Jump to content

Allahın ben yaptıklarımdan sorumlu değilim demesi


Recommended Posts

15 dakika önce, Abdülmalik yazdı:

Kuran’ın ne olduğu belli değildir, Araplar bile bazı ayetleri hala anlamadıklarını söylüyorlar.

 

Zeka seviyem normal, şu ayeti açıklarmısın?

 

Zuhruf 3: Biz onu anlayasınız diye, Arabca bir Kur'an yaptık.

 

O dediği ne? 

Zuhruf 3 yanlış çevrilmiştir. Ayette geçen "Arabiyyen" kelimesi "açık bir şekilde ifade etmek/güzel söz" anlamlarına gelir. Aynı zamanda "Arapça" anlamınada gelir. Ben öyle ayetleri "açık bir şekilde ifade etmek/güzel söz" diye çeviririm. 

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 129
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

Bir saat önce, KuranMumini2698 yazdı:

Zuhruf 3 yanlış çevrilmiştir. Ayette geçen "Arabiyyen" kelimesi "açık bir şekilde ifade etmek/güzel söz" anlamlarına gelir. Aynı zamanda "Arapça" anlamınada gelir. Ben öyle ayetleri "açık bir şekilde ifade etmek/güzel söz" diye çeviririm. 

Neyi açıkça ya da Arapça açıklamışlar, o ne?

Link to post
Sitelerde Paylaş
18 dakika önce, Buzul yazdı:

Evet. Biz derken kimlerden söz ediliyor bu ayette ?

Kur'an'da "ben-biz" ifadeleri Arapça dili yüzünden kaynaklanıyor. Arapça'da yücelik ifadesi olarak bazen bir kişi kendisi için birinci çoğul şahıs olarak "biz" ifadesini kullanır. Latince-İngilizce'de yüksek mevkide olanlarla bu tarz kullanıma rastlanır. Latince'de "pluralis maiestatis" İnglizce'de "majestic plural" "Victorian we" gibi isimler verilmiştir.Türkçe'de tekil olarak yaptıklarımızın için de bazen birinci çoğul olarak "biz" ifadesini kullanırız. Türkçe'de "sen" yerine çoğul olarak "siz" demekteyiz. Yani Kur'an'da Allah hem "ben" kelimesini kullanıyor hem de Arapça dilinin yapısı olarak "Biz" ifadesini kullanıyor. Kur'an'da Allah'tan bahsedilen bir şeyde üçüncü tekil "O" ifadesi kullanır. Hiçbir şekilde üçüncü çoğul "Onlar" ifadesi kullanılmaz. Yani kafanıza takılan şey olan "biz" olayı Arapça dil özelliğinden kaynaklanan bir şeydir. 

Link to post
Sitelerde Paylaş
4 dakika önce, KuranMumini2698 yazdı:

Kur'an'da "ben-biz" ifadeleri Arapça dili yüzünden kaynaklanıyor. Arapça'da yücelik ifadesi olarak bazen bir kişi kendisi için birinci çoğul şahıs olarak "biz" ifadesini kullanır. Latince-İngilizce'de yüksek mevkide olanlarla bu tarz kullanıma rastlanır. Latince'de "pluralis maiestatis" İnglizce'de "majestic plural" "Victorian we" gibi isimler verilmiştir.Türkçe'de tekil olarak yaptıklarımızın için de bazen birinci çoğul olarak "biz" ifadesini kullanırız. Türkçe'de "sen" yerine çoğul olarak "siz" demekteyiz. Yani Kur'an'da Allah hem "ben" kelimesini kullanıyor hem de Arapça dilinin yapısı olarak "Biz" ifadesini kullanıyor. Kur'an'da Allah'tan bahsedilen bir şeyde üçüncü tekil "O" ifadesi kullanır. Hiçbir şekilde üçüncü çoğul "Onlar" ifadesi kullanılmaz. Yani kafanıza takılan şey olan "biz" olayı Arapça dil özelliğinden kaynaklanan bir şeydir. 

Tekim, benden başka tanrı yok, şöyle  güçlüyüm, böyle mükemmelim diyen allah gücünü, yüceliğini gösterebilmek için çoğul kişi kullanmış diyorsun yani aynı insanlar gibi. Sürekli tekim, tekim diye bağıran, bana ortak koşmayın diye bağırıp, sinirden deliye dönen allahtan benim demesini, birinci tekil kişiyi kullanmasını beklerdim.


 

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
7 dakika önce, Buzul yazdı:

Tekim, benden başka tanrı yok, şöyle  güçlüyüm, böyle mükemmelim diyen allah gücünü, yüceliğini gösterebilmek için çoğul kişi kullanmış diyorsun yani aynı insanlar gibi. Sürekli tekim, tekim diye bağıran, bana ortak koşmayın diye bağırıp, sinirden deliye dönen allahtan benim demesini, birinci tekil kişiyi kullanmasını beklerdim.


 

 

Kur'an dil olarak Arapça bir kitaptır ve Arapça dil yapısıyla uyumlu olması gerekir. Arapça'nın özelliği olarak bazı kelimelerde çoğul kullanırsın. Bu "ben-biz" olayı Arapça dil yapısı yüzündendir.  Arapça dilinde bir kelimede birçok anlamlar olduğu için bana göre "sıkıntılı bir dildir." Kur'an çevirisi yapacağın zaman örnek olarak "rafea"  kelimesi "yükseklik" anlamı var bir de bunun yanında "inşa etmek" anlamıda var.

 

Örnek olarak verirsek 52:5 ayetini "Yükseltilmiş tavana,"  bu ayeti Ateistler kullanarak "Kur'an'a göre Düz Dünya veya Astronomi hatası var" demektedir. Ayette geçen kelime olan "rafea" kelimesi "inşa etmek" anlamını verirsek bir sıkıntı olmaz. Yani bu Araplar bir kelimeye birçok anlam vererek bana göre "kendi dillerini mahvetmişlerdir." 

 

Hangisinin doğru çevirisini öğrenmek için  Kur'an'ın bütünlüğüne bakmak gerekir. 

Link to post
Sitelerde Paylaş
12 dakika önce, KuranMumini2698 yazdı:

Kur'an dil olarak Arapça bir kitaptır ve Arapça dil yapısıyla uyumlu olması gerekir. Arapça'nın özelliği olarak bazı kelimelerde çoğul kullanırsın. Bu "ben-biz" olayı Arapça dil yapısı yüzündendir.  Arapça dilinde bir kelimede birçok anlamlar olduğu için bana göre "sıkıntılı bir dildir." Kur'an çevirisi yapacağın zaman örnek olarak "rafea"  kelimesi "yükseklik" anlamı var bir de bunun yanında "inşa etmek" anlamıda var.

 

Örnek olarak verirsek 52:5 ayetini "Yükseltilmiş tavana,"  bu ayeti Ateistler kullanarak "Kur'an'a göre Düz Dünya veya Astronomi hatası var" demektedir. Ayette geçen kelime olan "rafea" kelimesi "inşa etmek" anlamını verirsek bir sıkıntı olmaz. Yani bu Araplar bir kelimeye birçok anlam vererek bana göre "kendi dillerini mahvetmişlerdir." 

 

Hangisinin doğru çevirisini öğrenmek için  Kur'an'ın bütünlüğüne bakmak gerekir. 

Ben yaptım diyince arapça dil yapısına uyumlu olmuyor mu? Neden biz yarattık yerine ben yarattım denilmemiş. Ben tekim, benden başka tanrı yok. Yüceyim. Bana ortak koşmayın, yalnız bana tapının lan. Benim, benim, benim diyen allah bile yüceliği çoklukta bulmuş demek ki.

 

Kurana göre dünya zaten düz. Yerdekiler önce yaratılmış, sonra da bu yer üzerine yedi katlı gök kurulmuştur. Bu yedi katlı göğe de güneş, ay ve yıldızlar yapılarak yerleştirilmiştir. Cin ve insan toplulukları hadi yerin ve göklerin çevresinden  geçmeye gücünüz yetiyorsa hadi geçin diye meydan okunurken de, burada dünya atmosferinden söz edilmez, edilemez. Neden mi? Çünkü cinler yedi katlı gökte cirit atan, göğün oturulabilir yerlerine oturup yüce melekler topluluğunu dinleyen varlıklar. Yedi katlı gökte gezen cinlere hadi dünya atmosferinin dışına çıkın, gücünüz yetiyorsa denilir mi ? Rahman 33 de denilen şu, hadi gücünüz yetiyorsa yer ve yedi katlı gökten oluşan bu modelin dışına çıkın.

tarihinde Buzul tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
2 dakika önce, Buzul yazdı:

Ben yaptım diyince arapça dil yapısına uyumlu olmuyor mu? Neden biz yarattık yerine ben yarattım denilmemiş. Ben tekim, benden başka tanrı yok. Yüceyim. Bana ortak koşmayın, yalnız bana tapının lan. Benim, benim, benim diyen allah bile yüceliği çoklukta bulmuş demek ki.

 

Kurana göre dünya zaten düz. Yerdekiler önce yaratılmış, sonra da bu yer üzerine yedi katlı gök kurulmuştur. Bu yedi katlı göğe de güneş, ay ve yıldızlar yapılarak yerleştirilmiştir. Cin ve insan toplulukları hadi yerin ve göklerin çevresinden  geçmeye gücünüz yetiyorsa hadi geçin diye meydan okunurken de, burada dünya atmosferinden söz edilmez, edilemez. Neden mi? Çünkü cinler yedi katlı gökte cirit atan, göğün oturulabilir yerlerine oturup yüce melekler topluluğunu dinleyen varlıklar. Yedi katlı gökte gezen cinlere hadi dünya atmosferinin dışına çıkın, gücünüz yetiyorsa denilir mi ? Rahman 33 de denilen şu, hadi gücünüz yetiyorsa yer ve yedi katlı gökten oluşan bu modelin dışına çıkın.

Kur'an'a göre ilk önce evren/gök yaratılmıştır.(79:27-28) Kur'an'da geçen "yedi gök" ifadesi "yedi evren" demektir. Ahiret ise 8. evren olacaktır. 55:33 ise göğü geçemezsiniz demiyor bir yetki olmadan geçemezsiniz demektedir. O yetkide bilimdir. Bilim olmadan Dünya'dan çıkamazdık. 55:33'de geçen "aktar" kelimeside "çap" anlamına gelerek Dünya'nın yuvarlak olduğunu söylemektedir. 55:33'de "yedi gök" ifadesi yoktur. Sadece "gök" ifadesi vardır. 

Link to post
Sitelerde Paylaş
1 dakika önce, Abdülmalik yazdı:

Bir kitap kendisini tarif ederken  o diye bahseder mi?

Kuran onu açıklamış ? O ne?

 

12:2- Onu açık bir şekilde ifaden  bir Kuran olarak indirdik ki anlayasınız.

 

43:3-Anlamanız için onu açık bir şekilde ifade eden bir dille sahip bir Kuran yaptık.

 

Kur'an kendisini "zikr-hakim" diye de tarif etmektedir. O dediği Kur'an'dır. Bunu anlamıyacak kadar zeka seviyeniz düşük mü ?

Link to post
Sitelerde Paylaş
23 dakika önce, KuranMumini2698 yazdı:

Kur'an'a göre ilk önce evren/gök yaratılmıştır.(79:27-28) Kur'an'da geçen "yedi gök" ifadesi "yedi evren" demektir. Ahiret ise 8. evren olacaktır. 55:33 ise göğü geçemezsiniz demiyor bir yetki olmadan geçemezsiniz demektedir. O yetkide bilimdir. Bilim olmadan Dünya'dan çıkamazdık. 55:33'de geçen "aktar" kelimeside "çap" anlamına gelerek Dünya'nın yuvarlak olduğunu söylemektedir. 55:33'de "yedi gök" ifadesi yoktur. Sadece "gök" ifadesi vardır. 

Sonra duman halinde olan göğe yöneldi, ona ve yere: "İsteyerek veya istemeyerek gelin" dedi. Onlar: "İsteyerek geldik" dediler.

Böylece onları iki günde yedi gök olarak düzenledi ve her göğe emrini vahyetti. Dünya göğünü de kandillerle donattık ve korumaya aldık. Bu, güçlü ve alim olanın düzenlemesidir. Fussilet 11,12

Yeryüzünde bulunanların tümünü sizin için yaratan O'dur. Bunları yarattıktan sonra göğe yönelerek onları da yedi gök halinde düzenledi. O her şeyi bilmektedir. Bakara 29

 

Yedi evren nedir ya, iyice kafayı sıyırmışsın. Sözcüklere kafasına göre anlam veren, ayet atan, ekleyen, çıkaran ne ararsan var.O yüzden ortada birden çok kuran var. Sorsan kuran değişmedi de, derler. Kuranın yalan yanlış, tutarsızlık dolu fiyasko içeriğiyle sizi kuranı bozmaya itmesi de kuranın mucizesidir. Allah bile evren anlamında bir sözcük kullanmamış ama adam göğe evren diyor ve yedi evrenden söz ediyor.

 

Yedi katlı gökte cirit atan, üst katlara çıkıp melekleri dinleyen cinlere hadi gücünüz yetiyorsa diye  meydan okunur mu lan? Azcık aklını kullan.Kuranın modeli düz yer üzerine kurulmuş yedi kat göktür. 

 

tarihinde Buzul tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
Şimdi, Buzul yazdı:

Sonra duman halinde olan göğe yöneldi, ona ve yere: "İsteyerek veya istemeyerek gelin" dedi. Onlar: "İsteyerek geldik" dediler.

Böylece onları iki günde yedi gök olarak düzenledi ve her göğe emrini vahyetti. En yakın göğü de kandillerle donattık ve korumaya aldık. Bu, güçlü ve alim olanın düzenlemesidir. Fussilet 11,12

Yeryüzünde bulunanların tümünü sizin için yaratan O'dur. Bunları yarattıktan sonra göğe yönelerek onları da yedi gök halinde düzenledi. O her şeyi bilmektedir. Bakara 29

 

Yedi evren nedir ya, iyice kafayı sıyırmışsınız. Sözcüklere kafasına göre anlam veren, ayet atan, ekleyen, çıkaran ne ararsan var.O yüzden ortada birden çok kuran var. Sorsan kuran değişmedi de, derler. Kuranın yalan yanlış, tutarsızlık dolu fiyasko içeriğiyle sizi kuranı bozmaya itmesi de kuranın mucizesidir.

 

Yedi katlı gökte cirit atan, üst katlara çıkıp melekleri dinleyen cinlere hadi gücünüz yetiyorsa diye  meydan okunur mu lan? Azcık aklını kullan.Kuranın modeli düz yer üzerine kurulmuş yedi kat göktür. 

 

Ayette geçen ifade "sümme" kelimesi "bir de" anlamına gelir. O kelimeyi kullanırsanız bir sıkıntı olmaz. "Sümme" kelimesi Arapça'da birçok anlama gelen kelimelerden bir tanesidir. 55:33'de geçemezsiniz demiyor bir yetki olmadan geçemezsiniz demektedir. O yetkide bilimdir. Yani ayette bilim olmadan geçemezsiniz demektedir. 

Link to post
Sitelerde Paylaş
2 dakika önce, KuranMumini2698 yazdı:

 

12:2- Onu açık bir şekilde ifaden  bir Kuran olarak indirdik ki anlayasınız.

 

43:3-Anlamanız için onu açık bir şekilde ifade eden bir dille sahip bir Kuran yaptık.

 

Kur'an kendisini "zikr-hakim" diye de tarif etmektedir. O dediği Kur'an'dır. Bunu anlamıyacak kadar zeka seviyeniz düşük mü ?

O ne? Kuran o ise o niye indirilmemiş?Kuran neyin o’su?

Link to post
Sitelerde Paylaş
Şimdi, KuranMumini2698 yazdı:

Ayette geçen ifade "sümme" kelimesi "bir de" anlamına gelir. O kelimeyi kullanırsanız bir sıkıntı olmaz. "Sümme" kelimesi Arapça'da birçok anlama gelen kelimelerden bir tanesidir. 55:33'de geçemezsiniz demiyor bir yetki olmadan geçemezsiniz demektedir. O yetkide bilimdir. Yani ayette bilim olmadan geçemezsiniz demektedir. 

Allah mı söyledi sana sümmeyi birde anlamında kullandım diye? Yoksa allah adına sözler mi uyduruyorsun? Hani bu kitap apaçık, anlaşılırdı. Bu da olabilir, şu da olabilir demek, orada ne anlamda kullandığı belirsizdir demektir. O ayette yetki bilimdir diye bir şey yazmıyor. Olmayan sözleri kurana eklemek kuranı değiştirip, bozmaktır. Kuranı değiştirip, değiştirip sonra kuran korunmuştur diyorlar birde. 

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...