Jump to content

Kur'an'daki Çelişkiler Doğru mu? -1


Recommended Posts

Yok yav! Beni karıştırmayın bu laf kalabalıklarına.

Dragon ile Dehri gayet iyi gidiyorlar.

Dragon öncelik sırlaması koymuş. Ayette önce kim anılıyorsa, önce onun payını veriyor. Mirasdan geriye kalan miktarı hesaplıyor. Ayette daha sonra anılan kişini payını mirasdan geriye kalandan alıyor. vs. Ayette en son anılan kişi için bu kuralı geçersiz kılıyor. Bu kişi mirasdan geriye ne kalmışsa sahipleniyor. Kuranın bu son kişi için verdiği oran işe yaramıyor.

Gerçi işin içine erkek çocuk girdiğinde, kendi kuralını çiğneyerek öncelik sıralamasını değiştirmek zorunda kalmış. Tabi çaresizlikten. O kadarcık kusur kadı kızında da bulunur. İşin içine yeni bir kural daha sokmak/uydurmak/koymak zorunda kalmış oluyor. Tabi üzerinde biraz daha çalışması lazım.

Dragon; ben böyle anlamak istiyorum, Kuranın söylemi beni ilgilendirmez, ben Kurandan daha iyi bilirim demek istiyor.

Modeli Kuranın söylemine uymasa da, Kuranın yazarından daha iyi bildiği kesin.

Ve tersine Kuranın yazarlarının (Bunlara Muhammed dahil değildir. Çünkü yaşamamış kişilerin yazı yazdığı görülmemiştir henüz.) geri zekalı oldukları tekrar ayan beyan ortaya çıkıyor.

50 altının 1/4 'ü 30 altın eder diyen geri zekalıları da gördük forumda, 50 altının 1/6 'sı 20 altın eder diye gözümüzün içine baka baka yalan söyleyenleri de.

Bunlarla karşılaştırınca Dragon modeli(!) çok masum kalıyor.

Sevgiler

Sevgili DreiMalAli,

erkek çocuk olduğunda hiç bir kuralı çiğnemeden sadece ve sadece pür mantık kuralları ile yapılan çıkarımlar ile hiç bir zorluğa ve sıra değişikliğine gidilmeden yani sıra mantık kurallarına göre yine takip edilerek sonuca ulaşılabilmekte.

Bu modele matematiksel ve mantıksal açıdan hata var diye hiç kimse itiraz edemez. Yani model tıkır tıkır işliyor.

İtiraz ancak adaletsiz gibi duruyor diye gelebilir. Ancak bu konuda bir çok olasılığı denediğimde sonuçlardan gördüğüm şu oldu.

Bu ayetler eğer söylediğim model ile işletildiğinde kan bağına ve çocuklara önem veriliyormuş gibi bir tablo çıkıyor.

Yani miras kanbağına yönelik bir dağılımı öne çıkartmış diyebiliyoruz. Bu da mantıksız veya adaletsiz diye itiraz ederken biraz dikkatli olunması gerektiğini gösteriyor.

Burada yapmaya çalıştığım şey bir iddianın ve eleştirinin sağlamlığını kontrol etmek.

Matematik hem mesleki anlamda, hem çocukluğumdan beridir bir tutkum olmasına rağmen bugüne kadar bu iddia'ya hiç bakmadım.

Forumda olduğum sürece epey yazılıp çizildi. Ama çok ilginçtir ki kontrol etme ihtiyacı bile hissetmemiştim.

İlk defa burada ediyorum. Sanırım bu yüzden yeni bir bakış açısı ile sorunu(?) çözmem benim için çok kolay oldu.

Muhammed(SAV) yaşamamıştır. :D

Sevgiler.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 664
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

Bu başlıktaki 3 madde üzerine yorumlar devam edebilir.

Başlıktaki konuları tekrarlayalım:

1- Kur'an'da olmayan "de ki" belirteçleri

2- Miras ayetlerindeki matematik hatası

3- Tarık-7

Eğer sevgili Ifeelgood başlığı şöyle düzeltirse seviniriz:

Kur'an'daki Çelişkiler Doğru mu? -1-

Yitik "De ki"ler, Matematik Hatası, Tarık-7

Bundan sonra ele aldığımız 3 çelişki için şu linkteyiz:

Allah Herşeyi Bilmiyor mu?

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bunu ben de çok yerde hatırlatmak istemişimdir ama kimse ses vermedi...

Felyenzuril'insanü mimme hulika.

İnsan neden yaratıldığına bir baksın.

Hulika min main dafikin.

Atılan bir sudan yaratıldı. (kendinden uzağa gönderilen anlamında, atılan)

Yahrücü min beynissulbi vetteraibi.

Bel ile kaburgalar arasından çıkar.

İnnehu 'ala rec'ihi lekadirün.

O, Onu tekrar döndürmeye kadirdir.

Toparlayınca:

İnsan neden yaratıldığına bir baksın.

(İnsan) atılan bir sudan yaratıldı.

(İnsan) bel ile kaburgalar arasından çıkar.

O, Onu (insanı) tekrar döndürmeye kadirdir.

Ayette yorum taşıyan parantezden hayatta haz etmem, ama burada kullandığım parantezler, gizli örneye atıftır.

Yoksa ki o zaman şu ayet de şöyle midir size göre: "O, Onu (meniyi) tekrar döndürmeye kadirdir.

Bunlar benim şahsi algılarım olup sadece beni bağlamaktadır. "Yanlış" derseniz doğrusunu dinlerim.

Ben boşuna tartıştığınızı düşünüyorum.

Evet bence de 3. çelişkiye verilen en güzel cevap bu.

Link to post
Sitelerde Paylaş
İnsan neden yaratıldığına bir baksın.

(İnsan) atılan bir sudan yaratıldı.

(İnsan) bel ile kaburgalar arasından çıkar.

O, Onu (insanı) tekrar döndürmeye kadirdir.

Öyleyse soralım:

Rahim; omurga ile kaburga kemikleri arasında mıdır?

Tıptaki yeri: Rahim (Dölyatağı), bağırsakların alt tarafında, göden bağırsağı ile sidik torbasının arasında, dölyolunun üstünde bulunur.

Yani, sonuçta meninin üretildiği testislerin ve erbezlerinin olduğu bölgeden pek farklı değil.

İster insanın çıktığı yer olsun, ister meninin çıktığı yer; durum pek değişmiyor.

Bence ayet açıktır ve şudur:

"İnsan neden yaratıldığına bir baksın. O, omurga ile göğüs kemikleri arasından çıkıp fışkıran bir sudan yaratıldı. Muhakkak ki onu döndürmeye de kudretlidir.

Ama eğer sulb, boydan boya omurga kemiği değil de, omurganın ucu yani kuyruk sokumu kemiği olmuş olsaydı; "kuyruk sokumu kemiği ile kaburga kemikleri arasından çıkar" çevirisi bir anlam ifade edebilirdi.

Bunun dışında bir açıklama olması zor. Ama mucizeciler Allah'tan umut kesmeyip sperm ile ilik arasında bir ilişki olup olmadığı konusunda tıptaki gelişmeleri izleyebilirler. :D

Link to post
Sitelerde Paylaş

Öyleyse soralım:

Rahim; omurga ile kaburga kemikleri arasında mıdır?

Tıptaki yeri: Rahim (Dölyatağı), bağırsakların alt tarafında, göden bağırsağı ile sidik torbasının arasında, dölyolunun üstünde bulunur.

Yani, sonuçta meninin üretildiği testislerin ve erbezlerinin olduğu bölgeden pek farklı değil.

İster insanın çıktığı yer olsun, ister meninin çıktığı yer; durum pek değişmiyor.

Bence ayet açıktır ve şudur:

"İnsan neden yaratıldığına bir baksın. O, omurga ile göğüs kemikleri arasından çıkıp fışkıran bir sudan yaratıldı. Muhakkak ki onu döndürmeye de kudretlidir.

Ama eğer sulb, boydan boya omurga kemiği değil de, omurganın ucu yani kuyruk sokumu kemiği olmuş olsaydı; "kuyruk sokumu kemiği ile kaburga kemikleri arasından çıkar" çevirisi bir anlam ifade edebilirdi.

Bunun dışında bir açıklama olması zor. Ama mucizeciler Allah'tan umut kesmeyip sperm ile ilik arasında bir ilişki olup olmadığı konusunda tıptaki gelişmeleri izleyebilirler. :D

Sanırım, asıl mucize arayan sizsiniz :)

Hayır, hayır... Aslında Kuran'da şöyle ifadelere yer verilmeliydi:

"Yeni bir canlının yaşamı, döllenmiş yumurta ile başlar. Kadın üreme hücresi yumurta ile erkek üreme hücresi sperm birleşmesi olayına döllenme denir. Döllenme anında zigot oluşur ve yeni bir insanın ortaya çıkması için hazırlık başlar.

Normal zigotta 46 kromozom vardır. Bunlardan 23’ü kadından, 23’ü erkekten gelmekte olup, 22 çifti büyümeyle ilgili, diğer ikisi cinsiyet kromozomudur. Cinsiyet kromozomları kadınlarda (xx), erkeklerde (xy) şeklinde bulunmaktadır. Kromozomlar üzerinde bulunan ve organizmanın genetik yapı taşları olan genler, yeni canlının karakterini belirler....."

Ben sizin iletinizi okuduktan sonra geçirdiğim şoktan henüz çıkamadım da ... :)

Link to post
Sitelerde Paylaş

Bence ayet açıktır ve şudur:

"İnsan neden yaratıldığına bir baksın. O, omurga ile göğüs kemikleri arasından çıkıp fışkıran bir sudan yaratıldı. Muhakkak ki onu döndürmeye de kudretlidir.

Ama eğer sulb, boydan boya omurga kemiği değil de, omurganın ucu yani kuyruk sokumu kemiği olmuş olsaydı; "kuyruk sokumu kemiği ile kaburga kemikleri arasından çıkar" çevirisi bir anlam ifade edebilirdi.

Bunun dışında bir açıklama olması zor. Ama mucizeciler Allah'tan umut kesmeyip sperm ile ilik arasında bir ilişki olup olmadığı konusunda tıptaki gelişmeleri izleyebilirler. :D

Kuyruk sokumu zaten omurgaya ait.

Kuyruk sokumu, insanlarda, omurganın son 4- 5 omurunun birleşmesinden meydana gelen, tabanı yukarıda, üçgen biçiminde bir kemiktir.

Ayrıca kasık hizasındadır diyebiliriz rahatlıkla. kaburga kemiklerinden kasıklara kadar olan kısım diye gösterilen bölgede de rahim bulunur.

http://tr.wikipedia.org/wiki/Kar%C4%B1n_%28anatomi%29

Link to post
Sitelerde Paylaş
Hayır, hayır... Aslında Kuran'da şöyle ifadelere yer verilmeliydi:

"Yeni bir canlının yaşamı, döllenmiş yumurta ile başlar. Kadın üreme hücresi yumurta ile erkek üreme hücresi sperm birleşmesi olayına döllenme denir. Döllenme anında zigot oluşur ve yeni bir insanın ortaya çıkması için hazırlık başlar.

Normal zigotta 46 kromozom vardır. Bunlardan 23’ü kadından, 23’ü erkekten gelmekte olup, 22 çifti büyümeyle ilgili, diğer ikisi cinsiyet kromozomudur. Cinsiyet kromozomları kadınlarda (xx), erkeklerde (xy) şeklinde bulunmaktadır. Kromozomlar üzerinde bulunan ve organizmanın genetik yapı taşları olan genler, yeni canlının karakterini belirler....."

Dragon, döllenme yanıtının vurgusu için yeterli olmamış ki; hiç ilgisi olmadığı halde kromozomlara da girmişsin.

Kromozomlar değil ama döllenme ile ilgili yazdıklarının tümü Muhammed'den yüzyıllar öncesinden itibaren bilinmekteydi.

Ben Kur'an'da bunlardan bahsetmesini beklemiyorum.

Ama bir kez olsun "ilaç" deseydi, bir kez olsun "hekim" deseydi fena mı olurdu?

Yok muydu o dönem? Vardı, belki de binlerce yıl öncesinden itibaren vardı.

Ama 6236 ayet içinde bir tanesi bile tıbbi tedaviye değinmez.

Şifa için bir baldan bahseder, bir de duadan.

Sense buna karşı "kromozomlardan mı bahsetseydi?" diye savunma yapıyorsun.

Şok olan sen değil, ben olmalıyım. :lol:

Link to post
Sitelerde Paylaş

Dragon, döllenme yanıtının vurgusu için yeterli olmamış ki; hiç ilgisi olmadığı halde kromozomlara da girmişsin.

Kromozomlar değil ama döllenme ile ilgili yazdıklarının tümü Muhammed'den yüzyıllar öncesinden itibaren bilinmekteydi.

Ben Kur'an'da bunlardan bahsetmesini beklemiyorum.

Ama bir kez olsun "ilaç" deseydi, bir kez olsun "hekim" deseydi fena mı olurdu?

Yok muydu o dönem? Vardı, belki de binlerce yıl öncesinden itibaren vardı.

Ama 6236 ayet içinde bir tanesi bile tıbbi tedaviye değinmez.

Şifa için bir baldan bahseder, bir de duadan.

Sense buna karşı "kromozomlardan mı bahsetseydi?" diye savunma yapıyorsun.

Şok olan sen değil, ben olmalıyım. :lol:

ycoskun :)

Özel konular seçip başlık açtınız, ben de fikrimi yazdım.

Konumuz macro değil micro. Şuan o ayeti tartışıyordunuz ben de kendi fikrimi yazdım.

Bana o ayetlerin içeriği gayet sıradan, gayet insani, gayet makul geldi...

Toplumsal bir lider bu konuda ne desin ki, onun görevi tıp doktoru yetiştirmek değildi...

Link to post
Sitelerde Paylaş
ycoskun smile.gif

Dragon'un mesajıyla alt alta olunca okumanın sonunda yanıtlarken yazanın Dragon olduğu aklımda kalmış, karıştırmışım.

Dragon da artık karıştırılmayacak gibi değil. :lol:

Bana o ayetlerin içeriği gayet sıradan, gayet insani, gayet makul geldi...

Toplumsal bir lider bu konuda ne desin ki, onun görevi tıp doktoru yetiştirmek değildi...

Ender de olsa, Kur'an'ın Muhammed hazretlerinin sözleri olduğunu söyleyen müslümanlara rastlayabiliyoruz. :D

Haliyle dönemin uygar dünyasından kopuk Kureyşteki bir insan ne bilsin dünyadaki tıbbı?

Mısır'daki, Yunan'daki, Çin'deki hekimleri, tedavileri nereden haber alsın?

Katılıyorum, haklısın.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Dragon'un mesajıyla alt alta olunca okumanın sonunda yanıtlarken yazanın Dragon olduğu aklımda kalmış, karıştırmışım.

Dragon da artık karıştırılmayacak gibi değil. :lol:

Pantecim sen demedin mi hepsine bir model uydur diye. :D Ben de senin dediğini yapıyorum.

Karpuz yememizi söylemiyor Kuran diye çıkma yeter abicim.

tarihinde Dragon tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Dragon'un mesajıyla alt alta olunca okumanın sonunda yanıtlarken yazanın Dragon olduğu aklımda kalmış, karıştırmışım.

Dragon da artık karıştırılmayacak gibi değil. :lol:

Ender de olsa, Kur'an'ın Muhammed hazretlerinin sözleri olduğunu söyleyen müslümanlara rastlayabiliyoruz. :D

Haliyle dönemin uygar dünyasından kopuk Kureyşteki bir insan ne bilsin dünyadaki tıbbı?

Mısır'daki, Yunan'daki, Çin'deki hekimleri, tedavileri nereden haber alsın?

Katılıyorum, haklısın.

Panteistlere özel bir sevgim vardır ;)

Ancak, "Kur'an'ın Muhammed hazretlerinin sözleri olduğunu" söyleyen müslümanlara rastlayabilseniz de emin olun ben onlar gibi biri değilim... Düşüncelerim farklı...

Aynı code her gün milyarlarca insana geliyor, ancak sadece o ve onun gibi bazı insanlar decode ediyor düşüncesindeyim. Sen decode edemeyince de o decoder'e sığınıyorsun...

Evet, bunda ayıp veya mağlup olacak bir şey yok... Doğru dedin, nerden bilsin kutupların buzla kaplı olduğunu veya balinaların penguen yediğini, hatta penguenin ne olduğunu... Hiç donmak bahis yok Kuran'da, hep yanmak, nerden bilsin buzla kaplı yolda yürümeyi...

Her insan her şeyi bilemez...

Sorun da bu, ne müslimler ne de siz peygamberin sıradan bizler gibi bir insan olduğunu anlamak istemiyorsunuz.

Falan filan, neyse ya zinciri başka konularla bozmayalım.

:)

Link to post
Sitelerde Paylaş

Sevgili DreiMalAli,

erkek çocuk olduğunda hiç bir kuralı çiğnemeden sadece ve sadece pür mantık kuralları ile yapılan çıkarımlar ile hiç bir zorluğa ve sıra değişikliğine gidilmeden yani sıra mantık kurallarına göre yine takip edilerek sonuca ulaşılabilmekte.

Bu modele matematiksel ve mantıksal açıdan hata var diye hiç kimse itiraz edemez. Yani model tıkır tıkır işliyor.

İtiraz ancak adaletsiz gibi duruyor diye gelebilir. Ancak bu konuda bir çok olasılığı denediğimde sonuçlardan gördüğüm şu oldu.

Bu ayetler eğer söylediğim model ile işletildiğinde kan bağına ve çocuklara önem veriliyormuş gibi bir tablo çıkıyor.

Yani miras kanbağına yönelik bir dağılımı öne çıkartmış diyebiliyoruz. Bu da mantıksız veya adaletsiz diye itiraz ederken biraz dikkatli olunması gerektiğini gösteriyor.

Burada yapmaya çalıştığım şey bir iddianın ve eleştirinin sağlamlığını kontrol etmek.

Matematik hem mesleki anlamda, hem çocukluğumdan beridir bir tutkum olmasına rağmen bugüne kadar bu iddia'ya hiç bakmadım.

Forumda olduğum sürece epey yazılıp çizildi. Ama çok ilginçtir ki kontrol etme ihtiyacı bile hissetmemiştim.

İlk defa burada ediyorum. Sanırım bu yüzden yeni bir bakış açısı ile sorunu(?) çözmem benim için çok kolay oldu.

Muhammed(SAV) yaşamamıştır. :D

Sevgiler.

Avliye yönetimi senin yöntemden daha adil ve daha mantıklı dragon

Nitekim avliye yönteminde miras 2/3, 1/6, 1/6 1/8 oranında değil bunlarla orantılı olarak dağıtılıyor

en azından kur'anda verilen oranlar mirasçıların birbirlerine oranları diyebiliyorsun biraz zorlama ile

Ama sen benzer bir zorlama ile daha büyük bir adaletsizliğe yol açıyorsun

Mirastan ilk pay alan avantajlı oluyor.

Üstelik miras paylaşımında sona kalan hissedar kalanın hepsini alıyor ve onun için zikredilen oran havada kalıyor hiç bir anlamı kalmıyor

Bu Allah eline yüzüne bulaştırıyor bu miras işini.

Aynı mirasçıları üzerinden mirası ben tutarlı olarak dağıtırım hatta mirasçılardan bazıları yoksa veya ölmüşse bile sorun değil hiç uzun sürmez

Mirasçıların temel olarak kimler oldugu zaten kur'anda belli.

tarihinde Dehri tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

Avliye yönetimi senin yöntemden daha adil ve daha mantıklı dragon

Adalet konusu tartışılır. Zaten bunu belirttim. Ayrıca kanbağı'nın öne çıkarıldığı gibi bir sonuca vardım benim metod ile dağılımı yaptığında.

Ben sadece mantıksal ve matematiksel olarak ben bir hata olmadığını söylüyorum. Bu da buradaki iddiayı belirli modeller içerisinde geçersiz kılar.

Demek istediğim bu. :)

Link to post
Sitelerde Paylaş
Ben sadece mantıksal ve matematiksel olarak ben bir hata olmadığını söylüyorum. Bu da buradaki iddiayı belirli modeller içerisinde geçersiz kılar.

Hala bunu nasıl iddia edebiliyorsun şaşıyorum Dragoncum. :D

138 no.lu iletime hala yanıt vereceksin. Sorduklarımı yanıtladın da ben mi göremedim mesajını. :rolleyes:

Yahu daha ikiden fazla kıza 0,6666 verebildiğini görebilmiş değiliz.

Problemi "2/3 oranı sadece 2'den fazla kız olması halinde" diyerek modelinden öncelik sırasını saptırarak yanıtlamaya kalkışıyorsun.

Ama şu sadece ikiden fazla kız olması haline bir açıklama getiremiyorsun.

Senin modelin, 2/3 oranı kızların haricinde yalnızca ebeveyn olması haline uyuyor, tek versiyon.

sadece kız varsa bile 2/3 vermez, tamamını verirsin, modeline göre.

Öyleyse bu 2/3 ne için verilmiş, ne işe yarıyor, hem de ayetin en başında?

Link to post
Sitelerde Paylaş

merhabalar,

Ayetlerdeki "De ki" ifadesine takılmaktansa denilmesi gereken ne ise oraya odaklanmanın daha doğru olduğunu düşünüyorum. Nitekim insanlara hitap eden bir kitapta insanca bir dil kullanılması doğal bir durumdur. Biz insanlar birilerine haber gönderirken, "de ki, söyle, haber ver, bildir" gibi sözcüklerle meramımızı ifade ederiz. Hitaplarımızda kendimizi özellikle şahsımızdan söz ediyorsak "ben", toplumun bakış açısıyla bakma yoluna giderek kendimizi "o", kendimizi bir düşünce veya paradigmanın temsilcisi olarak gördüğümüzde "biz" zamirlerini kullanırız. Doğrusu kendi sözlerimizdeki veya muhataplarımızın sözlerindeki ana mesajı rafa kaldırdık mı geride kalan sözcük kalıplarında öznel yaklaşımla pek çok çelişki bulabiliriz. Oysa sözün bir anlamı, anlamın da bir amacı vardır.

Miras konusunda Allah, miras paylaşımında önceliği miras bırakana vermiştir. Miras bırakanın vasiyetinin yerine getirilmesinden ve borçlarının ödenmesinden sonra paylaşıma geçilecektir. Kitapta vasiyet bir tavsiye değil diğer buyruklar gibi bir buyruktur. 2Bakara/180'daki buyruk ifadesi "vasiyet yazıldı", 2Bakara/183'deki oruç (oruç yazıldı) için kullanılan fiiilin aynısıdır. Ayrıca ilahi kitapta kadın için kullanılan "ünsa", "imraa" ve "nisa" gibi üç ayrı sözcük farklı mesajlar vermektedir. Örneğin miras paylaşımında "bakıma muhtaç(ünsa)" kullanılırken, borçta yetersiz kişilik (imraa) kullanılmıştır. "nisa" hukuki açıdan tam ehliyet sahibini ifade etmektedir.

Saygılar,

Link to post
Sitelerde Paylaş

merhabalar,

Ayetlerdeki "De ki" ifadesine takılmaktansa denilmesi gereken ne ise oraya odaklanmanın daha doğru olduğunu düşünüyorum. Nitekim insanlara hitap eden bir kitapta insanca bir dil kullanılması doğal bir durumdur. Biz insanlar birilerine haber gönderirken, "de ki, söyle, haber ver, bildir" gibi sözcüklerle meramımızı ifade ederiz. Hitaplarımızda kendimizi özellikle şahsımızdan söz ediyorsak "ben", toplumun bakış açısıyla bakma yoluna giderek kendimizi "o", kendimizi bir düşünce veya paradigmanın temsilcisi olarak gördüğümüzde "biz" zamirlerini kullanırız. Doğrusu kendi sözlerimizdeki veya muhataplarımızın sözlerindeki ana mesajı rafa kaldırdık mı geride kalan sözcük kalıplarında öznel yaklaşımla pek çok çelişki bulabiliriz. Oysa sözün bir anlamı, anlamın da bir amacı vardır.

Miras konusunda Allah, miras paylaşımında önceliği miras bırakana vermiştir. Miras bırakanın vasiyetinin yerine getirilmesinden ve borçlarının ödenmesinden sonra paylaşıma geçilecektir. Kitapta vasiyet bir tavsiye değil diğer buyruklar gibi bir buyruktur. 2Bakara/180'daki buyruk ifadesi "vasiyet yazıldı", 2Bakara/183'deki oruç (oruç yazıldı) için kullanılan fiiilin aynısıdır. Ayrıca ilahi kitapta kadın için kullanılan "ünsa", "imraa" ve "nisa" gibi üç ayrı sözcük farklı mesajlar vermektedir. Örneğin miras paylaşımında "bakıma muhtaç(ünsa)" kullanılırken, borçta yetersiz kişilik (imraa) kullanılmıştır. "nisa" hukuki açıdan tam ehliyet sahibini ifade etmektedir.

Saygılar,

Biz zaten vasiyet ve borçtan sonra olduğu kısmını geçtik, asıl soru orada dağıtılması gereken paranın var olan paradan daha fazla çıkması.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Miras ile ilgili son olarak şunu ekliyorum.

Kuran'daki ifade onun ilk muhataplarından itibaran avliye denilen yöntemle anlaşılmış ise (ki bunun aksini iddia etmek zor) Kuran'daki dağıtım yöntemi Kuran'ın indirildiği dönemde uygulanan miras dağıtma yönteminin (avliye diye bilinen) bir ifadesi niye olmasın?

Muhammed gibi ticaret ile meşgul olmuş birisinin, Medine'de çok dinli ve uluslu bir site devletinin lideri olan bir insanın, ve onu özgür iradeleriyle destekleyen öncülerin hepsinin en basit bir matematiksel işlemi bile bilemediklerini iddia etmek mümkün. Eğer bu matematiksel işlem Allah ile igili gizemli olduğu iddia edilen Üçleme gibi bir şey olsaydı, insanlar bu yanlışı iman üzere kabul ederlerdi diyebilirsiniz. Ancak, miras dağıtımı gibi dünyevi ve fiziksel bir sayım işlemini ilgilendiren bir olayla alakalı ve uygulanabilirliği önemli olan bir konu olunca, bu konuda herkesi aptal sadece kendimizi akıllı olarak görmek yerine, "Acaba Kuran'ın ifadesi başka türlü anlaşılabilir mi?" diye sorgulamamız gerekir diye düşünüyorum.

Selam,

Edip

Link to post
Sitelerde Paylaş

Al işte, mal bulmuş mağribi gibi aynı ifadeleri buraya da yapıştırmış.

Sevgili edip, allah meramını doğru dürüst ifade etmekten aciz mi?

Mirası avliye usulü ile çözün der. Ve avliye usulune ilişkin bir ayet indirirdi. Avliye kelimesini ve yöntemini allah bilmiyor muydu?

Kendinizi allah ve peygamber yerine koyup, açık seçik söylenmiş şeyleri eğip bükmeğe ne kadar heveslisiniz.

Evet kimi kandırmaya çalışıyorsunuz.

Kendinizi mi?

Size inanan diğer dindarları mı?

Allahı mı?

Kimi?

Sevgiler.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...