Jump to content

Zeus'un "Kur'an Kerim'in Kısa Özeti" İddiasına Cevap


Recommended Posts

İslam’da Şiddet

 

Tevbe 5’den önceki ayetleri okuduğun zaman Tevbe Suresi’de geçen “savaş ayetlerinin” savunma savaşı olduğunu anlarsın.

 

Maide 33’ün Arapça’sını okuduğunuz zaman emir cümlesi olmadığını göreceksiniz. Eğer emir cümlesi olsaydı kelimenin başında “elif” harfi olurdu ama Maide 33’de böyle bir şey yoktur. Bknz(96:1) bu ayeti okuduğunuzda “ikra” kelimesi geçer ve emir cümlesidir ve başında “elif” harfi vardır ama Maide 33’de böyle bir şey yoktur.

 

Nisa 90’daki ayeti okuduğun zaman savunma savaşı olduğunu göreceksin.Nisa 90’da “Ancak, aranızda antlaşma olan topluma sığınanlar veya ne sizinle ne de kendi halkıyla savaşmayı içine sindiremeyip size gelenler hariç.” Ayetini okuman gerekir yoksa ayetleri bağlamında koparırsan ayeti tahrif etmiş olursun.

 

Muhammed 4’de “boyunlarını vurun” diye bir cümle yoktur. Eğer “boyunlarını vurun” olsaydı Arapça’sı “unuku federbe” olacaktı. Ayette “kontrol/gözetleme yerlerini vurun” demektedir. Ayette “ boyunlarına” diye çevirdikleri kelimenin Arapça karşılığı “rikab”dır. Kur’an’da “rikab” kelimesi hep “gözetleme” anlamına gelir. BKNZ(4:1,5:117,9:8,9:10,11:93,28:18,33:52,44:10,50:18,54:27) bu ayetlerde “rikab” kelimesi geçer . Hatta Allah’ın isimlerinden biride “Er Rakib”dir.

Er Rakib: Her şeyi gözetleyip denetleyen; kontrol eden demektir.

 

Enfal Suresi 56 ve 61.ayeti okuduğun zaman savunma savaşı olduğunu göreceksin. Ayetleri bağlamından koparmayalım.

 

Bakara 190’da “Sizinle savaşanlara karşı siz de Allah yolunda onlarla savaşın” cümlesi geçiyor. Ayette anlaşıldığı gibi Müşrikler, Mü’minlere saldırdığı için Mü’minler kendilerini savunacaklar. Bakara 191’de “Sizinle savaşmadıkça onlarla savaşmayın. Size saldırırlarsa siz de onlara saldırın.” Bu ayettede apaçık anlaşıldığı gibi savunma savaşıdır.

 

Kur’an’daki “kısas ayeti” insanları korunması içindir.

5:38’deki ayette ise caydırıcı ceza olsun diye böyle bir hüküm vardır.  5:38’deki geçen kelimenin Arapça karşılığı “fektau” kelimesidir ve Kur’an’da geçtiği bütün ayetlerde mecazi anlamda geçmektedir. BKNZ:2:166-2:27-3:127-6:94-6:45-7:72-8:7-9:110-9:121-13:25 ayetlerde “kesmek” kelimesi kullanılıyor ve hep mecazi anlamda kullanılıyor.

 

4:34 ayetinde geçen “darabe” kelimesi birçok anlama gelmektedir. “Darabe” kelimesi “dövmek-vurmak-terk etmek-çalmak-dolaşmak” ve daha birçok anlama gelir. 73:20-2:273-3:156-4:101-5:106 ayetlerde “darabe” kelimesi geçer ve “çıkmak/terk etmek/seyahate çıkmak” gibi anlamlara geliyor. Bu ayette “dövün “ dememektedir. Bu ayette “terk edin” anlamı verilmesi gerekir.

 

 

 

İslam’da Kadın

 

Necm Suresi’nde Kadın Tanrıça olan “Lat-Menat-Uzza”dan bahsetmektedir. Nisa 117’de “Onlar, Allah’ı bırakıp ancak dişilere tapıyorlar.” O ayetteki dediği “dişilere tapıyorlar” cümlesinde “Lat-Menat-Uzza” kastetmektedir.

 

Miras ayetleri “Allah’ın emri” değildir. 4:11’deki ayette “yusikumu” kelimesi geçer ve anlamı “tavsiye eder/öğütte bulunu” anlamlara gelir. Allah’ın emri vasiyettir. Kur’an’da birçok ayette Erkeğin maddi durumunu zora sokacak ayetler mevuttur.  Kur’an’da boşandığın zaman erkek, kadına “nafaka” verir ve çocuklarına ve kadına bakmakla yükümlüdür. Kocası öldüğü zaman 1 yıl oturduğu ev onun olacaktır. Erdemli insanlarda onun geçimini sağlayacaklardır. 65:6-65:7-2:233-2:241 ve daha birçok ayette kadına tanına maddi haklar mevuttur. Yani Kur’an kadınlara verdiği maddi hakları ve erkekleri zora soktuğu maddi hakları Miras konusunda eşitlemektedir.

Ahzab Suresi’nde dediği kişiler “Peygamber’in kadınları” bahsetmektedir.

Ayette “bir derece farklıdır” demektedir. Kur’an’a göre kadın-erkek  eşittir.BKNZ(3:195,49:13)

Kur’an’da çok evlilik olayı keyfi bir durum değildir. Birçok erkek, savaşlar yüzünden öldükleri için kadınları dul kaldıkları için Kur’an böyle bir çözüm bulmuştur. O ayetti dikkatli okuduğunuz zaman Allah’ın tavsiyesi/önerisi tek eşliliktir.

4:34 ayetinde geçen “darabe” kelimesi birçok anlama gelmektedir. “Darabe” kelimesi “dövmek-vurmak-terk etmek-çalmak-dolaşmak” ve daha birçok anlama gelir. 73:20-2:273-3:156-4:101-5:106 ayetlerde “darabe” kelimesi geçer ve “çıkmak/terk etmek/seyahate çıkmak” gibi anlamlara geliyor. Bu ayette “dövün “ dememektedir. Bu ayette “terk edin” anlamı verilmesi gerekir.

Ayette “TARLA” olarak Türkçeye çevrilen “hars” kelimesinin klasik sözlüklerdeki ( Müfredat ve Lisan-ül Arab gibi ) öncelikli anlamı KÜLTÜR dür. Kadınlarınız SİZİN tarlanızdır” mealinde çevrilen Bakara 223.ayette geçen “siz” vurgusu “erkeklere işaret etmez. SİZ’den kasıt bütün toplumdur. Erkek merkezli anlamlandırmalarda bu şekilde düşünülmediğinden , bu ayet cinsellik içeren bir gözle açıklanmaya çalışılmış ve vahim bir hataya imza atılmıştır. Oysa her toplumda , o toplumun genel seviyesini ve gelişmişlik ve uygarlık seviyesini en basit haliyle gözlemlemenin  yolu o toplumda yaşayan kadınların durumuna bakmaktır. Kuran’da güzel bir bitkiye benzetilen kadınlar, sosyal hayatta da gerçekten o toplumun hem kültürüne maddi olarak katkı verirler ve hem de ayette HARS kelimesinin diğer bir anlamı olarak da bir TARLA gibi gelecek nesillerin yetişmesi adına çok büyük vazifeler alırlar. Toplumun dışına itilmiş, iş ve sosyal hayatta yeri olmayan kadının bu görevi yeterince yapamayacağı açıktır. Ayrıca yeterince eğitim ve kültürden nasibini alamamış kadının kendi çocukları için ilk ve en önemli kültür ve ahlak öğretmeni olması işini de yapamayacağı da çok açıktır. Özetle KADIN gelecek nesilleri yetiştiren bir TARLA ve toplumun kültürüdür.

 

Kur’an’daki dediğiniz şahitilik sadece ticaret konularında geçerlidir. İki kadın şahit bulma hükmünün gerekçesi, kadınlardan birinin unutma veya karıştırma ihtimalidir. Kuran’ın sadece ideal şartlar için değil, tüm şartlarda geçerli olabilecek esneklikte ve kapsamda indirilmiş bir kitap olduğunu hatırlayalım.

 

Bugünün modern ve gelişmiş toplumlarında; genel olarak kadınların erkeklerle aynı eğitim düzeyinde olduğu ve ticari konularda benzer tecrübeye sahip olma ihtimalinin kuvvetli olduğu söylenebilir.

 

Ancak; modern toplumlarda bile aynı işi yapan kadınlar erkekten daha düşük ortalama maaş almaktadır. Yönetim seviyesinde üst kademelere bakıldığında ise, erkek nüfusu kadına oranla çok daha fazladır.

 

Modern toplumlarda bile durum böyleyken; az gelişmiş toplumlarda durum daha da dramatik bir hal almaktadır. Kadınların eğitim seviyesinin düştüğünü, iş / ticaret tecrübesinin azaldığını görüyoruz. Gelişigüzel seçilmiş on erkekten belki sekizi ticaretten iyi anlarken, on kadından belki ikisi ticaretten anlayacaktır.

 

Karışık bir borç / ticaret anlaşmasının şartlarını doğru bir şekilde hatırlamak söz konusu olduğunda; bu işlerle her gün uğraşan bir erkek şartları doğru hatırlayabilecekken, bu işlere uzak kalmış bir kadın doğru hatırlamakta zorlanabilir.

 

Bu yüzden; kadının şaşırma / doğru hatırlayamama ihtimalinin olduğu gerekçesi de ilave edilerek, bir kadın yerine iki kadın şahit tutulması gerektiği ifade edilmiştir. Bu hüküm, kadın – erkek arasındaki eşitsizliğe veya erkeğin üstünlüğüne işaret etmez. Kadının unutma ihtimalinin gerekçe olarak verilmesi, bu anlamda incelikli bir noktadır. Ortalama bir kadın ve erkek, birbirine karşı farklı üstünlüklere ve zayıflıklara sahiptir.

 

İslam’da Sübyancılık

Ayette “henüz” kelimesi ayete sıfırdan eklenmiştir. Bu ufacık ekleme de manayı tamamen değiştirmiştir. “henüz adet görmeyen” denildiğinde akla tek şey gelir. O da ergenliğe ulaşmadığı için henüz adet görmemiş çocuklar! oysa durum farklıdır.

 

Henüz adet görmemiş diyebilmek için ayette “ellaaiii lemma yahıdne” kelimesinin geçiyor olması gerekir. Ancak ayette “lem yahıdne” ifadesi geçer. Ayette, adetten kesilmiş, yani menopoz dönemine girmiş kadınların bekleme süresi 3 ay deniyor. 3 ay beklemenin sebebi nedir? kadının hamile olup olmadığının anlaşılmasıdır. adet görmeyen çocuk hamile kalabilir mi? hayır. O zaman 3 ay beklemesine de gerek yoktur. Hamile kalan kadın adet görmez. Ancak hamile olduğunun anlaşılması süre alır. Bu durumda olan kadınlar için de bekleme süresi 3 aydır. Hamileliği kesin olanlar ise doğuma kadar bekler.

Meallerde adet görmemiş kızlar olarak çevrilen “vellai lem yahidne” ifadesidir. Ayrıca ayette geçen “nisa” kelimesi kuran’da yetişkin kadınlar için kullanılan bir kelimedir. Adet görmeyen kişi eğer çocuk olsaydı o zaman ” vildan, veled, benat…”kelimelerinin geçiyor olması gerekirdi. Ancak ayette yetişkin kadınların tanımlandığı “nisa”kelimesi geçmektedir. Ve olması gereken doğru çeviri de aşağıdaki gibidir.

65:4- menopoz dönemine girerek aybaşından kesilen kadınlarınıza gelince, kuşkunuz varsa, bekleme süreleri üç aydır. aybaşı hali görmeyen ve gebe olanların süresi, yüklerini bırakmalarıyla sona erer. kim allah'ı dinlerse, onun işini kolaylaştırır.

 

Nebe 33’de “Gögüsleri tomurcuk gibi kabarmış yaşıt kızlar” diye bir cümle yoktur. Arapça’da “göğüs” kelimesi “sadr”dır. Ayette “sadr” kelimesi geçiyor. Ayette “kızlar/kadınlar” kelimesinin Arapça’sı “nisa”dır ama ayette öyle bir şey yoktur. Sünni çeviri yapanlar ayeti uydurmuşlar.

Ayetin Arapça’sında “kevaibe” kelimesi geçer ve anlamı “eş/eşler” anlamına gelir. Ayette “etraben” kelimesi geçer anlamı “bir birine denk” anlamına gelir. Ayetin gerçek çevirisi şudur:

78:33- Birbirine denk eş/eşler.

İslam’da Hırsızlık

Enfal suresinin ilk ayetinde “kulil enfâlu lillâhi ver resûl” ifadesi vardır. Ayet cümle olarak: Enfal(ganimetleri) soranlara cevap olarak de ki: Onlar Allah ve peygamberedir denmektedir. Yani etraftaki insanlar ganimetlerin ne olacağını peygambere sormaktadır. Kuran da buna cevap olarak: “onlar Allah’a ve peygambere” demektedir.

 

Burada “ganimetler Allah’ındır ve peygamberindir” denmemektedir. Allah’adır denmektedir. Bunun manası da “ganimetlerin hükmü Allah’a ve resulüne aittir” cümlesi olmalıdır. Allah ve peygamber iki ayrı hüküm kaynağı değildir, zaten “resul” demek elçi demektir.

 

“Allah ve resulünün emri” demek: Allah’ın emredip resulünün getirdiği emir demektir. Allah ile resulü ortak bir karar almamaktadır. Çünkü böyle olsaydı Allah ve Muhammed derdi. Ancak Muhammed’in buradaki fonksiyonu “resul” olması yani Mesaj getirme özelliğidir.

Kısacası “Ganimetleri soruyorlar, onların HÜKMÜ Allah ve resulünedir. Yoksa “ganimetin kendisi” değildir.

 

Diğer ayetlerde (41. ayet) de ganimetin kendisi kastedilerek 1/5’i Allah’ındır denmiştir. Burada Allah, resulü bir müessese ve devlet hükmündedir. Çünkü ganimet için “hüküm” tamamen devletin(Allah ve resulü); miktarın da beşte biri devletindir. Gerisi diğerlerinin olur. Bu beşte bir de, peygambere, yakınlarına, yetimlere ve muhtaçlara dağıtılacaktır. Yani karar organı olan Resul(devlet gibi) bunları Allah adına(bu yüzden Allah ve resul denir) ganimetteki hükümde tek hakimdir, payda 5’te bir hakimdir. Gerisi diğer hak sahiplerine verilir.

 

Diğer ayette de gördüğümüz gibi bu kazançların beşte biri de yine toplumda ihtiyaç sahiplerinin gereksinimlerine harcanmak üzere Allah ve resulune ( devlet sistemine) aittir.

 

Kısaca söz konusu iki ayet arasında asla bir çelişki bulunmamakta ve toplumda oluşan bu tarz kazançların ihtiyaç sahiplerine verilmek amacıyla beşte birinin alınması şeklinde de modern dünya ile de çok uyumlu bir sistem oluşturulmuştur.

İslamda Cariye (Kadın Köle)

23:6-33:52-4:24-33:50-24:33-70:30  ayetlerin Arapça’sında “yeminuke/eymanukum” kelimesi geçer ve bunu “ellinizin altındaki cariyeler” diye yanlış bir çeviri yapıyorlar. Ayetlerde geçen “yeminuke” kelimesi anlamı “yemin” demektir. Türkçe diline geçmiş bir kelimede bile tahrif yapıyorlar. Ayetlerde geçen “eymanukum” kelimesi “yemin” kelimesinin çoğuludur. Kur’an ayetlerinde geçen“yeminuke/eymanukum” kelimesi hep yemin/sözleşme/anlaşma olarak kullanılır. BKNZ(2:224-2:225-3:77-4:33-5:53-5:89-5:108)

Savaş Ayetleri

tevbe suresi 29.ayet: kendilerine kitap verilenler arasından, allah'ı ve ahiret gününü onaylamayan, allah'ın ve elçisinin yasakladığını yasaklamayan ve gerçek dine uymayan kimselerle boyunlarını eğip elleriyle karşılık verinceye kadar savaşın.

 

tevbe suresi 123.ayet: ey gerçeği onaylayanlar, sizi kuşatıp saldıran kâfirlerle savaşın. sizde sertlik bulsunlar. bilin ki allah erdemlilerle beraberdir.

 

tevbe suresi 111.ayet: allah gerçeği onaylayanların canlarını ve mallarını bahçe karşılığında satın almıştır. allah yolunda savaşırlar, öldürürler ve öldürülürler. bu, o'nun tevrat'ta, incil'de ve kuran'da verdiği bir sözdür. verdiği sözü, allah'tan daha iyi kim yerine getirebilir? öyleyse bu alışverişinizden dolayı sevinin. en büyük başarı budur.

 

tevbe suresi 41.ayet: hafif ve ağır savaşa kuşanıp çıkın ve allah yolunda mallarınızla ve canlarınızla cihad edin. eğer bilirseniz, bu sizin için daha hayırlıdır.

 

ve daha birçok tevbe suresi'nde savaşdan bahsetmektedir. tevbe suresi'nde geçen savaş ile ilgili ayetlerin hepsi savunma savaşıdır.

 

tevbe suresi 1.ayet: bu, allah ve elçisinden, kendileriyle anlaşma yapmış bulunduğunuz putperestlere bir ültimatomdur.

 

tevbe suresi 12.ayet: anlaşma yaptıktan sonra antlarını bozar ve dininize saldırırlarsa, o inkârcılığın önderleriyle savaşın; çünkü onların andı artık geçersizdir. belki vazgeçerler.

 

tevbe suresi 13.ayet: yeminlerini bozan, resulü yurdundan çıkarmaya gayret eden bir topluluğa karşı savaşmayacak mısınız? üstelik size saldırıyı ilkin onlar başlattı. korkuyor musunuz onlardan? eğer mümin kişilerseniz, kendisinden korkmanıza en layık olan, allah'tır.

 

yukarıdaki ayetlerde görüldüğü gibi müşrikler anlaşmayı bozmuşlar ve müslümanlar kendini savunmak için savaş yaptılar.

 

enfal suresi 60.ayet: onlar için elinizden gelen kuvvet ve atlı birlikler (savaş araçları) hazırlayıp seferber edin. böylece onlarla allah'ın düşmanlarını, düşmanlarınızı ve onlardan başka bilmediğiniz, ancak allah'ın bildiği kimseleri caydırırsınız. allah yolunda ne harcarsanız size tam olarak ödenir ve hiç haksızlığa uğratılmazsınız.

 

enfal suresi 12.ayet: rabbin meleklere, "sizinle beraberim, gerçeği onaylayanları destekleyin. inkârcıların yüreğine korku salacağım. vurun boyunlara, vurun onların her parmağına" diye vahyediyordu.

 

enfal suresi 56.ayet: bunlar, kendileriyle antlaşma yaptığın kişilerdir. ama her defasında antlaşmalarını bozarlar. hiç çekinmez ki bunlar.

 

enfal suresi 61.ayet: eğer barışa eğilim gösterirlerse sen de buna yanaş ve allah'a tevekkül et. çünkü o, en iyi işitenin, en iyi bilenin ta kendisidir.

 

enfal suresi'nde geçen savaş ile ilgili ayetlerde bedir savaşından bahsediyor. bedir savaşı savunma savaşıdır. yukarıdaki ayette göre müşrikler anlaşmayı bozmuşlar. müşrikler barışa eğilim gösterirlerse müslümanlar'da barışa eğilim gösterecekler.

 

hac suresi 39.ayet: kendilerine savaş açılanlara savaşma izni verilmiştir. çünkü onlar zulme uğratıldılar. allah onlara yardıma elbette kadirdir.

 

hac suresi 60.ayet: bu böyledir. kim, kendisine uygulanan haksızlığa karşı aynı şekilde karşılık verir de bundan dolayı da kendisine saldırılırsa allah ona yardım edecektir. elbette allah affedendir, bağışlayandır.

 

ahzab suresi 25.ayet: allah inkârcıları öfkeleriyle birlikte elleri boş olarak geri çevirdi. allah böylece gerçeği onaylayanları savaştan esirgedi. allah güçlüdür, üstündür.

 

ahzab suresi 26.ayet:ve kitap halkından onlara destek olanları kalelerinden indirdi ve yüreklerine korku düşürdü. bir kısmını öldürüyor, bir kısmını da tutsak alıyordunuz.

 

ahzab suresi 27.ayet: sizi onların toprağına, evlerine, paralarına ve henüz ayağınızı dahi basmamış olduğunuz topraklara mirasçı kıldı. allah her şeye gücü yetendir.

 

ahzab suresi'ndeki savaş ayetleri savunma savaşıdır.

 

ahzab 9.ayet: ey gerçeği onaylayanlar, size ordular saldırdığı zaman, üzerlerine bir rüzgar ve görmediğiniz orduları gönderen allah'ın size yaptığı iyiliği hatırlayın. allah yaptığınız her şeyi görendir.

 

bakara suresi 191.ayet: onları yakaladığınız yerde öldürün; onların sizi çıkardıkları yerden siz de onları çıkarın. fitne / baskı ve bozgunculuk, öldürmekten daha kötüdür. mescid-i haram'da, onlar sizinle çarpışmaya girinceye kadar siz de onlarla çarpışmaya girmeyin. eğer sizinle çarpışmaya girerlerse siz de onları öldürün. işte böyle verilir küfre sapanların cezası!

 

yukarıdaki ayet savunma savaşıdır.

 

bakara suresi 190.ayet: sizinle çarpışmaya girenlerle allah yolunda siz de çarpışın. ama haksız yere saldırmayın / çarpışmada zulme sapmayın. çünkü allah, sınır tanımaz azgınları sevmiyor.

 

kur'an'daki savaş ile ilgili ayetlerin hepsi savunma savaşıdır. kur'an'da din konusunda savaşmayan kişilerle dostluk yapılır.

 

mumtahine 60.ayet: allah, din uğrunda sizinle savaşmayan ve sizi yurdunuzdan çıkarmayan kimselere iyilik yapmanızı ve onlara adaletli davranmanızı yasaklamaz. allah adaletli davrananları sever.

 

kur'an'da başka bir topluluğa kin duyarsan bile adaletli davranman gerekir.

 

maide suresi 8.ayet: gerçeği onaylayanlar! allah için adaleti gözeterek tanıklık edin. bir topluluğa olan kininiz sizi adaletli davranmaktan alıkoymasın. adaletli davranın; bu erdemliliğe daha yakındır. allah'ı dinleyin. allah yaptıklarınızı haber alır.

 

anlaşma yapılan kişilerle savaşılmaz.

 

nisa suresi 90.ayet: ancak sizinle aralarında antlaşma olan bir topluma sığınanlarla, kendi toplumlarıyla yahut sizinle savaşma konusunda yürekleri yetersiz kalıp da size gelenlere dokunmayın. allah dileseydi onları elbette sizin üstünüze salardı, onlar da sizinle mutlaka savaşırlardı. o halde, sizden uzak durur, sizinle savaşmaz, size barış eli uzatırlarsa, artık allah size, üzerlerine gitmek için bir yol vermemiştir.

 

kur'an'daki savaş savunma savaşıdır. anlaşmayı bozan kişilerle savaş yapılır. zulme uğradığın zaman savaş yapılır. kur'an'da saldırı savaşı yoktur.

 

muhammed suresi 4.ayet: savaşta inkâr edenlerle karşılaştığınızda kontrol merkezlerini vurun. sonunda üstün geldiğinizde onları esir alın; onları ya karşılıksız veya fidye karşılığında salın. savaş durumu kalkıncaya kadar bunu uygulayın. allah dileseydi sizi savaş derdinden kurtarırdı; ancak o sizi böylece birbirinizle sınamaktadır. allah yolunda öldürenlere gelince, onların yaptıklarını boşa çıkarmayacaktır.

 

savaşta esir aldığın kişileri fidye veya karşılıksız serbest bırakılır.

 

Çok Eşlilik

 

Kur’an’da çok evlilik olayı keyfi bir durum değildir. Birçok erkek, savaşlar yüzünden öldükleri için kadınları dul kaldıkları için Kur’an böyle bir çözüm bulmuştur. O ayetti dikkatli okuduğunuz zaman Allah’ın tavsiyesi/önerisi tek eşliliktir.

Ahzab 50’deki ayet Muhammed’in aleyhine bir ayettir. Çünkü Muhammed’e “amcanın kızları-halanın kızları-dayının kızları-teyzenin kızları” evlenmesi zaten Mü’minlere helaldir. Ahzab 52’yi okuduğunuz zaman Muhammed bunların dışındakilerle evlenmesi yasaktır.

 

23:6-33:52-4:24-33:50-24:33-70:30 ayetlerin Arapça’sında “yeminuke/eymanukum” kelimesi geçer ve bunu “ellinizin altındaki cariyeler” diye yanlış bir çeviri yapıyorlar. Ayetlerde geçen “yeminuke” kelimesi anlamı “yemin” demektir. Türkçe diline geçmiş bir kelimede bile tahrif yapıyorlar. Ayetlerde geçen “eymanukum” kelimesi “yemin” kelimesinin çoğuludur. Kur’an ayetlerinde geçen“yeminuke/eymanukum” kelimesi hep yemin/sözleşme/anlaşma olarak kullanılır. BKNZ(2:224-2:225-3:77-4:33-5:53-5:89-5:108)

 

İslam ve Demokrasi

42:38 ve 3:159 ayetlerini okuman gerekir.

Casiye-Maide Suresi’ndeki verdiğin ayetlerin devlet yönetimi ile ne alakası var ? Verdiğin ayetlerin dini konularla alakası vardır.

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 114
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

Top Posters In This Topic

Posted Images

Kur'an ABD de icad edilseydi örneğin 500 yıl önce yerlilere verilen bir kitap olsaydı.

 

İspanyollara lanet ederdi.

 

Günümüzde ABD de olsaydı

Ruslara lanet ederdi.

 

Şimdi Arabistan'da inmiş olsaydı hem ABD hem İsrail'e lanet ederdi.

 

Kurandaki diğer tüm cümleler de böyledir.  Zamana ve mekana göre oynaktir.

 

Bir toplumun kadın erkek ilişkilerine bakışı arabin abazanligi gibi değilse İslamı niye seçmek zorundaki?

 

Bir toplum kendi sosyal düzenini kurabilecek medeniyete sahipse Arabın köle kanunlarından ne kazancı olabilir?

 

Bir toplum kendi sorunlarını adaletle cozebiliyorsa Arabın despot yalancilarina niye itaat etmeli ki?

Link to post
Sitelerde Paylaş
16 hours ago, KuranMumini2698 said:

23:6-33:52-4:24-33:50-24:33-70:30 ayetlerin Arapça’sında “yeminuke/eymanukum” kelimesi geçer ve bunu “ellinizin altındaki cariyeler” diye yanlış bir çeviri yapıyorlar. Ayetlerde geçen “yeminuke” kelimesi anlamı “yemin” demektir. Türkçe diline geçmiş bir kelimede bile tahrif yapıyorlar. Ayetlerde geçen “eymanukum” kelimesi “yemin” kelimesinin çoğuludur. Kur’an ayetlerinde geçen“yeminuke/eymanukum” kelimesi hep yemin/sözleşme/anlaşma olarak kullanılır. BKNZ(2:224-2:225-3:77-4:33-5:53-5:89-5:108)

 

Peki neden yanlış çeviri yapıyorlar, amaçları ne? Bu yanlış çeviri yapanlar cahil yani bilgisiz mi, islam düşmanı mı, yetersiz mi, art niyetli mi, münafık mı?

 

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
16 saat önce, KuranMumini2698 yazdı:

Ayette “henüz” kelimesi ayete sıfırdan eklenmiştir. Bu ufacık ekleme de manayı tamamen değiştirmiştir. “henüz adet görmeyen” denildiğinde akla tek şey gelir. O da ergenliğe ulaşmadığı için henüz adet görmemiş çocuklar! oysa durum farklıdır.

 

http://adilyargic.blogspot.com/2018/12/yahudilerin-2200-yillik-bebek-tecavuz.html?m=1

Link to post
Sitelerde Paylaş
14 dakika önce, sağduyu yazdı:

 

Peki neden yanlış çeviri yapıyorlar, amaçları ne? Bu yanlış çeviri yapanlar cahil yani bilgisiz mi, islam düşmanı mı, yetersiz mi, art niyetli mi, münafık mı?

 

 

Bütün amaçları hadisleri doğru çıkarmaktır. Çocukluktan beri aldığı sünni dogmaları Kur'an'a uydurmakdır. 

Link to post
Sitelerde Paylaş
2 minutes ago, KuranMumini2698 said:

Bütün amaçları hadisleri doğru çıkarmaktır. Çocukluktan beri aldığı sünni dogmaları Kur'an'a uydurmakdır. 

 

Yani sana göre bu araplar, Muhammed'in bu sözler Allah adlı bir tanrıdandır dediklerini yazıya geçirirken gayet dürüst davranmışlar ama bu sözler Allah adlı bir tanrıdandır demediklerini ve eylemlerini yazıya geçirirken uydurmuşlar, yalan söylemişler, öyle mi?

 

Peki neden böyle bir şey yapmışlar?

Link to post
Sitelerde Paylaş
Şimdi, sağduyu yazdı:

 

Yani sana göre bu araplar, Muhammed'in bu sözler Allah adlı bir tanrıdandır dediklerini yazıya geçirirken gayet dürüst davranmışlar ama bu sözler Allah adlı bir tanrıdandır demediklerini ve eylemlerini yazıya geçirirken uydurmuşlar, yalan söylemişler, öyle mi?

 

Peki neden böyle bir şey yapmışlar?

Kendi hadis kitapları arasında birçok çelişki mevcuttur. Sultanlar yaptıkları zalimlikleri hadis uydururak, zalimliklerini kamufle etmişlerdir. Kur'an'ı yazan Muhammed'dir. Vahiy katipleri saçmalığına hala inanıyorsunuz. Kur'an'la çelişmektedir. BKNZ(68:1) ayetini okuyun.

Link to post
Sitelerde Paylaş
3 minutes ago, KuranMumini2698 said:

Kendi hadis kitapları arasında birçok çelişki mevcuttur. Sultanlar yaptıkları zalimlikleri hadis uydururak, zalimliklerini kamufle etmişlerdir. Kur'an'ı yazan Muhammed'dir. Vahiy katipleri saçmalığına hala inanıyorsunuz. Kur'an'la çelişmektedir. BKNZ(68:1) ayetini okuyun.

 

Kuran'ı yazanın Muhammed olduğunu nereden biliyorsun? Elinde belge, görüntü kaydı falan mı var? Sana bu Kuranı ulaştıranlar da bu araplar değil mi? Muhammed diye birinden de bu araplar sayesinde haberdar olmadın mı?

 

Bu hadis uyduranlar neden hadis uydurmak yerine direkt Kuran'ı değiştirmemişler? Kuran'la çelişecek hadis uydurmak yerine direkt Kuran'ı değiştirmek daha kolay ve mantıklı değil mi?

Link to post
Sitelerde Paylaş
18 dakika önce, sağduyu yazdı:

 

Kuran'ı yazanın Muhammed olduğunu nereden biliyorsun? Elinde belge, görüntü kaydı falan mı var? Sana bu Kuranı ulaştıranlar da bu araplar değil mi? Muhammed diye birinden de bu araplar sayesinde haberdar olmadın mı?

 

Bu hadis uyduranlar neden hadis uydurmak yerine direkt Kuran'ı değiştirmemişler? Kuran'la çelişecek hadis uydurmak yerine direkt Kuran'ı değiştirmek daha kolay ve mantıklı değil mi?

68:1 ayetine bak. Mushafa eklemeler yapıldı.(Tevbe 128-129) Kur'an'ın 19'lu sistemi bunu ortaya çıkardı ve Sünniler bu 19'a alerji oldular. Çünkü kendi hadis kitaplarında bile Tevbe 128-129 konusunda ihtilaflar var. Mesela 7:69 ayetinde "bastatan" kelimesi "sad" harfi ile yazılıyor ve 19'lu sisteme uymuyor. 7-19-38.sureler sad harfi toplamı 153 oluyor ve 19'un tam katının 1 fazlası. Eski mushaflara bakılıyor ve 7:69 ayetinde geçen "bastatan" kelimesi "sin" harfi ile yazılmış ve 19'lu sistemi doğruluyor ve 7-19-38. surelerdeki "sad" harfi toplamı 152 oluyor. Bu "bastatan" kelimesi ile 3 tane hadis uydurmuşlar ve uydurdukları hadisi, 19'lu sistemi ile  deşifre edildi. Yani adamlar Mushaftaki kelimeyi yanlış yazmışlar ve bunun için hadis uydurmuşlar. 

Link to post
Sitelerde Paylaş
5 minutes ago, KuranMumini2698 said:

68:1 ayetine bak. Mushafa eklemeler yapıldı.(Tevbe 128-129) Kur'an'ın 19'lu sistemi bunu ortaya çıkardı ve Sünniler bu 19'a alerji oldular. Çünkü kendi hadis kitaplarında bile Tevbe 128-129 konusunda ihtilaflar var. Mesela 7:69 ayetinde "bastatan" kelimesi "sad" harfi ile yazılıyor ve 19'lu sisteme uymuyor. 7-19-38.sureler sad harfi toplamı 153 oluyor ve 19'un tam katının 1 fazlası. Eski mushaflara bakılıyor ve 7:69 ayetinde geçen "bastatan" kelimesi "sin" harfi ile yazılmış ve 19'lu sistemi doğruluyor ve 7-19-38. surelerdeki "sad" harfi toplamı 152 oluyor. Bu "bastatan" kelimesi ile 3 tane hadis uydurmuşlar ve uydurdukları hadisi, 19'lu sistemi ile  deşifre edildi. Yani adamlar Mushaftaki kelimeyi yanlış yazmışlar ve bunun için hadis uydurmuşlar. 

 

Benim sorulara cevap değil bunlar. Ayrıca 19 zırvası ile ilgilenmiyorum. Bu 19 zırvası 1974'den önce var mıydı? Beni mesela 1632 yılında yılında yaşayan biri olarak farz et, ona göre cevap ver.

 

Kuran'ı yazanın Muhammed olduğunu nereden biliyorsun? Elinde belge, görüntü kaydı falan mı var? Sana bu Kuranı ulaştıranlar da bu araplar değil mi? Muhammed diye birinden de bu araplar sayesinde haberdar olmadın mı?

 

Bu hadis uyduranlar neden hadis uydurmak yerine direkt Kuran'ı değiştirmemişler? Kuran'la çelişecek hadis uydurmak yerine direkt Kuran'ı değiştirmek daha kolay ve mantıklı değil mi?

 

 

tarihinde sağduyu tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
4 dakika önce, sağduyu yazdı:

 

Benim sorulara cevap değil bunlar. Ayrıca 19 zırvası ile ilgilenmiyorum. Bu 19 zırvası 1974'den önce var mıydı? Beni mesela 1632 yılında yılında yaşayan biri olarak farz et, ona göre cevap ver.

 

Kuran'ı yazanın Muhammed olduğunu nereden biliyorsun? Elinde belge, görüntü kaydı falan mı var? Sana bu Kuranı ulaştıranlar da bu araplar değil mi? Muhammed diye birinden de bu araplar sayesinde haberdar olmadın mı?

 

Bu hadis uyduranlar neden hadis uydurmak yerine direkt Kuran'ı değiştirmemişler? Kuran'la çelişecek hadis uydurmak yerine direkt Kuran'ı değiştirmek daha kolay ve mantıklı değil mi?

 

 

Tanrı'nın koruması altında bir kitap olduğu içindir. Kur'an ile Mushafı karıştırmayın. 68:1 ayetine göre Kur'an'ı Muhammed yazdığı belli oluyor. Kur'an'ı okuduğun zaman bütün dönemlerde ayrı bir mucize vardır. BKNZ(2:106) Türklere Kur'an'ı getiren, İranlılardır. Araplar getirsede bir sıkıntı yok çünkü Tanrı'nın koruması altında bir kitaptır.  Kimsenin değiştirmesine gücü yetmez eğer Tanrı ,15:9 ayetinde  Kur'an'ı koruyacağını söylemeseydi elbette Kur'an'da değiştirilirdi. Eğer Kur'an değiştiriliecek olsaydı Emevi zamanında değiştirildi. 

Link to post
Sitelerde Paylaş
9 minutes ago, KuranMumini2698 said:

Tanrı'nın koruması altında bir kitap olduğu içindir. Kur'an ile Mushafı karıştırmayın. 68:1 ayetine göre Kur'an'ı Muhammed yazdığı belli oluyor. Kur'an'ı okuduğun zaman bütün dönemlerde ayrı bir mucize vardır. BKNZ(2:106) Türklere Kur'an'ı getiren, İranlılardır. Araplar getirsede bir sıkıntı yok çünkü Tanrı'nın koruması altında bir kitaptır.  Kimsenin değiştirmesine gücü yetmez eğer Tanrı ,15:9 ayetinde  Kur'an'ı koruyacağını söylemeseydi elbette Kur'an'da değiştirilirdi. Eğer Kur'an değiştiriliecek olsaydı Emevi zamanında değiştirildi. 

 

Sizlere göre İncil ve Tevrat değiştirilebiliyor, Zebur ve sayfalar ortada bile yok ama Kuran değiştirilemiyor ha? İlginç bir mantık! Sen bile Kuran'ın değiştirildiğini iddia ettiğin halde Allah'ın koruması altında demen de başka bir çelişki. Ayrıca madem bu kitap Allah'ın koruması altında, o zaman nasıl yanlış çeviri oluyor? Her çeviride bu Kuran değiştirilmiş olmuyor mu?

 

Sana bir soru daha:

 

Yıl 1632. Muhammed'in ölümünden sonra tam 1000 yıl geçmiş. Ortada kaç adet Kuran kopyası vardı, kaç dile çevrildi ve o zamanki insanların kaçta kaçı bu kitaba ulaşıp okudu?

 

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
7 dakika önce, sağduyu yazdı:

 

Sizlere göre İncil ve Tevrat değiştirilebiliyor, Zebur ve sayfalar ortada bile yok ama Kuran değiştirilemiyor ha? İlginç bir mantık! Sen bile Kuran'ın değiştirildiğini iddia ettiğin halde Allah'ın koruması altında demen de başka bir çelişki. Ayrıca madem bu kitap Allah'ın koruması altında, o zaman nasıl yanlış çeviri oluyor? Her çeviride bu Kuran değiştirilmiş olmuyor mu?

 

Sana bir soru daha:

 

Yıl 1632. Muhammed'in ölümünden sonra tam 1000 yıl geçmiş. Ortada kaç adet Kuran kopyası vardı, kaç dile çevrildi ve o zamanki insanların kaçta kaçı bu kitaba ulaşıp okudu?

 

 

Dediklerinin Tanrı'nın isteğine bağlı bir durumdur. 19 ile Kur'an'ın korunduğu ispat edilmiştir. Ben Kur'an değişti demedim. "Eğer Allah 15:9 ayetinde söylediklerini söylemeseydi Kur'an değişirdi." dedim. Kur'an Arapça inmiş bir kitaptır. Türkçe'ye-Fransızca vb dillere yanlış çevrilmesi, Tanrı'nın Kur'an'ı korumadığı anlama gelmez. Tanrı Kur'an'ın ayetlerini korumuştur. Çevirilerini değil. Kaç kişi okuduğunu bilemem. Kur'an diyor ki "Allah taşımayacağı bir yükten sizi sorumlu tutmaz" ayeti var. O ayete göre Kur'an diye bir kitaptan haberi olmayanlar Kur'an'dan sorumlu tutulmazlar. 

Link to post
Sitelerde Paylaş
1 hour ago, KuranMumini2698 said:

Kendi hadis kitapları arasında birçok çelişki mevcuttur. Sultanlar yaptıkları zalimlikleri hadis uydururak, zalimliklerini kamufle etmişlerdir. Kur'an'ı yazan Muhammed'dir. Vahiy katipleri saçmalığına hala inanıyorsunuz. Kur'an'la çelişmektedir. BKNZ(68:1) ayetini okuyun.

 

Yani bütün bir savın miilletin adına niyet okuması yapıp, onlar adına atıp tutmaya dayanıyor neticede. Biz de kalkıp 1400 senelik islam tarihini, islam alimini ve islam uygulamarını değil de, nedeni bilinmez bir şekilde seni kaale aldık mı, tamamdır oldu bu iş(!) 

 

Bu savın geçerli olması için gerekli olan süper ön kabuller:

 

- 1400 senedir, kimi sayılı isimlerden ana dili arapça olan kuran alimlerinin tefsir, yorum, çeviri ve hatta uygulamalarını yok ve hatalı sayacan. 

- Hatalı değil bir de art niyteli sayacan.

- Kuranın hem yanlış anlaşılmaya, hem de yeri geldiğinde art niyete binaen çarpıtılması ve insanların yanılmasına mahal veren bir kitap olduğunu, yani mükemellik falan şöyle bir yana dursun, eksik ve kusurlu bir kitap olduğunu kabul edecen.

 

işte bu kadar. Ne var canım bunda; alt tarafı kuranı, 1400 yıllık islamı ve onun ana dili arapça olan alimlerini pert ettin şunu şurasında, ne ki allasen..?!! :)

 

Hayır sen ya da siz kim oluyorsunuz ki, millet adına atıp tutup, ana dili arapça olan ve seni/sizi bu konuda dört döndürecek olan onca alimi, 1400 yıllık islam anlayşını, en sonunda da kuranı "piç" edebiliyorsunuz?  Siz kimsiniz? Kim sizi, neden kaale alsın?!

 

Meselenin son yönü ise, şu yukarıda yazdıkların, post modern kuran yorumların falan hakkında islam aleminin hiçbir zaman hemfikir ve yekbütün olmaması, olamaması, olamayacak olması. Adama derler ki: Ne o gidip muhammede, ya da allah a mı sordun ki, kitapta ötekinin değil de berikinin kast edildiğine dair böylesine atıp tutabiliyosun? Küfre düşmeyesin sonra.

 

Yukarıdaki yorumunun ise asıl özeti şudur: Kuran yanlış anlaşılmaya ya da çarpıtılmaya müsait, buna mahal veren eksik ve de noksan bir kitaptır. Değil apaçık, açık bile değildir. Bu yüzden kadiri ve alimi mutlak bir kaynaktan gelmiş olamaz. Geçmiş olsun.

 

1 hour ago, KuranMumini2698 said:

68:1 ayetine bak. Mushafa eklemeler yapıldı.(Tevbe 128-129) Kur'an'ın 19'lu sistemi bunu ortaya çıkardı ve Sünniler bu 19'a alerji oldular. Çünkü kendi hadis kitaplarında bile Tevbe 128-129 konusunda ihtilaflar var. Mesela 7:69 ayetinde "bastatan" kelimesi "sad" harfi ile yazılıyor ve 19'lu sisteme uymuyor. 7-19-38.sureler sad harfi toplamı 153 oluyor ve 19'un tam katının 1 fazlası. Eski mushaflara bakılıyor ve 7:69 ayetinde geçen "bastatan" kelimesi "sin" harfi ile yazılmış ve 19'lu sistemi doğruluyor ve 7-19-38. surelerdeki "sad" harfi toplamı 152 oluyor. Bu "bastatan" kelimesi ile 3 tane hadis uydurmuşlar ve uydurdukları hadisi, 19'lu sistemi ile  deşifre edildi. Yani adamlar Mushaftaki kelimeyi yanlış yazmışlar ve bunun için hadis uydurmuşlar. 

 

19 konusunda onca soru sorduk diğer başlıkta, birine dahi cevap veremedin, daha hala daha 19 19 diye sayıklamaktasın.

 

-Bir kere daha en başta 19 diye bir "sistem" yoktur. Çünkü bir "formülü" yoktur. Tak takıştır, yap yapıştır şeklinde keyfe keder bir nümeroloji oyunudur. Her çıkarım için farklı ve keyfe keder ve de değişken kıstaslarla istenen şey, "tersinden" uydurularak temin edilir. ta ki 19 ve katları bulunana kadar. Peki berikinde neden çıkmadı ya da şöyle bir şey neden yok gardaş diye sorduğun zaman cevap yoktur. Çünkü ortada bir formül, dayanak ve referans noktası yoktur.

 

- Ayrıca islam alemi daha besmeledki harf, kurandaki ayet sayısı konusunda dahi hem fikir değil iken, bu neyin 19'u diye sorarlar adama?!

- Ayrıca bu hesaba göre kuran neredeyse 1400 sene boyunca o fazladan ayetlerle okunmuş, inanılmış, değiştirilmiş hali yüzlerce kuşak bu kitabı böyle okuyarak ölüp gitmiştir. Yani "korunamamıştır"!!

- Ayrıca tersinden bakıldığı vakit, o iki ayet 19 u bozmakta ve sistemi daha en baştan yok etmektedir. 19 diye bir nane yoktur. Çünkü o iki ayet vardır. Ya kuran 1400 senedir korunamamıştır diyeceksiniz, veyahut 19 yok. Birinden biri. Aşağısı sakal, yukarısı bıyık.

- Ayrıca piyasada mevcut kuranlarda artık o iki ayet yok mudur? Yoksa islam alemi halen daha kuranı, o iki ayetle kabul etmek ve okumakta mıdır? Piyasadaki kitaplardan haber bize arkadaş gazel okuyacağına..Nedir netice?!!

- Ayrıca bu sözde 19'u bulan adam öldürülmüş, islam dünyası ise 19 konusunda halen hem fikir değil, hatta birbirini kafir ilan edip kesmektedir bu konuda.

 

İşin en basit özeti ise şudur: Bir kitabın, metni korumak istiyorsan eğer, onun "orijinalini" muhafaza edeceksin. Hepsi budur. 19 mondokuz falan diye takla atmaya da hiç gerek olmaz bu durumda. Ama, kuranın, ilk mushafın orijinali "YOKTUR". Geçmiş olsun. Bu kitap korunuyor diye daha da ne yazsanız boştur. Bu yaptıklarınız ve 19 sistemi açık seçik acziyettir. Yukarıda yazdıklarım da bunun fiili karşılığıdır.

 

54 minutes ago, KuranMumini2698 said:

Tanrı'nın koruması altında bir kitap olduğu içindir. Kur'an ile Mushafı karıştırmayın. 68:1 ayetine göre Kur'an'ı Muhammed yazdığı belli oluyor. Kur'an'ı okuduğun zaman bütün dönemlerde ayrı bir mucize vardır. BKNZ(2:106) Türklere Kur'an'ı getiren, İranlılardır. Araplar getirsede bir sıkıntı yok çünkü Tanrı'nın koruması altında bir kitaptır.  Kimsenin değiştirmesine gücü yetmez eğer Tanrı ,15:9 ayetinde  Kur'an'ı koruyacağını söylemeseydi elbette Kur'an'da değiştirilirdi. Eğer Kur'an değiştiriliecek olsaydı Emevi zamanında değiştirildi. 

 

Daha harekelerden itibaren poku yiyen, orijinali olmayan, formülü dahi verilemeyen sözde 19 sistemi ile derme çatma kotarılmaya çalışılan, bir kısmını keçilerin yediği iddiası bulunan, mushafları yakılan bir kitap tanrı koruması altında ha?! Geçiniz. Buna keçiler bile güler. Tecvüze karşılık hz. yusufun gömlekli ayeti mesela, içler acısı komedi. Oraya da gelecez. Daha önce de geldik zaten..Tecavüze karşılık yusufun brezilya dizisi tadında ayetini getiren ilk sen değilsin..

 

19 sistemine göre kuranda neredeyse 1400 senedir ve halen de iki adet fazladan ayet vardır. Yani kuran 1400 senedir ve halen de korunamamaktadır. Bir bardak soğuk su için bunun üzerine..Peki ya 19'a uydurmak için ayet çıkarıldıysa? Bunu nerden bilecez, ya da başka hadiseler olduysa şimdi tespit edilemeyen. Bilemeyiz. Çünkü bu meretin formülü yok! Şimdi sen sus, halen piyasadaki 128-129'lu kuran nüshaları konuşsun..

tarihinde teflon tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
27 minutes ago, KuranMumini2698 said:

Dediklerinin Tanrı'nın isteğine bağlı bir durumdur. 19 ile Kur'an'ın korunduğu ispat edilmiştir. Ben Kur'an değişti demedim. "Eğer Allah 15:9 ayetinde söylediklerini söylemeseydi Kur'an değişirdi." dedim. Kur'an Arapça inmiş bir kitaptır. Türkçe'ye-Fransızca vb dillere yanlış çevrilmesi, Tanrı'nın Kur'an'ı korumadığı anlama gelmez. Tanrı Kur'an'ın ayetlerini korumuştur. Çevirilerini değil. Kaç kişi okuduğunu bilemem. Kur'an diyor ki "Allah taşımayacağı bir yükten sizi sorumlu tutmaz" ayeti var. O ayete göre Kur'an diye bir kitaptan haberi olmayanlar Kur'an'dan sorumlu tutulmazlar. 

 

Yani sınav mınav palavra diyorsun. Sana göre bazı kişiler sınava giriyor, diğerleri konu mankeni. Peki bu Kuran denen kitaptan haberi olmayanlar ne diye var dünyada?

 

Bu Kuran denen kitap sizlere göre tüm zamanlara ve tüm insanlara bir mesaj değil mi? Peki tüm zamanlardaki insanlara doğru dürüst ulaştırılamayan bir mesaj nasıl tüm zamanlara ve insanlığa gönderilmiş oluyor? Sizlerin iddiası ile ortada durum arasındaki çelişkiyi göremiyor musunuz?

tarihinde sağduyu tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
9 dakika önce, sağduyu yazdı:

 

Yani sınav mınav palavra diyorsun. Sana göre bazı kişiler sınava giriyor, diğerleri konu mankeni. Peki bu Kuran denen kitaptan haberi olmayanlar ne diye var dünyada?

 

Bu Kuran denen kitap sizlere göre tüm zamanlara ve tüm insanlara bir mesaj değil mi? Peki tüm zamanlardaki insanlara doğru dürüst ulaştırılamayan bir mesaj nasıl tüm zamanlara ve insanlığa gönderilmiş oluyor? Sizlerin iddiası ile ortada durum arasındaki çelişkiyi göremiyor musunuz?

Kur'an diyor ki "Allah taşımayacağı bir yükten sizi sorumlu tutmaz" ayeti var. O ayete göre Kur'an diye bir kitaptan haberi olmayanlar Kur'an'dan sorumlu tutulmazlar. 

Link to post
Sitelerde Paylaş
13 dakika önce, teflon yazdı:

 

Yani bütün bir savın miilletin adına niyet okuması yapıp, onlar adına atıp tutmaya dayanıyor neticede. Biz de kalkıp 1400 senelik islam tarihini, islam alimini ve islam uygulamarını değil de, nedeni bilinmez bir şekilde seni kaale aldık mı, tamamdır oldu bu iş(!) 

 

Bu savın geçerli olması için gerekli olan süper ön kabuller:

 

- 1400 senedir, kimi sayılı isimlerden ana dili arapça olan kuran alimlerinin tefsir, yorum, çeviri ve hatta uygulamalarını yok ve hatalı sayacan. 

- Hatalı değil bir de art niyteli sayacan.

- Kuranın hem yanlış anlaşılmaya, hem de yeri geldiğinde art niyete binaen çarpıtılması ve insanların yanılmasına mahal veren bir kitap olduğunu, yani mükemellik falan şöyle bir yana dursun, eksik ve kusurlu bir kitap olduğunu kabul edecen.

 

işte bu kadar. Ne var canım bunda; alt tarafı kuranı, 1400 yıllık islamı ve onun ana dili arapça olan alimlerini pert ettin şunu şurasında, ne ki allasen..?!! :)

 

Hayır sen ya da siz kim oluyorsunuz ki, millet adına atıp tutup, ana dili arapça olan ve seni/sizi bu konuda dört döndürecek olan onca alimi, 1400 yıllık islam anlayşını, en sonunda da kuranı "piç" edebiliyorsunuz?  Siz kimsiniz? Kim sizi, neden kaale alsın?!

 

Meselenin son yönü ise, şu yukarıda yazdıkların, post modern kuran yorumların falan hakkında islam aleminin hiçbir zaman hemfikir ve yekbütün olmaması, olamaması, olamayacak olması. Adama derler ki: Ne o gidip muhammede, ya da allah a mı sordun ki, kitapta ötekinin değil de berikinin kast edildiğine dair böylesine atıp tutabiliyosun? Küfre düşmeyesin sonra.

 

Yukarıdaki yorumunun ise asıl özeti şudur: Kuran yanlış anlaşılmaya ya da çarpıtılmaya müsait, buna mahal veren eksik ve de noksan bir kitaptır. Değil apaçık, açık bile değildir. Bu yüzden kadiri ve alimi mutlak bir kaynaktan gelmiş olamaz. Geçmiş olsun.

 

 

19 konusunda onca soru sorduk diğer başlıkta, birine dahi cevap veremedin, daha hala daha 19 19 diye sayıklamaktasın.

 

-Bir kere daha en başta 19 diye bir "sistem" yoktur. Çünkü bir "formülü" yoktur. Tak takıştır, yap yapıştır şeklinde keyfe keder bir nümeroloji oyunudur. Her çıkarım için farklı ve keyfe keder ve de değişken kıstaslarla istenen şey, "tersinden" uydurularak temin edilir. ta ki 19 ve katları bulunana kadar. Peki berikinde neden çıkmadı ya da şöyle bir şey neden yok gardaş diye sorduğun zaman cevap yoktur. Çünkü ortada bir formül, dayanak ve referans noktası yoktur.

 

- Ayrıca islam alemi daha besmeledki harf, kurandaki ayet sayısı konusunda dahi hem fikir değil iken, bu neyin 19'u diye sorarlar adama?!

- Ayrıca bu hesaba göre kuran neredeyse 1400 sene boyunca o fazladan ayetlerle okunmuş, inanılmış, değiştirilmiş hali yüzlerce kuşak bu kitabı böyle okuyarak ölüp gitmiştir. Yani "korunamamıştır"!!

- Ayrıca tersinden bakıldığı vakit, o iki ayet 19 u bozmakta ve sistemi daha en baştan yok etmektedir. 19 diye bir nane yoktur. Çünkü o iki ayet vardır. Ya kuran 1400 senedir korunamamıştır diyeceksiniz, veyahut 19 yok. Birinden biri. Aşağısı sakal, yukarısı bıyık.

- Ayrıca piyasada mevcut kuranlarda artık o iki ayet yok mudur? Yoksa islam alemi halen daha kuranı, o iki ayetle kabul etmek ve okumakta mıdır? Piyasadaki kitaplardan haber bize arkadaş gazel okuyacağına..Nedir netice?!!

- Ayrıca bu sözde 19'u bulan adam öldürülmüş, islam dünyası ise 19 konusunda halen hem fikir değil, hatta birbirini kafir ilan edip kesmektedir bu konuda.

 

İşin en basit özeti ise şudur: Bir kitabın, metni korumak istiyorsan eğer, onun "orijinalini" muhafaza edeceksin. Hepsi budur. 19 mondokuz falan diye takla atmaya da hiç gerek olmaz bu durumda. Ama, kuranın, ilk mushafın orijinali "YOKTUR". Geçmiş olsun. Bu kitap korunuyor diye daha da ne yazsanız boştur. Bu yaptıklarınız ve 19 sistemi açık seçik acziyettir. Yukarıda yazdıklarım da bunun fiili karşılığıdır.

 

 

Daha harekelerden itibaren poku yiyen, orijinali olmayan, formülü dahi verilemeyen sözde 19 sistemi ile derme çatma kotarılmaya çalışılan, bir kısmını keçilerin yediği iddiası bulunan, mushafları yakılan bir kitap tanrı koruması altında ha?! Geçiniz. Buna keçiler bile güler. Tecvüze karşılık hz. yusufun gömlekli ayeti mesela, içler acısı komedi. Oraya da gelecez. Daha önce de geldik zaten..Tecavüze karşılık yusufun brezilya dizisi tadında ayetini getiren ilk sen değilsin..

 

19 sistemine göre kuranda neredeyse 1400 senedir ve halen de iki adet fazladan ayet vardır. Yani kuran 1400 senedir ve halen de korunamamaktadır. Bir bardak soğuk su için bunun üzerine..Peki ya 19'a uydurmak için ayet çıkarıldıysa? Bunu nerden bilecez, ya da başka hadiseler olduysa şimdi tespit edilemeyen. Bilemeyiz. Çünkü bu meretin formülü yok! Şimdi sen sus, halen piyasadaki 128-129'lu kuran nüshaları konuşsun..

Kur'an ile mushafı karıştırıyorsun. Yaratıcı Kur'an'ı korumuştur. Kur'an'ın 19'lu matematiksel sisteme göre. 19 sistemini incelemiş biri olarak başka bir ayet olmaz çünkü kelime-harf-hurufu mukatta ile bunlar ispatlanıyor. Yusuf 111. ayetini oku "Onların tarihinde, bilinç sahipleri için bir ders vardır." ayette "ders vardır" demektedir. Sende tecavüz konusunda ders al. 19 sistemi ile ilgili ne biliyorsun ? Tevbe 128-129 yüzünden Sünni Dünya 19'u kabul etmiyorlar. Ben eğer kelle sayılarına uysaydım Sünni olurdum.  Saidi Nursi gibi adamlar "besmele 19 harftir her harfi 19 bin aleme gönderme yapıyor." cümlesini kullanmıştır. Besmele'deki harfleri bilirsen 6 yaşındaki çocuk dahi sayabilir. Hurufu Mukatta'nın nümeroloji ile ne alakası var ? 

Link to post
Sitelerde Paylaş
19 minutes ago, KuranMumini2698 said:

Kur'an ile mushafı karıştırıyorsun. Yaratıcı Kur'an'ı korumuştur. Kur'an'ın 19'lu matematiksel sisteme göre. 19 sistemini incelemiş biri olarak başka bir ayet olmaz çünkü kelime-harf-hurufu mukatta ile bunlar ispatlanıyor. Yusuf 111. ayetini oku "Onların tarihinde, bilinç sahipleri için bir ders vardır." ayette "ders vardır" demektedir. Sende tecavüz konusunda ders al. 19 sistemi ile ilgili ne biliyorsun ? Tevbe 128-129 yüzünden Sünni Dünya 19'u kabul etmiyorlar. Ben eğer kelle sayılarına uysaydım Sünni olurdum.  Saidi Nursi gibi adamlar "besmele 19 harftir her harfi 19 bin aleme gönderme yapıyor." cümlesini kullanmıştır. Besmele'deki harfleri bilirsen 6 yaşındaki çocuk dahi sayabilir. Hurufu Mukatta'nın nümeroloji ile ne alakası var ? 

 

Arkadaş bir uyanık siz misiniz?!! Ne demek kuranla mushafı karıştırıyorsun, kuran korunmuştur?? Mushaf korunamamış mıdır o vakit? Bizim görmediğimiz bilemediğimiz bir yerdeki şeyin koruması da nedir, ne ayaktır, neye tekabül etmekte, neye yaramaktadır? Kimden korunmuştur kuran? Levhi mahfuz? İncili bilmemnesi hepsi korumalı o vakit zaten..Biz, "bizim elimizdekinden" bahsediyoruz. Nüshadan, mushaftan. Sözde 19, sözde neyi koruyor o zaman? İşinize gelince kuran değişmedi, gelmeyince yok efendim mushaftı yok kurandı..Bu 19 elimizdeki nüshaların 1400 senedir ve de halen pert olmasına engel olabilmiş mi? piyasadaki kuranlar ne alemde, sen bize ondan haber ver, boş gazel okuma..

 

Hurfu mukatta ispat dediğin nedir? Ne idüğü belirsiz şifreler mi? Yoksa bunlar da mı müteşabih? İşine gelince 19, yoksa müshaf, yoksa hurufu mukatta, hiç olmadı mı müteşabih de hasıraltı et gitsin..NAsıl olsa bi listesini vermemiş ki kurban olduğum rabbim bunların..Formülü nerde bu 19 "sisteminin" bana/bize formülünü ver şunun. Eğer bu bir sistem ise, formülü de olmalı. Yoksa otur aşağı. Kafanıza göre kıstas verip eğip büküp yaptığınız hesapların hiçbir anlamı yok şu durumda. Çünkü hesap "nasıl çıkarsa", "öyle yapılıyor", halihazırda ortada formül olmadığına göre.

 

Tecavüz konusunda ders almak değil, o içler acısı trajikomik aciz savunuya da değinecez vakit olunca. Zaten daha önce cevabını verdik o yusuf ayetinin bu forumda, ararsan bulursun. Evlilik yaşı atmasyonu da ha keza öyle. Sübyancılık, tecavüz, kölelik, evlilik yaşı vb. konularında rezil olmaya mahkumsunuz. Öyle de olacak.

 

Besmeledeki harf sayısı ve kurandaki ayet sayıları ile ilgili islam alemi hem fikir mi bir otur araştır da öyle yaz bakalım. Cahil cahil yazıp rezil olma. Daha işin A sında B sinde anlaşamamışınız, bir de kalkmış 19 kakalamaya çalışıyorsunuz bize burada. Numeroloji nedir dediğin de numeroloji işte. Ebced hesabı. Uydur kaydır diz yani...

tarihinde teflon tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
13 minutes ago, KuranMumini2698 said:

Kur'an diyor ki "Allah taşımayacağı bir yükten sizi sorumlu tutmaz" ayeti var. O ayete göre Kur'an diye bir kitaptan haberi olmayanlar Kur'an'dan sorumlu tutulmazlar. 

 

Yani sınav yalan diyorsun. Peki bu insanlar hiç bir şeyden sorumlu değil mi?

 

Bunu söyleyerek Kuran tüm zamanlara ve tüm insanlara gönderilmiştir iddiasını çöpe attığının farkında mısın?

 

Link to post
Sitelerde Paylaş
1 dakika önce, teflon yazdı:

 

Arkadaş bir uyanık siz misiniz, ne demek kuranla mushafı karıştırıyorsun, kuran korunmuştur?? Mushaf korunamamış mıdır o vakit? Bizim görmediğimiz bilemediğimiz bir yerdeki şeyin koruması da nedir, ne ayaktır, neye tekabül etmekte, neye yaramaktadır? Kimden korunmuştur kuran? Levhi mahfuz? İncili bilmemnesi hepsi korumalı o avkit zaten..Biz, "bizim elimizdekinden" bahsediyoruz. Nüshadan, mushaftan. Sözde 19, sözde neyi koruyor o zaman? İşinize gelince kuran değişmedi, gelmeyince yok efendim mushaftı yok kurandı..Bu 19 elimizdeki nüshaların 1400 senedir ve de halen pert olmasına engel olabilmiş mi? piyasadaki kuranlar ne alemde, sen bize ondan haber ver, boş gazel okuma..

 

Hurfu mukatta ispat dediğin nedir? Ne idüğü belirsiz şifreler mi? Yoksa bunlar da mı müteşabih? İşine gelince 19, yoksa müshaf, yoksa hurufu mukatta, hiç olmadı mı müteşabih de hasıraltı et gitsin..NAsıl olsa bi listesini vermemiş ki kurban olduğum rabbim bunların..Formülü nerde bu 19 "sisteminin" bana/bize formülünü ver şunun. Eğer bu bir sistem ise, formülü de olmalı. Yoksa otur aşağı. Kafanıza göre kıstas verip eğip büküp yaptığınız hesapların hiçbir anlamı yok şu durumda. Çünkü hesap "nasıl çıkarsa", "öyle yapılıyor" halihazırda formül olmadığına göre.

 

Tecavüz konusunda ders almak değil, o içler acısı trajikomik aciz savunuya da değinecez vakit olunca. Zaten daha önce cevabını verdik o yusuf ayetinin bu forumda ararsan bulursun. Evlilik yaşı atmasyonu da ha keza öyle. Sübyancılık, tecavüz, kölelik, evlilik yaşı vb. konularında rezil olmaya mahkumsunuz. Öyle de olacak.

 

Besmeledeki harf sayısı ve kurandaki ayet sayıları ile ilgili islam alemi hem fikir mi bir otur araştır da öyle yaz bakalım. Cahil cahil yazıp rezil olma. Daha işin A sında B sinde anlaşamamışınız, bir de kalkmış 19 kakalamaya çalışıyorsunuz bize burada. Numeroloji nedir dediğin de numeroloji işte. Ebced hesabı. Uydur kaydır diz yani...

4:6 oku. Kölelik dediğiniz ayetler kölelikten bahsetmiyor. Müteşabih(bir çok anlama) gelen kelimelere denir. Talak 4'de "henüz" kelimesi geçmez. Bana Arapça'sında göster.  Senin aklın yok mu ? Besmele kaç harf olduğunu bir say.

 بسم الله الرحمن الرحیم

 

Mushaf korunmamıştır. Örn 7:69'daki "bastatan" kelimesidir. Ayetleri büktüğümü söylüyorsun İbni Manzur'un Lisanul Arabi oku. Kur'an'da sözde büktüğüm dediğin ayetlerin Kur'an'da nerede geçtiğine bir bak! Ebced Hesabı matematikdir. Hurufu Mukatta'nın nümeroloji ile ne alakası var ?

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...