın onları helak edip günahkar bir kavim yaratacağı söylenmektedir! Yani illa cezalandıracak birileri olmazsa allahı hafakanlar basıyor! Böyle bir ahlak anlayışından ne beklenir? Şu beklenir: Ne halt yersem yeyim, şirk koşmadıkça allah o kadar da kızmaz. Şirk koşmadım ya, allah çok bağışlayıcı. Bu kadar ahlakı şirke endeksleyen bir dinin mensuplarından, her şeye affedici ama şirke acaip öfkelenen aşırı kaprisli bir tanrıya inanan bir kültürden, insanlığa gelecek hiç bir hayır yoktur! Link to post Sitelerde Paylaş
Recommended Posts