Jump to content

Kendini kandıranlar ateistlerdir...


Recommended Posts

Sen nasıl çakma ateistsen, böyle birine de çakma müslüman diyorlar işte, ben burada gerçek müslümanlardan ve ateistlerden bahsettiğimi defalarca söyledim(:

Onun çakma veya hakiki olması beni ilgilendirmez, adam kendini müslüman diye tanımlıyor, çakma mı gerçek mi diye mi kafa yoracağım?

Ne yani, sana gerçek ateist olduğumu ıspat etmek için lanet olsun, hayatın anlamı yokmuş, artık yaşamama gerek kalmadı. Gidip intihar edeyim mi demem lazım?

tarihinde searcher1 tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 829
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

Canlılık nasıl insan zihninin ürünü bir kavram oluyor? Kendi iletindeki gerçeğin tanımını buraya bir daha koyayım da, birkaç defa oku. Yazmışsın ama gerçeğin ne demek olduğunu hala kavrayamamışsın.

Kafanın karışacağını söylemiştim(: Bak bunu en iyi anibal anlatmıştı zamanında, benim yazdıklarımı önyargıyla okuduğun için anlamakta zorlanabilirsin diye ondan alıntı yapıyorum..

Canlı varlıklar, cansız varlıklardan farklı değildir..

Olay tamamen insanın bir şeylere bir sıfat takma kaygısından kaynaklanan semantik bir durumdan ibarettir.

Biz bir takım özellikler gösteren şeylere cansız, diğerlerine canlı diyoruz. Ama o özelliklerin aslında aynı şey olduğunu farketmiyoruz, çünkü bunu ancak 100 yıl önce filan keşfetmişiz. Canlı dediğinizde, elektron al gülüm ver gülüm ve tabiki buna dair kimyadan, cansız dediğinizde aynı alış veriş kimyadan mütevellittir. Canlı ise cansız aynı şeydir aslında.

Eminim başta hacı, ne söylediğimi anlamayacak, bakın şimdi bir sürü şey sayacak.

Hacı, bir şeyin farkı nerden baktığına bağlıdır. Eğer alttan, atom, element, molekül vs. gibi fizik seviyesinden bakarsan, varlık seviyesinden bakarsan canlı ile cansız aynı şeydir aslında. Ama gider tepeden bakarsan, o zaman cansız ile cansızda farklı, canlı ile canlıda farklı, canlı ile cansız da farklı oluverir. Her varlık başka bir şey gösterir. Sen bu farkları kendi kafana göre seçip bu canlı, bunun şusu farklı, busu farklı diye çıkarsan, bu sadece seni bağlar, doğayı ve varlığı değil.

Şimdi bir daha söyle bakalım, canlılık insan zihninin ürünü olan bir kavram mı? Mesela sen benim zihnimin ürünü müsün? Sen canlı değil misin? Senin bu canlı olma durumuna canlılık denmiyor mu?

Evet canlı cansız ayrımı yapan insan zihnidir ve evet ''ben,sen,o'' dediğimiz benlik kavramı da bize ait hahaha..

Hayatın anlamı neden "hayatta kalmak" olmuyormuş?

Hayatta kalmak bir sonuçtur, neden değil.. hayatının anlamı nedir demek neden hayatta kaldığının sorgulamasıdır zaten..

Zevk alma benim hayattaki amaçlarımdan birisidir, hayatın anlamı olduğunu iddia etmedim.

Diğer amaçlarını say öyleyse, görelim bakalım zevk almaktan -zihnin uydurduğu kavramlarlar olmak ölçüsünde- ne farkı varmış..

Everest'in fikri Everest'i bağlar, beni değil. Yoksa sen Everest'in fikrinin gerçek olduğunu mu sanıyorsun? Yukardaki alıntıda gerçeği bir kere daha oku. Everest'in fikri kendi zihninin ürünüdür, gerçekle alakası yok. Fikirler doğru veya yanlış olur, ama gerçek olmaz.

Seni bağlaması için değil, ilk defa duyuyorum dediğin için şey ettiydim.

Fikirler doğru olabilir ama gerçek olamaz ne demek yaw?

Gerçekler insan zihninden bağımsız var olmalıdır demek, insan zihnince tespit edilemez demek değil ki?

Sen iyice çorba ettin herşeyi(:

Yokya, gerçek bir ateist hayatın anlamsız olduğunu görünce birden yemeden içmeden mi kesiliyor yoksa intihar mı ediyor, artık bu hayatın anlamı yok diye?

Ben böyle bir iddiada bulunmadım, anlamsızlık intiharı zorunlu kılacak diye birşey yok, yaşamak için anlam uydurma zorunluluğu var.

Şimdi git, alıntı yaptığım iletideki gerçeğin tanımını bir daha oku, ki kafana iyice girsin. Hala öğrenememişsin gerçeğin insan zihninden,bilincinden bağımsız olarak varolan şey olduğunu. Bu tanrı kavramı müslümanların zihninde zihninin/bilincinin ürünü değil mi, insanın yorumlamasına muhtaç değil mi? İnsan zihninin ürünü olan tanrı nasıl gerçek oluyor?

Kaç kere söyleyeceğiz, bana ne tanrı hakkında maval okuyup duruyorsun, müslümanlar bu söylediklerinin farkında mı değil mi, bunun farkında olana müslüman denir mi denmez mi, bana bundan bahset..

Gerçek olarak kabul ettiği şeyle paralel yaşayanlar müslümanlar, gerçeği bilerek yaşayanlar ise ateistlerdir.

Sözüme geldin mi şimdi, demek ki neymiş; gerçek olarak kabul ettikleri şeye paralel yaşadıklarına göre müslümanlar değil, gerçeği bildikleri halde onu gözardı etmek zorunda olan ateistler kendilerini kandırıyorlarmış değil mi? Yine anlamadın değil mi?(:

Link to post
Sitelerde Paylaş
Evet canlı cansız ayrımı yapan insan zihnidir ve evet ''ben,sen,o'' dediğimiz benlik kavramı da bize ait hahaha..

Yani zihnimiz olmasa canlı olmayacak mı demek istiyorsun? O zaman hayvanlar ve bitkilerde mi yok?

Hayatta kalmak bir sonuçtur, neden değil.. hayatının anlamı nedir demek neden hayatta kaldığının sorgulamasıdır zaten..

Yaşadığımız için, ölmediğimiz için hayatta kalıyoruz, bunun neresini sorgulayayım? Hayatta olduğum için ilahi bir anlam mı aramalıyım yani? Hayatta kalmak için bir neden mi bulmalıyım? Ölmüyorsam, hayattayım demektir.

Diğer amaçlarını say öyleyse, görelim bakalım zevk almaktan -zihnin uydurduğu kavramlarlar olmak ölçüsünde- ne farkı varmış..

Diğer amaçlarımdan sana ne? Ben amaçlarımın hayatın anlamı olduğunu söyledim mi?

Seni bağlaması için değil, ilk defa duyuyorum dediğin için şey ettiydim.

Fikirler doğru olabilir ama gerçek olamaz ne demek yaw?

Gerçekler insan zihninden bağımsız var olmalıdır demek, insan zihnince tespit edilemez demek değil ki?

Sen iyice çorba ettin herşeyi(:

Doğru tam olarak gerçeğin anlamını karşılamaz, gerçek kişiden kişiye değişmez, ama doğru kişiden kişiye, içinde bulunulan şartlara göre değişkenlik gösterebilir. A durumunda doğru olan birşey, B durumunda yanlış olabilir. Yani doğru ve yanlış insan zihninin algılamasıdır.

Ben böyle bir iddiada bulunmadım, anlamsızlık intiharı zorunlu kılacak diye birşey yok, yaşamak için anlam uydurma zorunluluğu var.

Yaşamak için neden bir anlam uydurma zorunluluğu olsun diyorum bende? Mesela, hayvanlar ve bitkiler yaşamak için bir anlam mı uyduruyor?

Kaç kere söyleyeceğiz, bana ne tanrı hakkında maval okuyup duruyorsun, müslümanlar bu söylediklerinin farkında mı değil mi, bunun farkında olana müslüman denir mi denmez mi, bana bundan bahset..

Habire tanrı kavramı müslümanın gerçeğidir diyen sen değil misin? Müslümanlar gerçeğin tanımını bilmiyorlar mı? Biraz okuyan herkes bilir, bilmiyorsa açar sözlüğü tanımına bakar. Sonra bir de zihninde oluşturduğu tanrı kavramına bakar, gerçeğin tanımıyla uyuşmadığını görür. Bu benim söylediklerimin farkında olan müslüman da vardır, olmayanda. Farkında olana niye müslüman denmesin? Adam iman yoluyla inanıyor. Gerçeklik tanımının, onun tanrı kavramıyla uyuşup uyuşmadığı onun için önemli değil ki. Zaten çoğunun bunun üzerine kafa yorduğunu bile sanmıyorum. Adamlar ya varsa diye inanıyorlar. Halife Ali bile Muhammed'i şahsen tanımasına rağmen öyle inanmışken, Muhammed'i hayatında hiç görmemiş olanlar neden inanmasın?

gerçek olarak kabul ettikleri şeye paralel yaşadıklarına göre müslümanlar değil, gerçeği bildikleri halde onu gözardı etmek zorunda olan ateistler kendilerini kandırıyorlarmış değil mi?

O senin iddian. Ateist dediğin kişi zaten gerçeği arayan, bulduğu gerçekle yaşamayı kabul eden kişidir. Kişi gerçekleri kabul ederek yaşıyorsa, bu nasıl kendini kandırmak oluyor? İnsanın kendisini gerçekle kandırması diye bir şey mi var yoksa? Bu arada hayatta çeşitli amaçlar edinerek hayatlarını da renklendirirler.

Habire gerçek ateist, gerçek müslüman deyip duruyorsun. Birisi kesin olarak tanrı yoktur diyorsa ateisttir, diğeri Allah vardır ve ben ona inanıyorum diyorsa müslümandır. Sahtesi nasıl olur? Kişi aslında bir tanrının varlığına inanıyor, ama dışarıya karşı bu inancını saklayıp ben ateistim diyorsa sahte ateist, Allah'a inanmayıpta ben Allah vardır ve ben ona inanıyorum diyorsa sahte müslümandır.

Birisine sahte ateist diyebilmen için, onun bir tanrının varlığına inandığını ıspatlaman gerekir, bunu yapamıyorsan sadece iftira atmış olursun.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Yani zihnimiz olmasa canlı olmayacak mı demek istiyorsun? O zaman hayvanlar ve bitkilerde mi yok?

Yazılanları anlamadığın için aynı soruları yöneltiyorsun, cevaplar yine aynı olacak ve muhtemelen yine anlayamayacaksın, anlaşılan seninle işimiz var..

Canlılık insan zihnine ait bir kavramdır diyoruz, neden mi? Hani dedik ya gerçek dediğimiz şey şartlara göre değişkenlik göstermemeli, işte nereden bakıldığına bağlı olarak bu kavramların nasıl değişkenlik gösterdiğini anibal izah etmiş, anlayamıyorsan yapacak birşey yok(:

Yaşadığımız için, ölmediğimiz için hayatta kalıyoruz, bunun neresini sorgulayayım? Hayatta olduğum için ilahi bir anlam mı aramalıyım yani? Hayatta kalmak için bir neden mi bulmalıyım? Ölmüyorsam, hayattayım demektir.

Ölmediğimiz için ne demek, neden ölmüyorsun? Çünkü ölmemek için hayatta kalmaya çaba gösteriyorsun, içinde hiçbir anlam barındırmayan çaba mı olur?

Diğer amaçlarımdan sana ne? Ben amaçlarımın hayatın anlamı olduğunu söyledim mi?

Şimdi zevk almak diye bir amacın olduğunu kabul ediyorsun, diğer amaçlarınla beraber hepsini hayatından çıkar bakalım hayatta kalabiliyor musun?

Amaç dediğin şeylerin hayatın anlamından farklı birşey mi olduğunu zannediyorsun?

Doğru tam olarak gerçeğin anlamını karşılamaz, gerçek kişiden kişiye değişmez, ama doğru kişiden kişiye, içinde bulunulan şartlara göre değişkenlik gösterebilir. A durumunda doğru olan birşey, B durumunda yanlış olabilir. Yani doğru ve yanlış insan zihninin algılamasıdır.

İnsan zihninin algılaması dediğin dünyanın varolduğu da bir gerçek değil mi, kişiden kişiye değişiyor mu, tanrının olmadığı da mı gerçek değil?

sen everest'in yazdıklarına ''onun zihninin ürünü, onlara gerçek diyemezsin'' dediğine göre, onun dile getirdiklerinin yukarıda saydıklarımdan bir farkı var mı?

Yaşamak için neden bir anlam uydurma zorunluluğu olsun diyorum bende? Mesela, hayvanlar ve bitkiler yaşamak için bir anlam mı uyduruyor?

Heheheeheee hayatın aslında anlamsız olduğunun farkında olana ateistler için geçerlidir bu diye diye dilimde tüy bitti, sen kalkmış müslümanlara bile yöneltmediğim bir şeyi bitkilerle çürütmeye çalışıyorsun hahahaa..

Habire tanrı kavramı müslümanın gerçeğidir diyen sen değil misin? Müslümanlar gerçeğin tanımını bilmiyorlar mı? Biraz okuyan herkes bilir, bilmiyorsa açar sözlüğü tanımına bakar. Sonra bir de zihninde oluşturduğu tanrı kavramına bakar, gerçeğin tanımıyla uyuşmadığını görür. Bu benim söylediklerimin farkında olan müslüman da vardır, olmayanda. Farkında olana niye müslüman denmesin? Adam iman yoluyla inanıyor. Gerçeklik tanımının, onun tanrı kavramıyla uyuşup uyuşmadığı onun için önemli değil ki.

Bu kadar basit, ben de onu diyorum farkında olan için bile bu farkındalık tanrı inancından vazgeçiremiyorsa, yine kendini kandırdıklarından bahsedemezsin. Bundan söz etmen için tanrının olmadığına emin olmaları ve buna rahmen tanrı varmış gibi yaşamaları lazım.

Habire gerçek ateist, gerçek müslüman deyip duruyorsun. Birisi kesin olarak tanrı yoktur diyorsa ateisttir, diğeri Allah vardır ve ben ona inanıyorum diyorsa müslümandır. Sahtesi nasıl olur? Kişi aslında bir tanrının varlığına inanıyor, ama dışarıya karşı bu inancını saklayıp ben ateistim diyorsa sahte ateist, Allah'a inanmayıpta ben Allah vardır ve ben ona inanıyorum diyorsa sahte müslümandır.

Sahte demedim çakma dedim, sahtelik dediğin gibi tanrı inancı olup ben ateistim demekle olur, aradaki fark şu; nasıl buradaki kirec gibi müslüman geçinenlere ''sen allah vardır diyorsun ama onun varlığını savladığında kabul etmen gerekenleri reddediyorsun, sen çakma müslümansın'' diyebiliyorsanız, aynı şekilde sen de tanrının olmadığını söylüyorsun ama bunun hayatın anlamı olmadığı anlamına geldiğini kabullenemiyorsun bu yüzden çakma oluyorsun(:

Link to post
Sitelerde Paylaş

kendini kandırmak meselesini biraz daha açmak lazım...

kanmak aldanmak yanılmak başka bir şeydir kendini kandırmak başkabir şey...

biz müslümanlar olaraktan kandırılıyor olabiliriz bu mümkündür peygamberler bizi keklemiştir belki...

ama kendini keklemek ise farklı bir beceri durumudur...

Link to post
Sitelerde Paylaş

kendini kandırmak meselesini biraz daha açmak lazım...

kanmak aldanmak yanılmak başka bir şeydir kendini kandırmak başkabir şey...

biz müslümanlar olaraktan kandırılıyor olabiliriz bu mümkündür peygamberler bizi keklemiştir belki...

ama kendini keklemek ise farklı bir beceri durumudur...

:lol:

Link to post
Sitelerde Paylaş

insan kendini kandırdıgının farkında olmaz. kendini kandırmıyorsa zaten kandırmıyordur. kendini kandırıyorsa zaten kandırıyodur ve

kendini kandırmadaki farkındalıgı bir kendini kandırmaktan ibarettir.

(bkz: paradox)

"en kolay şey insanın kendisini aldatmasıdır, çünkü bir insan genellikle istediği şeyin gerçek olduğuna inanır."

demostenes

(kendini aldatmada) yalanın söylendiği kişi ve yalanı söyleyen kişi aynı kişidir. bu, aldatan sıfatımla benden saklanan gerçeği aldatıcı sıfatımla

biliyor olduğum anlamına gelir. henüz, gerçeği daha dikkatli saklamak için tam olarak bilmeliyim -ve bu, bir ikiliğin biçimini yeniden kurmamıza

olanak sağlayabilecek bir aralıkta, iki ayrı anda değildir- tek bir planın bütün yapısı içersinde. eğer onu biçimlendiren ikilik bastırılmışsa,

yalan varlığını daha nasıl sürdürebilir?

sartre

Link to post
Sitelerde Paylaş
Yazılanları anlamadığın için aynı soruları yöneltiyorsun, cevaplar yine aynı olacak ve muhtemelen yine anlayamayacaksın, anlaşılan seninle işimiz var..

Canlılık insan zihnine ait bir kavramdır diyoruz, neden mi? Hani dedik ya gerçek dediğimiz şey şartlara göre değişkenlik göstermemeli, işte nereden bakıldığına bağlı olarak bu kavramların nasıl değişkenlik gösterdiğini anibal izah etmiş, anlayamıyorsan yapacak birşey yok(:

Nasıl insan zihnine ait? Hala insan zihnine bağlı diyorsun? Diyelim insanlık yok oldu, tamam mı, şimdi kaldı mı insan zihni? Kalmadı di mi? Ama hala bir varlık olarak hayvanlar ve bitkiler hala varolmakta devam etmiyorlar mı? Bir kaya ile bir tavşanın özelliği aynı mı? İnsan canlı cansız ayrımı yapıyorsa, onların varolan özelliklerine göre yapıyor. İnsan zihni olsa da, olmasa da özellikler var hala.

Gelelim Anibal'in bakış açısına.. Mesela su molekülünü ele alalım. Su molekülü hidrojen ve oksijen atomlarının birleşmesinden oluşur. Hidrojen ve oksijen birleşmeden önce farklı özelliklere sahipken, birleşince yepyeni bir madde ortaya çıkar: Su. Aslında onlara da sadece proton, nötron ve elektron seviyesinden bakarsak, hidrojen, oksijen ve su aynı dememiz lazım. Ama aynı değil. İnsan zihni olsa da, olmasa da, bu farklılık değişmiyor.

Sana bir de sayılardan örnek vereyim. 3 ve 7 sayılarını ele alalım. Şimdi bu 3 ve 7 birbirinin aynı mı? Anibal'in bakış açısından gidersek aynı olması lazım. İkisi de 1'lerden oluşuyor, 3'te 3 tane, 7'de 7 tane bir var. 1'ler seviyesinden bakarsak, 3 ve 7 aynı.

İnsan zihninin algılaması dediğin dünyanın varolduğu da bir gerçek değil mi, kişiden kişiye değişiyor mu, tanrının olmadığı da mı gerçek değil?

sen everest'in yazdıklarına ''onun zihninin ürünü, onlara gerçek diyemezsin'' dediğine göre, onun dile getirdiklerinin yukarıda saydıklarımdan bir farkı var mı?

Dünyanın varolduğu gerçeğinin insan zihni algılaması dediğimi nereden çıkardın? Hangi yazımda dünyanın varlığı insan insan zihninin algılaması demişim?

Heheheeheee hayatın aslında anlamsız olduğunun farkında olana ateistler için geçerlidir bu diye diye dilimde tüy bitti, sen kalkmış müslümanlara bile yöneltmediğim bir şeyi bitkilerle çürütmeye çalışıyorsun hahahaa..

Yaşamak için bir anlam uydurulması gerektiğini söyleyen sensin. Sana yaşamak için bir anlam uydurmaya gerek yok diyorum. Bir bitki yaşamak için bir anlam mı uyduruyor? Yoo, ama yine de canlılığını sürdürüyor değil mi? Gerekli besinlerini alsın yeter ona. Canlılığını sürdürmek için ille de özel bir anlamı olması gerekmez.

Bu kadar basit, ben de onu diyorum farkında olan için bile bu farkındalık tanrı inancından vazgeçiremiyorsa, yine kendini kandırdıklarından bahsedemezsin. Bundan söz etmen için tanrının olmadığına emin olmaları ve buna rahmen tanrı varmış gibi yaşamaları lazım.

Kendini kandırmak ille de tanrının varlığı konunda mı olmalı? Müslümanlık sadece tanrının varlığı ile mi ilgili? Öyle olsaydı, adı müslümanlık değil, deizm olurdu. Müslümanlığın bir sürü kuralı, ritüeli, olaylara dini bir bakış açısı var.

Mesela müslümanlıkta faiz yasak. Ama kar payı diye bir sistem kurmuşlar, kendilerin bu şekilde kandırıyorlar. Burada biz zarara da ortak oluyoruz diye kendilerini kandırıyorlar. Ama nedense hiçte zarar etmiyorlar, içten içe bilmiyorlar mı zarar etmeyeceklerini?

İslam özellikle Türkiye'de varolan şartlara uymuyor, bir müslümanın günümüz Türkiye şartlarında varlığını sürdürebilmesi için İslam'ın bazı kuralları konusunda kendilerini aldatmaları lazım.

Link to post
Sitelerde Paylaş
Sahte demedim çakma dedim, sahtelik dediğin gibi tanrı inancı olup ben ateistim demekle olur, aradaki fark şu; nasıl buradaki kirec gibi müslüman geçinenlere ''sen allah vardır diyorsun ama onun varlığını savladığında kabul etmen gerekenleri reddediyorsun, sen çakma müslümansın'' diyebiliyorsanız, aynı şekilde sen de tanrının olmadığını söylüyorsun ama bunun hayatın anlamı olmadığı anlamına geldiğini kabullenemiyorsun bu yüzden çakma oluyorsun(:

Müslüman olmakla ateist olmak aynı mı? Müslümanlığın yazılı bir sürü kuralı, ritüeli var, ateistliğin ise tek şartı var, o da tanrı yoktur demek. Tek şartı olan olan bir şeyin çakması, gerçeği mi olur? Sen kafandan bir özellik uydurupta, ateistsen bu özellik sende de olmalı diye dayatamazsın.

Şimdi aklıma geldi de.. Hala canlı ile cansız eynı diyorsan, sokağa çıkıp bir denemesini yap. Önce bir taşa bir tekme at, sonra da bir adama. Bak bakalım, ikisi de aynı mıymış? Belki adamdan yiyeceğin yumruğun etkisiyle moraran gözünde zihninin bir ürünüdür.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Nasıl insan zihnine ait? Hala insan zihnine bağlı diyorsun? Diyelim insanlık yok oldu, tamam mı, şimdi kaldı mı insan zihni? Kalmadı di mi? Ama hala bir varlık olarak hayvanlar ve bitkiler hala varolmakta devam etmiyorlar mı? Bir kaya ile bir tavşanın özelliği aynı mı? İnsan canlı cansız ayrımı yapıyorsa, onların varolan özelliklerine göre yapıyor. İnsan zihni olsa da, olmasa da özellikler var hala.

Gelelim Anibal'in bakış açısına.. Mesela su molekülünü ele alalım. Su molekülü hidrojen ve oksijen atomlarının birleşmesinden oluşur. Hidrojen ve oksijen birleşmeden önce farklı özelliklere sahipken, birleşince yepyeni bir madde ortaya çıkar: Su. Aslında onlara da sadece proton, nötron ve elektron seviyesinden bakarsak, hidrojen, oksijen ve su aynı dememiz lazım. Ama aynı değil. İnsan zihni olsa da, olmasa da, bu farklılık değişmiyor.

Sana bir de sayılardan örnek vereyim. 3 ve 7 sayılarını ele alalım. Şimdi bu 3 ve 7 birbirinin aynı mı? Anibal'in bakış açısından gidersek aynı olması lazım. İkisi de 1'lerden oluşuyor, 3'te 3 tane, 7'de 7 tane bir var. 1'ler seviyesinden bakarsak, 3 ve 7 aynı.

Yine çorba yapmışsın herşeyi.. Canlılık kavramı insan zihninin ürünüdür demek, dış dünyada madde yoktur demek değil, hele ki o maddeden farklı davranışlarda bulunan yapılar oluşmaz demek hiç değil!

Tabiki oksijen ve su arasında farklı özellikler var, bir taş ile insanın arasında olduğu gibi, ama bu farklılık o cansız dediğin maddeye ait, herşey maddenin doğa kanunları gereği gösterdiği davranış biçimlerinden ibaret. Sana atılan bir yumruğa karşılık vermen, tamamen o cansız dediğin beynindeki süreçlerin bir ürünü, ben dediğin şey o reaksiyonları kontrol mu ediyor, ona göre programlanmış bir robot gibi doğanın sana biçtiği rolü oynuyorsun sadece, bu açıdan bir taştan farkın olmadığını söylüyoruz.

Dünyanın varolduğu gerçeğinin insan zihni algılaması dediğimi nereden çıkardın? Hangi yazımda dünyanın varlığı insan insan zihninin algılaması demişim?

Everest'in söylediklerinin 'dünya vardır'' fikrinden ne farkı vardı da onlar için '''onun zihninin ürünü, onlara gerçek diyemezsin'' dedin diyorum, sen ne diyorsun yahu(:

Yaşamak için bir anlam uydurulması gerektiğini söyleyen sensin. Sana yaşamak için bir anlam uydurmaya gerek yok diyorum. Bir bitki yaşamak için bir anlam mı uyduruyor? Yoo, ama yine de canlılığını sürdürüyor değil mi? Gerekli besinlerini alsın yeter ona. Canlılığını sürdürmek için ille de özel bir anlamı olması gerekmez.

Bak aynı cevabımı kopyalıyorum buraya ''hayatın aslında anlamsız olduğunun farkında olana ateistler için geçerlidir bu diye diye dilimde tüy bitti, sen kalkmış müslümanlara bile yöneltmediğim bir şeyi bitkilerle çürütmeye çalışıyorsun'' .. bunun nesini anlayamadın? Bir bitkinin de hayatın aslında anlamsız olduğunun farkında olduğunu mu iddia ediyorsun yoksa?(:

Kendini kandırmak ille de tanrının varlığı konunda mı olmalı? Müslümanlık sadece tanrının varlığı ile mi ilgili? Öyle olsaydı, adı müslümanlık değil, deizm olurdu. Müslümanlığın bir sürü kuralı, ritüeli, olaylara dini bir bakış açısı var.

Tamam işte o saydığın kuralları kabul etmeyene çakma müslüman diyoruz, onlar konumuz dışında, bu kuralların gerçek olmadığını bildiği halde kendini kandırmak için o kurallara uyan birine müslüman denilir mi?

Müslüman olmakla ateist olmak aynı mı? Müslümanlığın yazılı bir sürü kuralı, ritüeli var, ateistliğin ise tek şartı var, o da tanrı yoktur demek. Tek şartı olan olan bir şeyin çakması, gerçeği mi olur? Sen kafandan bir özellik uydurupta, ateistsen bu özellik sende de olmalı diye dayatamazsın.

Bir ateist hiçbir dayanağı olmadan mı tanrı yoktur diyor, bunu savlamak için geliştirdiği materyalist argümanlar, bilimsel teoriler vs yok mu?

Bunları kullanarak tanrı yoktur diyen biri, aynı savlardan ortaya çıkan ''hayatın anlamı'' olmadığı gibi gerçeklerden muaf olabilir mi?

Bunları kabullenmek zorunda olmaları söylediklerinin bir getirisidir, kimsenin kafasından birşeyler dayattığı falan yok..

Link to post
Sitelerde Paylaş

Yine çorba yapmışsın herşeyi.. Canlılık kavramı insan zihninin ürünüdür demek, dış dünyada madde yoktur demek değil, hele ki o maddeden farklı davranışlarda bulunan yapılar oluşmaz demek hiç değil!

Tabiki oksijen ve su arasında farklı özellikler var, bir taş ile insanın arasında olduğu gibi, ama bu farklılık o cansız dediğin maddeye ait, herşey maddenin doğa kanunları gereği gösterdiği davranış biçimlerinden ibaret. Sana atılan bir yumruğa karşılık vermen, tamamen o cansız dediğin beynindeki süreçlerin bir ürünü, ben dediğin şey o reaksiyonları kontrol mu ediyor, ona göre programlanmış bir robot gibi doğanın sana biçtiği rolü oynuyorsun sadece, bu açıdan bir taştan farkın olmadığını söylüyoruz.

Hala benim demediğim şeyleri demişim gibi öne süyüyor, ondan kendi kafana göre sonuçlara ulaşıyorsun. Ne zaman beynim cansız dedim ben? İradesi olan her canlı hareketlerini kontrol eder.

Hem farklı yapılar arasında fark diyorsun, hem de insanın taştan farkı yok diyorsun. Ne dediğini biliyor musun sen? Ben falan açıdan bakınca öyle görünüyor demekle olmaz. At gözlüğü takmış gibi tek açıdan bakarsan tabii ki herşeyi aynı görürsün. Herkes senin gibi tek açıdan mı bakıyor sanki?

Şu doğanın bana biçtiği rolü bir anlatta, bakalım robot gibi onun biçtiği role göre mi hareket ediyorum, görelim.

Everest'in söylediklerinin 'dünya vardır'' fikrinden ne farkı vardı da onlar için '''onun zihninin ürünü, onlara gerçek diyemezsin'' dedin diyorum, sen ne diyorsun yahu(:

İlkönce, "dünya vardır" demek bir fikir değil, bir gerçektir. Bunu öğren önce. Everest sadece "dünya vardır" gibi tartışılmaz bir şey mi söylemis? Sen Everest'in dile getirdiği bir düşüncenin içinde gerçekler de var, yorumlarda var. İçinde gerçekler de var diye fikrinin tamamına doğru mu demeliyim yani. Everset'in söylediğini gerçek diye kabul ediyorsan, o senin bileceğin iş, ama kendin kabul ettiğin birşeyi bana kabul ettirmeye çalışma.

Bak aynı cevabımı kopyalıyorum buraya ''hayatın aslında anlamsız olduğunun farkında olana ateistler için geçerlidir bu diye diye dilimde tüy bitti, sen kalkmış müslümanlara bile yöneltmediğim bir şeyi bitkilerle çürütmeye çalışıyorsun'' .. bunun nesini anlayamadın? Bir bitkinin de hayatın aslında anlamsız olduğunun farkında olduğunu mu iddia ediyorsun yoksa?(:

Hayatın anlamsız olduğunu söyleyen sensin, bana bu fikrini gerçekmiş gibi dayatıp durma. Sana söyledim ya, hayatın anlamı canlılığını sürdürmektir diye.

Tamam işte o saydığın kuralları kabul etmeyene çakma müslüman diyoruz, onlar konumuz dışında, bu kuralların gerçek olmadığını bildiği halde kendini kandırmak için o kurallara uyan birine müslüman denilir mi?

Nasıl kabul etmiyor yahu, adam kabul ediyor ama uymamak için bahaneler yaratıyor kafasında. O kuralların gerçek olduğunu da biliyor. Bir müslüman içkinin yasak olduğunu bile bile içki içmiyor mu? Bu kuralında gerçekten islamda var olduğunu bilmiyor mu? Ama yine bir bahane bulup içmiyor mu? Senin müslümanlık kritelerine uymadığı için, o kişi çakma müslüman mı oluyor? Yani aslında müslüman değil ama müslümanları kandırmak için müslümanmış gibi yaşıyor mu demek istiyorsun o içki içen kişi için? Tek gerçek müslüman sen misin yani? Yok o falan kural uymuyor, o zaman çakma müslüman, yok şu falan kurala uymuyor, o da çakma dersen ortada müslüman bırakmazsın.

Bir ateist hiçbir dayanağı olmadan mı tanrı yoktur diyor, bunu savlamak için geliştirdiği materyalist argümanlar, bilimsel teoriler vs yok mu?

Bunları kullanarak tanrı yoktur diyen biri, aynı savlardan ortaya çıkan ''hayatın anlamı'' olmadığı gibi gerçeklerden muaf olabilir mi?

Bunları kabullenmek zorunda olmaları söylediklerinin bir getirisidir, kimsenin kafasından birşeyler dayattığı falan yok..

Var tabii. Bilim. Bilim ne zaman hayatın anlamı yok demiş? Eğer bilim hayatın anlamı yoktur dediğini iddia ediyorsan, o zaman bilimin onu iddia ettiğine dair kanıt getirmelisin.

tarihinde searcher1 tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

yanlız şöyle bir şey var...

zihnimizde olup da doğada olmayan şeylerden bahsediyoruz demi...

burada bir çelişki yok mu...

yani zihnimiz doğanın bir parçası değil mi...

zihnimizin ürettikleri de öyle değil mi...

sonuçta hayal ürünü dediğimiz şeyler de doğanın bir parçası...

doğa hayalleri de içeriyor...

öyle demi...

yoksa çorba mı pişirdik gene..

Link to post
Sitelerde Paylaş

kirec aynı saçma önermeyi searcher da yapmıştı ama sonra hatasını anladı, bakalım diğer saçmalıklarının ne zaman farkına varacak..

İnsan zihni doğadan ayrı bir yapı mı ki, o zihinde oluşanların gerçekliği olmasın? O da doğanın içinde olan bir yapı, dolayısıyla o zihnin ortaya attıkları da doğanın bir ürünü, bir gerçeklik. Canlı olan herşeyin içinde vardır bu kavramlar.

Tanrı kavramı da doğanın bir ürünü olan zihin taradından ortaya atılmış olduğuna göre, o da mı bir gerçekliktir(:

İşte kafanızın almadığı ve konuyu kabullenemeyişinizin çıkış noktası bu aptalca fikir, ''hayatımın anlamı evrimle ortaya çıkmıştır, evrim de gerçek olduğuna göre bu anlam gerçektir'' diye bir mantık yok..

Gerçek denilen şey, herhangi bir bilinçten/zihinden bağımsız olarak varolandır, insan algısına ve yorumlamasına ihtiyaç duymaz..

Haklısın Brutal, gerçeklik buraya uymamış, zihnin ortaya attıkları kavram oluyor. Yani bilinç varsa, bu kavramlar var.

Link to post
Sitelerde Paylaş

yanlız şöyle bir şey var...

zihnimizde olup da doğada olmayan şeylerden bahsediyoruz demi...

burada bir çelişki yok mu...

yani zihnimiz doğanın bir parçası değil mi...

zihnimizin ürettikleri de öyle değil mi...

sonuçta hayal ürünü dediğimiz şeyler de doğanın bir parçası...

doğa hayalleri de içeriyor...

öyle demi...

yoksa çorba mı pişirdik gene..

verilmeyen bilgiye ulaşamayız.. Hayallerde veya delirene kadar düşündüğümüzde bile.. Bilgi de kainat gibi yaratılır ve biz yaratılmayan bilgiye vakıf olamayız.. Ölüyü diriltme bilgisi dahi yaratılmış, ışınlanma yaratılmış, 2012 mevzuunda dahi yaratılan bilgilere ulaştık.. Eğer Rab bilmemizi istemese bilmezdik...

Link to post
Sitelerde Paylaş

yanlız şöyle bir şey var...

zihnimizde olup da doğada olmayan şeylerden bahsediyoruz demi...

burada bir çelişki yok mu...

yani zihnimiz doğanın bir parçası değil mi...

zihnimizin ürettikleri de öyle değil mi...

sonuçta hayal ürünü dediğimiz şeyler de doğanın bir parçası...

doğa hayalleri de içeriyor...

öyle demi...

yoksa çorba mı pişirdik gene..

Link to post
Sitelerde Paylaş
Hem farklı yapılar arasında fark diyorsun, hem de insanın taştan farkı yok diyorsun. Ne dediğini biliyor musun sen? Ben falan açıdan bakınca öyle görünüyor demekle olmaz. At gözlüğü takmış gibi tek açıdan bakarsan tabii ki herşeyi aynı görürsün. Herkes senin gibi tek açıdan mı bakıyor sanki?

Sen çok anlayış fukarası birşey çıktın ya, sana maddenin canlılığı gerektirecek bir davranış farkı olmadığını söylüyoruz.. cansızlık/canlılık açısından bir fark olmadığını söylemek, maddi oluşumların arasında hiçbir davranış farkı olmadığını söylemek midir ne saçmalıyorsun sen.

Bak hacı amcanız bunu nasıl izah ediyor..

Yalnız tek bir madde var.. Ve o geniş bir davranış yelpazesi sergiliyor.

Mikroskopta gördüğün cansız maddelerden oluşan bir varlık.

Cansız denen maddenin oldukça geniş bir davranış repertuvarı var.

Canlılık dediğin onlardan biri...

Canlı olma durumunu cansız olma durumundan hangi kriterlere göre ayırıyorsun?

Bütün sorun orada..

Hatta diyebiliriz ki böyle bir ayırım yapaydır.

Canlılık dediğimiz şey aslında cansız maddenin davranış biçimlerinden biridir.

Bilinç, içgüdü, hareket ve diğer niteliklerin hepsinin nedeni maddenin bazı davranış biçimleridir.

Hem cansızlıktan hem de canlılıktan madde sorumludur.

Canlı varlıklarla cansız varlıklar arasındaki davranış farklarını yanlış yorumladığınız için canlılığın cansızlıktan farklı olduğunu düşünüyorsunuz.

Burada davranışı farklı olan canlı madde değildir.

Cansız maddedir. Veya maddedir.

Cansız madde hem şu şekilde davranmaktadır, hem de bu şekilde davranmaktadır.

Eğer o davranışlar arasında fark varsa bundan o davranışların kendileri değil de, o davranışları yapan cansız madde veya tek kelime ile madde, sorumludur.

Link to post
Sitelerde Paylaş
İlkönce, "dünya vardır" demek bir fikir değil, bir gerçektir. Bunu öğren önce. Everest sadece "dünya vardır" gibi tartışılmaz bir şey mi söylemis? Sen Everest'in dile getirdiği bir düşüncenin içinde gerçekler de var, yorumlarda var. İçinde gerçekler de var diye fikrinin tamamına doğru mu demeliyim yani. Everset'in söylediğini gerçek diye kabul ediyorsan, o senin bileceğin iş, ama kendin kabul ettiğin birşeyi bana kabul ettirmeye çalışma.

İnsan zihninin ortaya attığı herşey bir fikirdir, dünyanın zihinlerin dışında da varolduğu materyalistler tarafından bir fikir olarak oluşturulur ve test edilerek gerçeklik kazanır.

Sana everestin söylemlerinin hangisi sizin dünya vardır söyleminizden farklıdır diye sordum, bana sadece onun bir yorumu olan ve bilimsel gerçeklik kazanmamış bir şey söyle..

Link to post
Sitelerde Paylaş

düşünceler hayaller kurgular gerçek değil midir...

yani bunlar yok mudur...

anlam dediğimiz şey bir düşüncedir zihinsel bir olaydır demi...

hayal kurgu diye şeyler de vardır ve bunların varlığı birer gerçektir...

tabi gerçeğin ne olduğu konusuna doğru bir analize girmek gerekiyor gibi...

Link to post
Sitelerde Paylaş

Nasıl kabul etmiyor yahu, adam kabul ediyor ama uymamak için bahaneler yaratıyor kafasında. O kuralların gerçek olduğunu da biliyor. Bir müslüman içkinin yasak olduğunu bile bile içki içmiyor mu? Bu kuralında gerçekten islamda var olduğunu bilmiyor mu? Ama yine bir bahane bulup içmiyor mu? Senin müslümanlık kritelerine uymadığı için, o kişi çakma müslüman mı oluyor? Yani aslında müslüman değil ama müslümanları kandırmak için müslümanmış gibi yaşıyor mu demek istiyorsun o içki içen kişi için? Tek gerçek müslüman sen misin yani? Yok o falan kural uymuyor, o zaman çakma müslüman, yok şu falan kurala uymuyor, o da çakma dersen ortada müslüman bırakmazsın.

Ben içki içen bir müslümana elbette çakma müslüman demem, ancak içkinin dinen haram olmadığını savunursa o kategoriye girebilir.

Peki içki içen bir müslüman nasıl kendini kandırmış oluyor?

Hangi gerekçeyi öne sürüyor mesela söyle ona göre değerlendirelim..

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...