Jump to content

İşte bir öğrencinin ağzından ÇYDD‏


Recommended Posts

Mail adresimi nerden buluyorlar bilmiyorum ama her zaman mail atıyorlar bugün bana gelen bir maili paylaşmak istiyorum islamcılar gene coşmuş en komiğime giden bölümse çydd'nin hıristiyan misyonerliği yapması

İşte bir öğrencinin ağzından ÇYDD

Bu aslında ilk ve tek değil. Ergenekon operasyonlarının ardından ÇYDD'nin ismi de gündeme gelince, geçmiş dönemde dernekten burs alan ve bugün pişman olan çok sayıda öğrenci maillerle ÇYDD'nin gerçek yüzünü gözler önüne sermeye çalışıyor. O maillerden bir tanesini yayınlıyoruz. İşte ÇYDD'den burs almış bir öğrencinin ağzından şok eden gerçekler....

"Merhaba ben K H.

Güvenlik nedeniyle soyadımı, oturduğum ili ve okuduğum üniversite hakkında bilgi vermek istemiyorum ama memleketim Van'dır. Üniversite son sınıfta okuyorum. 2 gün önce medyadan ÇYDD'ye karşı Ergenekon operasyonun yapıldığını öğrendim. ÇYDD ile ilgili bir kısım medyada eğitim gönüllüleri oldukları ve öğrencilere burs sağladıkları, özellikle kız çocuklarının eğitimi için çaba harcadıkları yazıyordu. Bir kısmında da ÇYDD'nin misyonerlik faaliyetlerinin MİT ve Genelkurmay raporlarıyla sabit olduğu haberleri vardı. Ben de bir ara ÇYDD'den burs almış birisi olarak bu ÇYDD'nin gerçek yüzünün ortaya çıkması için bilgi verme ihtiyacı hissettim ve bu maili göndermeye karar verdim.

Ben Van'da liseyi bitirdikten sonra üniversiteyi kazanıp geldiğim de maddi durumumuz kötü olduğu için çok zorluk çekiyordum. Aynı sınıfta okuduğumuz bir arkadaşım vardı. O ÇYDD'den burs alıyordu bende onun gibi alabilir miyim diye onunla konuştum. O da bana sen doğulusun sana kesin verirler diyerek cesaretlendirdi. Ben de onların bulunduğumuz yerdeki şubelerine gidip görüşmeye karar verdim. Hakikaten beni çok sıcak karşıladılar. Sen merak etme sana her türlü yardımı yapacağız, para, kalma konusunda bize güven dediler. Bir süre sonra bana bir ev gösterdiler burada kalabilirsin dediler ve burs da bağladılar. Evde kızlarla erkekler beraber kalıyorlardı hatta odalar da bile karma şekildeydi. Evde 5 kişi kalıyordu. Evin 3 odası vardı, 2 oda da kızlı erkekli kalınıyor diğer kalan küçük odada da bir kız yalnız kalıyordu ancak zaman zaman eve farklı erkeklerle geliyor ve beraber kalıyorlardı. Çok gece onların kahkahalarından ve gürültülerinden uyuyamadığımı bilirim. Evde temizlik anlayışı pek yoktu. Zaten herkes kafasına göre takılıyor istediği zaman girip çıkıyordu. Ben de bir kızla aynı odada kalmaya başladım. O da doğuluydu. Onu iki yıl öncesi alıp oraya getirmişler ve burs vermeye başlamışlar. Yani iki yıldır onlarla berabermiş. Kız bana hiç aklından bir şey geçirme benim gözüm dışarıda dedi. Tabi bu durumlar benim aile yapıma tersti. Verdikleri bursun bir kısmını sosyal etkinlik için kesiyorlar ve katılmak zorundasın diyorlardı. Parti gibi yapılan ve kırmızı şarap içilen bu etkinliklerde, sohbet grupları kuruluyordu. Bu gruplarda konuşmalara geçilmeden önce, Filipeliler, Markos diye biten ve numaraların okunduğu metinler okunuyordu. Sanki böyle din dersi gibi sohbetler oluyordu ama ben ilk zamanlar onları pek anlamıyordum. Taki 5. Toplantıda bunların İncil'in bölümleri olduğunu ve oradan bir şeyler anlattıklarını anladım.

Ben bazen memleketten kalma alışkanlık cumalara giderdim. Cumaya gittiğimi fark eden kız arkadaşım yani oda arkadaşım benden bir süre sonra rahatsız olmaya başladı ve galiba başkalarına söyledi. Daha sonra baskılar başladı ve bunu bırakmamı aksi takdirde bursu keseceklerini ve evden çıkaracaklarını söylediler. Ben maddi olarak çok zor durumda olduğumu benim kimseye bir zararımın olmadığını neden böyle davrandıklarını anlayamadığımı söyledim ancak onlar kararlılardı. Çok zor durumda olduğum için tamam dedim ve bundan sonra cumaya filan gitmeyeceğimi söyledim. Ben böyle söz verdikten sonra bursu kesmediler ancak tam güvenemedikleri için bazen cuma zamanlarında beni çağırıyorlar, görüşmek istiyorlar, böylece beni kontrol etmiş oluyorlardı. O sene böyle gitti.

İkinci sene yine evde kalmaya devam ettim ve bursumda devam ediyordu. Gittiğim ilk sene ramazan geçtiği için oruçla ilgili bir sorun olmamıştı ama ikinci sene ramazan geldiğinde yine bursu kesecekler korkusuyla oruç tutmayı aklımdan bile geçiremedim. Maddi olarak onlara ihtiyacım olduğu için onların her dediğine evet demek durumunda kalıyordum. Ben böyle davranırken bir gün Van'dan teyzem enişteyle beraber tedavi için buraya geleceklerini ve benim eve de uğrayacaklarını söylediler. Ben direk yok diyemedim ama kabulde edemiyordum. Gelmemeleri için çarem yoktu, engelleyemedim. Teyzemler gelip onlarda teyzemleri gördüklerinde şok oldular, buz kesildiler. Teyzem bizim oralardaki normal kadınlar gibi kapalıydı. Ancak bundan onlar hiç hoşlanmadılar ve iki gün sonra senin bize faydan olmaz, sen bize uygun değilsin diye beni evden çıkardılar ve bursumu da kestiler.

İşte ÇYDD'nin gerçek yüzü budur. Ne eğitim meraklısı ne de yardımseverdirler. Kendi amaçları için insanların zaaflarından faydalanarak kendi amaç ve hedeflerine ulaşmaya çalışan bir dernektir. Bunu da şundan biliyorum. Hemen hemen ayda bir okuduğumuz okuldaki hocalar ve öğrenciler ile ilgili tüm bilgiler bütün teferruatıyla yazılırdı. Bunlar odasında tek başına kalan o kız arkadaşımız organize ederdi. Bu kız hiçbir kural tanımazdı, hatta ben cumaları bıraktıktan sonra ödül olarak olduğunu anladım, benimle …. Cumhuriyet yürüyüşlerine gitme işini de o ayarlıyordu. Şehir dışına giderken otobüs bileti için falan biz para vermiyordu. Zaten böyle harcayacak kadar durumumda iyi değildi. Ayrıldığım sene o mezun olmuştu, o … sonra ben ona ilgi gösterince bana, orada kal ben kaymakam karısı olacağım dedi.

Bazen kendimden utanıyorum. Ama o zaman maddi olarak çok zor durumdaydım. Mecburdum. Ben kimsenin kötülüğünü istemedim. Onlardan korkmuyorum. Çünkü korkak olduklarını biliyorum. İsmimi yazmıyorum çünkü bu defterin kapanmasını istiyorum. Ama bunların çirkin yüzünü herkes bilmesi lazım.

Bu mailimi yayınlarsanız, halka yarar sağlamış olursunuz. Gençler içinde bulundukları zor durumlardan dolayı tuzağa düşürülmesinler."

Link to post
Sitelerde Paylaş

Şimdi bir mail daha geldi onuda paylaşayım;

Genelkurmay ve MİT raporu: ÇYDD misyonerlik yapıyor

Ergenekon soruşturması kapsamında operasyon düzenlenen Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği (ÇYDD) ve Çağdaş Eğitim Vakfı (ÇEV) ile ilgili MİT ve Genelkurmay Başkanlığı Özel Kuvvetler Komutanlığı'nın istihbarat raporlarında çarpıcı bilgiler yer alıyor.

Terör örgütü PKK üyesi öğrencilere burs vermekle suçlanan Gülseven Yaşer'in başkanlığını yaptığı ÇEV ile Prof. Dr. Türkan Saylan'ın başkanı olduğu ÇYDD'nin Hıristiyan misyonerliği yaptığı ileri sürülüyor.

Zaman'ın haberine göre, MİT İstihbarat Başkanı Cemal Uzgören imzalı 24 Nisan 2001 tarihinde hazırlanan ve dört yıl önce basına sızan rapora göre, ÇYDD ve ÇEV vakıfları misyonerlik faaliyetlerinin Türkiye ayağını oluşturuyor. Bu iki vakıf misyonerlik faaliyetlerini organize eden Dünya Kiliseler Birliği'nin ülkemizdeki temsilcisi durumundaki Amerikan Board şirketi tarafından destekleniyor ve finanse ediliyor. 1830'lu yıllardan beri ülkemizde faaliyet gösteren Amerikan Board adına Türkiye'de faaliyet gösterdiği belirtilen Sağlık ve Eğitim Vakfı'nın mütevelli heyetinin başında ise ÇEV Başkanı Gülseven Yaşer'in eşi Yaşar Yaşer'in bulunduğu anlatılıyor. ÇYDD Başkanı Türkan Saylan'ın annesi olan Lilimina Raiman'ın 1936 yılında Leyla ismini aldığına değiniliyor.

ÇEV ve ÇYDD'nin faaliyetleri ile ilgili MİT raporu ilk olarak 2005 yılında 'misyonerlik' haberi yapan Üsküdar Gazetesi'nin sahibi Adnan Odabaş'ın davalık olmasıyla gündeme gelmişti. Türkiye'de Protestan Misyonerliği yapan ve Türkan Saylan'la işbirliği yaptığı ileri sürülen Sağlık Eğitim Vakfı (SEV), haberle ilgili Üsküdar Adliyesi'ne tazminat davası açtı. Dava sürerken Odabaş, SEV'in Dünya Kiliseler Birliği'ne bağlı Amerikan Board ile ilişkili olduğunu ve Türkiye'de faaliyet gösterdiğini savundu. Bu iddialar üzerine Üsküdar 4. Asliye Hukuk Mahkemesi, MİT'ten bilgi istedi.

ÇEV'in ikinci başkanı Eruygur

2 Mayıs 2005 tarihinde mahkemeye cevap gönderen MİT, Odabaş'ın iddialarını doğruladı. MİT'in verdiği bilgileri değerlendiren mahkeme, SEV'in tazminat talebini reddetti. Ergenekon davasının 2. iddianamesinde, ÇYDD ve ÇEV'in sanık Orgeneral Şener Eruygur tarafından kurulan Cumhuriyet Çalışma Grubu'nun talimatıyla oluşturulan Ulusal Birlik Hareketi Sivil Toplum Kuruluşları Platformu ile birlikte hareket ettiği ileri sürülüyor. Adnan Odabaş, Nisan 2005'te yayınlanan 'Dikkat Misyoner Geliyor' isimli kitapta SEV, ÇEV ve ÇYDD'nin işbirliği içerisinde çalıştığını anlatırken de ÇEV'in 2. başkanının Ergenekon davasından tutuklu Orgeneral Şener Eruygur olduğuna dikkat çekmişti.

Genelkurmay'a bağlı Özel Kuvvetler Komutanlığı'nın hazırladığı raporda da ÇYDD ve ÇEV'in Dünya Kiliseler Birliği'nden yüklü miktarda para yardımı aldıkları belirtildi. Raporda, vakıfların üst düzey yöneticilerinin vakfa yapılan yardımları burs adı altında kendi yakınlarına havale ettikleri, yurtdışında faaliyet gösteren yasadışı örgütlerden bağış adı altında para aldıkları şeklinde iddialar yer alıyor. Özellikle Amerikan Protestan mezhebini yaygınlaştırmaya çalışan yabancı kuruluşlar ile aralarındaki para akışının miktarları tarihleriyle birlikte veriliyor.

MİT: Atatürk'ü kalkan olarak kullanıyorlar

MİT'in değerlendirmelerinde ÇYDD'nin, Atatürk ilke ve inkılaplarını kalkan olarak kullanıp birçok kişi ve kuruluştan yardım adı altında para topladığı, ilgili bakanlıklardan izin almaksızın yurtdışından yardım aldığı, hiçbir yasal dayanağı olmadan kamuoyuna kendisini Sivil Toplum Kuruluşları Birliği olarak tanıtan çeşitli dernek ve vakıflarla işbirliği içerisinde oldukları yönünde yapılan ihbarlar sonucu denetime tabi tutuldukları açıklanıyor. Örgütlenmenin depremzedelerin zor durumlarını suistimal ederek misyonerlik faaliyetlerinde bulunduklarına da dikkat çekiliyor.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Lan bu kadar da g.tünden uyduramaz bir insan haa... Hiç ÇYDD'den yardım alan ya da ÇYDD'de gönüllü olarak çalışan adam tanımasam neyse... Kemalist ve ulusalcı olduklarından pek yolum kesişmez ÇYDD'lilerle. Evet siyasi kimliklerini dışavurmaktan da hiç çekinmezler. Fakat hıristiyan misyonerliği, evlerinde grup sex falan tamamen iftira...

Yuh ulan!

Hani yalan söylemek, iftira atmak günahtı?

Şerefsiz itoğlu itler sizi...

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bu mail ile dolaşan yalanlar zaten benim en sevdiğim yalanlar.

Link to post
Sitelerde Paylaş

bu konuyla ilgili olarak zaman gazetesinde iki haber okudum. birincisinde çydd kürt çocukları kandıran bir misyoner teşkilatı olarak lanse edildi. hem de saçma sapan, ne olduğu belli olmayan, sadece ahmakları (ki bunlardan çok var) kandırmaya elverişli sahte "belge" örnekleriyle.

ardından yine çydd derneği ile ilgili olarak yine zaman gazetesinde "pkk lılara burs veriyorlar" haberi çıktı.

zavallı kürt çocukları oldu sana pkk üyeleri. vur da nasıl vurursan vur. neresine gelirse gelsin. tek kelimeyle iğrenç. midem bulanıyor artık.

ulan tamam din kitap cihad hizmet vs. vs... anladık da... insanda biraz utanma biraz sıkılma biraz omurga olur. bunların topu böyle. mutasyon geçirmişler. her an cihad, her eylem mübah. yüzleri kızarmaz hiç bir şekilde.

o çok önem verdikleri "hizmet" insanı bu hale getiriyor işte.

Link to post
Sitelerde Paylaş
Bu o kadar adi bir yalan ki ancak birbirlerini kandırabilir bu nurcular..

Başka Müslüman'ları bile kandıramazlar.

Yeterli kitleyi zaten elde ettiler, kandıracak kişi aramıyorlar artık,

kapılarına akın akın gidiyor, kuyruklar halinde, çocuklarını düşünmeden emanet ediyorlar.

Şimdi elindeki kitleyi bu hikayeler ile besliyorlar, boşa beslemiyorlar...

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bu islamcı/nurcu tayfasının bir arkadaşa yolladıkları maili okumuştum. yukarıda yazanlar yine insaflıydı. Cocacola yazısını tersinden çevirip eğip bükmüşler ve arapça allah yok, muhammed yok yazdığını iddia ediyorlardı. Ayrıca birçok yabancı küresel firmanın amblemlerini de bu yolla islam düşmanı olarak göstermişlerdi. Yine aynı nur cemaatin içinden salak bir kız, coca colanın coca yaprağı tesislerinde farelerin öğütülerek yaprakların içinde harmanlandığını söylüyordu :) Ben ömrü hayatımda bu nurcular kadar riyakar, yalancı ve iftiracı adamlar tanımadım. Bunlar BUSH'u bile geçtiler yalan ve iftirada. Tamam, politik görüşlerim açısından cocacola ve benzeri firmaların zihniyetlerini onaylamam,hatta onların latin amerikalardaki fabrikalarda ve ülkelerde yedikleri naneleri de belgeselerde izlemiştim; ancak neticede bu adamlar milyar dolarlık şirketlerin sahibi ve son derece modern üretim tesisleri var, hakkını yememek lazım...

tarihinde AlbatrosS tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Maillerdeki bazı kısımları şöyle değiştirin

çydd > F.e.m ( fetullah egıtım merkezı )

Partiler > cemaat toplantıları

İncil okumalar > kuran okumalar

eskiden cumaya giderdim >eskiden cafelerde takılırdım

Şeklinde değiştirip okuyun

Fetonun ışık evlerinden farkı varmı yokmu görün.

Link to post
Sitelerde Paylaş
Bu islamcı/nurcu tayfasının bir arkadaşa yolladıkları maili okumuştum. yukarıda yazanlar yine insaflıydı. Cocacola yazısını tersinden çevirip eğip bükmüşler ve arapça allah yok, muhammed yok yazdığını iddia ediyorlardı. Ayrıca birçok yabancı küresel firmanın amblemlerini de bu yolla islam düşmanı olarak göstermişlerdi. Yine aynı nur cemaatin içinden salak bir kız, coca colanın coca yaprağı tesislerinde farelerin öğütülerek yaprakların içinde harmanlandığını söylüyordu :) Ben ömrü hayatımda bu nurcular kadar riyakar, yalancı ve iftiracı adamlar tanımadım. Bunlar BUSH'u bile geçtiler yalan ve iftirada. Tamam, politik görüşlerim açısından cocacola ve benzeri firmaların zihniyetlerini onaylamam,hatta onların latin amerikalardaki fabrikalarda ve ülkelerde yedikleri naneleri de belgeselerde izlemiştim; ancak neticede bu adamlar milyar dolarlık şirketlerin sahibi ve son derece modern üretim tesisleri var, hakkını yememek lazım...

nurcular için para gelsin de nerden gelirse gelsindir.

o küfretikleir coca cola, bunlara parayı bastırınca, zaman gazetesinde tam sayfa ilan yayınlamışlardır.

http://www.ajans724.com/haberoku.aspx?id=22121

90'lı yıllarda, zaman gazetesinin dağıtım grubunun porno dergileri de dağıttığını okuyorduk leman' dergisinin medya bölümünde.. o zaman internet yoktu..

bunlr için paranın yeri önemli değildir. parayı çok sever dinci milleti.

Link to post
Sitelerde Paylaş
bizim nur evlerinde de, abilerle ablalar çatır çatır s......lerdi. zaten ben de türban fetişimi o zamanlarda geliştirdim.

inandınız mı?

s....mek çok garip bir şeymi?

neden insanlara öcü görmüş gibi anlatıyorsun?

Link to post
Sitelerde Paylaş
s....mek çok garip bir şeymi?

neden insanlara öcü görmüş gibi anlatıyorsun?

ben ayıp demedim, orada yansıtılmak istenen şeyi ben de farklı bir yere uydurdum. kaldı ki nur evlerinde olması, geç ayıbı, günahtır; söylemeyi unutmuşum imam nikahları da yoktu, orgy nin dibine vururlardı. çydd çok da umurumda değil, ama anlatılanlar o kadar aşağılıkça söylenmiş yalanlar ki -tanıdıklarım olmasa neyse de... ama dinci kafası işte, karalamakta iftira atmakta üzerine yok.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.

×
×
  • Yeni Oluştur...