Jump to content

Ateist Çocukları!


Recommended Posts

Birdenbire mi oldu ateist olmanız arkadaşlar? Tabii sonradan olanlara soruyorum.

Sorunuzun samimi olduğunu düşünerek ve kafamın da iyi olduğunu üstüne eklersek bitakım itiraflarda bulunabilirim.:)

Öyle hemen geçiş olmadı benimki.Bir ramazan ayında,kuranın türkçesini okumaya karar verdim.Daha önceleri belli başlı ayetleri okumuştum.Ama o ramazan,nerdeyse yarısına kadar okumuştum.O kadar mantıksız gelmeye başlamıştı ki,üzerine konduramıyordum.O günün şartları falan diye geçiştiriyordum.Neyse aradan yıllar geçti.İşlerim kötüye gitmeye başladı,malum krizler.Çareyi tanrıya dua ve ibadette aradım.Tekrar kurana sarıldım.Hergün okudukça kafam karışmaya başladı.Sonuçta tüm korkularımı yendim.Yaklaşık bir yıl önce bu site ile tanıştım.Baktım kendime itiraf edemediğim şeyleri burda bangır bangır söyleyenleri gördüm.Sonra kendi kendime dedim ki,yalnız değilmişim,sorgulayan sırf ben değilmişim diyerek sevinmeye bi taraftandan üzülmeye başladım.Geçiş dönemlerinde zor günler yaşadım.Kolay değil,sonsuz bir hayatla kandırılıyorsunuz ama sonra yok olacağınızı öğreniyorsunuz.bu bir tercih değil.Bu bir gerçekle yüzleşmedir.Ben istemezmiyim sonsuz bir hayatı.İmtihan olayı da çok saçma,bir düşünün,sizde anlayacaksınız.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • İleti 435
  • Created
  • Son yanıt

Top Posters In This Topic

Guest nitrocan

Birdenbire mi oldu ateist olmanız arkadaşlar? Tabii sonradan olanlara soruyorum.

Ben bir yaz tatilinde ateist oldum. Ondan önce de pek bir müslüman olduğum söylenemezdi. Hiç oruç tutmazdım, namaz da kılmazdım; fakat daha olayları kavrayacak yaşta değildim herhalde ve etrafımdaki herkes inandığı için pek sorgulama gereği de hissetmemiştim. Başka bir forumdaki ateistlerle tartışırken araştırma gereği duydum.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Sorunuzun samimi olduğunu düşünerek ve kafamın da iyi olduğunu üstüne eklersek bitakım itiraflarda bulunabilirim.:)

Öyle hemen geçiş olmadı benimki.Bir ramazan ayında,kuranın türkçesini okumaya karar verdim.Daha önceleri belli başlı ayetleri okumuştum.Ama o ramazan,nerdeyse yarısına kadar okumuştum.O kadar mantıksız gelmeye başlamıştı ki,üzerine konduramıyordum.O günün şartları falan diye geçiştiriyordum.Neyse aradan yıllar geçti.İşlerim kötüye gitmeye başladı,malum krizler.Çareyi tanrıya dua ve ibadette aradım.Tekrar kurana sarıldım.Hergün okudukça kafam karışmaya başladı.Sonuçta tüm korkularımı yendim.Yaklaşık bir yıl önce bu site ile tanıştım.Baktım kendime itiraf edemediğim şeyleri burda bangır bangır söyleyenleri gördüm.Sonra kendi kendime dedim ki,yalnız değilmişim,sorgulayan sırf ben değilmişim diyerek sevinmeye bi taraftandan üzülmeye başladım.Geçiş dönemlerinde zor günler yaşadım.Kolay değil,sonsuz bir hayatla kandırılıyorsunuz ama sonra yok olacağınızı öğreniyorsunuz.bu bir tercih değil.Bu bir gerçekle yüzleşmedir.Ben istemezmiyim sonsuz bir hayatı.İmtihan olayı da çok saçma,bir düşünün,sizde anlayacaksınız.

Gayet samimi idim sorumda ve cevabınıza çok teşekkür ederim.

Ben de itirafta bulunayım :)

Ben de uzun süre önce hadislerden kurtuldum, sünni inanışın saçma öğretilerini reddettim. Ama bu arada bir "yalnız kuran" safına geçtim bir "tanrının varlığı bilinemez" safına.

4-5 yıl önce bu forumla tanıştım. Bazı şeyleri daha cesurca düşünmemi sağladı. 19.org ile de o aralar tanıştım. Kurandaki bazı sayısal tekrarlamalar ve 19 şifresi sayesinde ve ateistforumdaki o zamanki küfürlü ve seviyesiz ortam yüzünden ateistforumu bıraktım, bir süre sonra da 19.org sitesindeki kürtçü takıntı yüzünden orayı da bıraktım ve bir süre daha ikilemde kalmaya devam ettim (2-3 yıl). Bu arada yine düşündüm, konuştum, tartıştım ama tatmin edici bir cevaba ulaşamadım. 1 aydır 19.org ta ve yeni yeni ateistforumda takılıyorum. 2 forumda eski haline göre oldukça iyileşmiş (ya da bana öyle geldi :) )

Halen kendime ateist, agnostik veya müslüman diyemiyorum ama şu son miras olayı tartışması iyice kafamı karıştırdı. Biraz daha agnostik tarafa kaydım diyebilirim.

Aşırı müslüman hiç bir zaman olmadım, yani uçlarda yaşamadım hiç. Ateist arkadaşlarım da oldu molla olanları da. Umarım artık bir cevap bulabilirim, umarım sürekli ikilemde kalmam :)

Çünkü görüyorum ki sorgulamadan müslüman olanlar kadar çok olmasa da sorgulamadan ateist olanlar da olabiliyor. Öyle biri olmayacağımı düşünüyorum :)

Link to post
Sitelerde Paylaş

Gayet samimi idim sorumda ve cevabınıza çok teşekkür ederim.

Ben de itirafta bulunayım :)

Ben de uzun süre önce hadislerden kurtuldum, sünni inanışın saçma öğretilerini reddettim. Ama bu arada bir "yalnız kuran" safına geçtim bir "tanrının varlığı bilinemez" safına.

4-5 yıl önce bu forumla tanıştım. Bazı şeyleri daha cesurca düşünmemi sağladı. 19.org ile de o aralar tanıştım. Kurandaki bazı sayısal tekrarlamalar ve 19 şifresi sayesinde ve ateistforumdaki o zamanki küfürlü ve seviyesiz ortam yüzünden ateistforumu bıraktım, bir süre sonra da 19.org sitesindeki kürtçü takıntı yüzünden orayı da bıraktım ve bir süre daha ikilemde kalmaya devam ettim (2-3 yıl). Bu arada yine düşündüm, konuştum, tartıştım ama tatmin edici bir cevaba ulaşamadım. 1 aydır 19.org ta ve yeni yeni ateistforumda takılıyorum. 2 forumda eski haline göre oldukça iyileşmiş (ya da bana öyle geldi :) )

Halen kendime ateist, agnostik veya müslüman diyemiyorum ama şu son miras olayı tartışması iyice kafamı karıştırdı. Biraz daha agnostik tarafa kaydım diyebilirim.

Aşırı müslüman hiç bir zaman olmadım, yani uçlarda yaşamadım hiç. Ateist arkadaşlarım da oldu molla olanları da. Umarım artık bir cevap bulabilirim, umarım sürekli ikilemde kalmam :)

Çünkü görüyorum ki sorgulamadan müslüman olanlar kadar çok olmasa da sorgulamadan ateist olanlar da olabiliyor. Öyle biri olmayacağımı düşünüyorum :)

Artık önemsemiyorum,kim ateist,kim müslüman,kim şöyle,kim böyle.Ama burdak başka birşeyi farkettim.Bizi diğerlerinden farklı kılan bu forumda bulunmamız.Demekki,herbirimiz bir arayış içerisindeyiz.Bizim ortak yanımız bu.Burda tartışırsak rahatlıyoruz,burda kısmende olsa sorularımıza yanıt alıyoruz.Bir nevi aile gibi,okul gibi.Bu forumunda ayrı bir sosyalliği olduğunu düşünüyorum.Cübbeliyi,Teo yu,Hacı,I feel good ve en önemlisi çok etkilendiğim Bilgehanı herkesi bir aile gibi görüyorum.Bir takım değerler yitirilirken bir takım değerler kazanıyorsunuz.En ilginç tarafıda kimseyi tanımıyor olmanız...:)

Link to post
Sitelerde Paylaş

Çocuklar ölümü düşünemezler, ölümün ne olduğunu anlayabiliyorsa artık büyümüş demektir. O yüzden çocuk ile annesi arasında tam bir dinsel konuşma geçemez. Fakat çocuk büyüdüğünde böyle nitelikli bir konuşma gerçekleşebilir. Benim zamanında yaşadığım iç hesaplaşmaya benzer bir konuşma olabilir belki.

Ergen: Bizi Allah yarattı diyorsun, o halde neden dünyamızda bu kadar berbat kötülükler oluyor? Allah bunlara neden izin veriyor?

Anne: Bizi şu an sınav yapıyor, eğer müdahele etseydi sınavın anlamı kalmazdı.

Ergen: Peki bu sınav neden bu kadar acımasız olmak zorunda? Suça göz yumarak o da suçlu konumuna düşmüyor mu? Bari bebekleri korusa olmaz mıydı?

Anne: O ölen bebekler şimdi melek oldu.

Ergen: O zaman cehennemlikler de keşke bebekken ölseymiş de melek olsaymış ya, bu haksızlık değil mi? Belki erken ölüp melek olan bebekler yaşasaydı cehennemlik olacaklardı. Burada haksızlık yok mu? Ayrıca, kötülük yapanlar cehenneme gidiyor ama o kötülüğe maruz kalanların suçu ne?

Anne: O kötülüğe maruz kalanlar da şimdi mükafat olarak cennetteler.

Ergen: Ne yani, sonunda mükafat olunca her kötülüğü yapmaya hak mı kazanıyoruz? Böyle adalet olur mu?

Anne: Sen Allah'a güven. İman etmek, güvenmeyi de içermelidir. O bizim bilmediğimizi de bilir.

Ergen: Ama sen bana sorularıma cevap vereceğini, dinin herşeyin açıklamasını yaptığını, akla mantığa uygun olduğunu söyledin. Şimdi ise aklımı ikna etmek yerine, ''Biz herşeyi bilemeyiz, o bilir'' diyerek cevapsız bırakıyorsun. Allah kendi tanrılığına neden her soruyu tatmin edici biçimde cevaplayarak ikna etmiyor? Allah'a güvenelim de Yehova'ya, Brahman'a ve diğerlerine neden güvenmeyelim?

Anne: Evladım, böyle konuşursan Allah'ın gücüne gider ve belki de cehennemliklerden olursun. Gavurluk yapma!

Ergen: Ben sadece sorguluyorum. Sorgulayarak iman etmemenin, sorgulamadan inanmaktan daha değerli olması gerekmez mi Allah için? Ben onun yerinde olsam, beni senden daha değerli görürdüm mesela. Ben belki ona inanmayacağım ama senden çok daha fazla düşündüm onu, çok daha fazla araştırdım, zaman ayırdım.

Anne: Allah senin arkadaşın değil. O alemlerin rabbidir. Onunla böyle konuşamazsın. Ona teslim olman gerekir. İbadetlerini de yapmıyorsun zaten, o yüzden böyle oldun sen!..

Ergen: Niye ibadet yapmam gerekiyor? Övünme meraklısı mı bu Allah?

Anne: Elbette değil. O övülmek istemez, biz onu övmnek isteriz. İbadetin amacı Allah'a yakınlaşmaktır, ruhu dinlendirmektir.

Ergen: Madem öyle ben Allah'a yakınlaşmak için başka yollar bulursam namaz kılmama gerek kalmaz mı? Madem amaç oymuş?

Anne: Hayır, namaz gerekir. Bunun yolu budur.

Ergen: Ama senin dedin ki...

Anne: Tamam sus yeter artık. İyice günaha girdin zaten. (Kendi kendine söylenerek) Bu çocuk niye böyle oldu Allah'ım, biz nerede hata yaptık...

Link to post
Sitelerde Paylaş

Fredi,super bir canlandırma yapmışsın,ama sorun şu,hiçbir ergen o özgürlüğü tadamıyor.Daha ilkokul 1 de camilere gönderildik.Her Cumaları camiyegitmekten şartlanmalar başlıyor.Mmevlütlerde sevabı 40 katına çıkarmak için camilerde birbirimizi ezerdik.Şu sevab bu günah.Nerde kaldı sorgulamak.Zincirleri kırmak o kadar kolay olsaydı,şimdi müslüman oranlarından daha fazla ateist olurdu.O nedenle zincirleri kıranları ayakta alkışlıyorum.....

tarihinde highone tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

karnından konuşanlardan nefret ederim kime ne söylüyorsan nedenleri ile birlikte harbi bir şekilde söyle

çocuğun ateist bir ailede büyümüş olması o kadar önemli değildir

bir şekilde dediğin gibi zaten yaratıcıyı bulur o

bireyin kişiliği 6 7 yaşına kadar gelişir ve yerleşir

bu süreçte çocuğa daha objektif yaklaşılmalıdır

fakat militan bir ailede yetişen bir çocuğun ruh halini cidden düşünemiyorum

dinden çıkmaların en büyük nedenlerinden biri budur

Link to post
Sitelerde Paylaş

Keşke ailem ateist olsaydı da baştan ateist yetişseydim.

Bende çekirdekten sünni müslüman yetişenlerdenim. 1,1.5 yıldır ateistim.

Yaşıtlarıma göre baya dindar sayılırdım.

Namaz, Oruç vs. hepsi vardı.

Hatta yarısını hemen hemen ezbere biliyorum Kuran'In. Tam 5 sene yaz tatillerinde Kuran kursuna gittim.

Ne zaman Kuran'ın Türkçesini okumaya başladım kafamda acabalar oluşmaya başladı.

Sonra hadis kitaplarını okumaya başladım.

Etrafında Kuran'ın Türkçesini okumamış bir sürü inanır var, sana da küçükten Allah var diye öğretiyorlar.

Çevremde de hiç ateiste raslamadıydım.

Nasıl babanın, ananın aslında üvey olduğunu öğrendiğinde yıkılırsan, Allah hakkında şüpheye düşünce de kötü bir dönem geçiriyorsun müslümanken.

İlk başta hadisleri reddettim, sadece Kurancı oldum. Sonra bazen dinden döndüm, bazen dine sarıldım.1.5 yıl bocalama dönemi geçirdim, acayip derecede psikolojim bozulmuştu o dönemlerde.

Sonra İncil ile Tevrat'ı okudum.Belki Kuran palavradır belki Hristiyanlar, Museviler haklıdır diye.

Onları çöpe atmam ise kısa sürdü çünkü onlara zaten tapmıyordum.

Din inanırı olarak yetiştirilmenin bana zararı ne oldu derseniz.

Kaybettiğim zaman diyebilirim...

Binlerce sayfa safsata okuyacağıma, derslerime daha fazla ağırlık verebilirdim.

Çocuğum olursa herhangi bir din inanırı olarak yetiştirmeyeceğim.

Yetişkin döneminde Musevilik, Müslümanlık, Hristiyan vs. bunlardan birini kendi tercih ederse de saygı duyacağım.

tarihinde Nightwish tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş

6 yaşındaki müslüman bir kız çocuğuna acıyorum. çünkü saçlarını örtmüşer erkekler tahrik olacak diye. neden bilmiyor.

8 yaşındaki müslüman bir erkek çocuğuna acıyorum. çünkü yazın kuran kursuna gönderiliyor dışarıda top oynayabilecekken.

18 yaşındaki müslüman bir kız çocuğuna acıyorum. çünkü sevgilisinin elinden tutamıyor. erkek arkadaş mı o da ne? yok öyle.. evdekiler kime verirse.

18 yaşındaki müslüman bir erkek çocuğuna acıyorum. çünkü geçirmişler boynuna aile reisi yularını. boyuna çalıştırıyorlar.

60 yaşındaki bir müslüman kadına acıyorum. çünkü ev kadını ve kocasına karı olmaktan başka neler yapabileceğinin farkında olmamış. hiç şansı olmamış ki. bilmiyor

60 yaşındaki bir müslüman adama acıyorum. çünkü hayatı boyunca it gibi çalıştıktan sonra 2 kuruş maaşla kavede ölmeyi bekliyor. ölüm mü? o da ne cennet var, huri var, gilman var.

kısacası tüm müslümanlara acıyorum. çünkü ne allah var ne öbür dünya. ama hiçbiri görmüyor.

tarihinde eflatun tarafından düzenlendi
Link to post
Sitelerde Paylaş
Sanki bir bilgisayar programı gibi programlanmış ve müthiş bir şekilde işliyor

müthiş bir şekilde işlemiyor.bir yığın hata var.mesela şimdi evrime kafan basmıyor. al işte hata.bilimi öğrenecek zekan yok.

Link to post
Sitelerde Paylaş
Çocukluk saflığın ve duygusallığın zirvesi demektir.İslama göre tüm çocuklar günahsızdır.Çocuklar dışarıdan olumsuz bir müdahale olmadığı sürece yaratıcıyı bulabilir.Çünkü yaratılan her insanın yapısı tek yaratıcıyı tanımaya çok müsaittir.

Ateist çocukları:toplumdan soyutlanmış, toplumun inanışlarına ters düşen baba ve annenin çocuğu olmaları nedeniyle bir yabancılaşma tehlikesi ile karşı karşıyadırlar.Neden ve nasıl gibi temel sorularına ebeveynlerinden alacakları o inanılmaz kafa karıştırıcı insanın yaratılış gerçeğine uymayan cevaplar çocuklar için zor bir imtihanın başlangıcıdır

Çocuk;bu dünya ve evren kimin eseri (doğal olarak çocuk bu soruyu soracaktır çocuk da olsa bir eserin mutlaka yaratıcısı olduğunu kavrayacaktır)

Ateist:biz yaratılmadık tesadüfen oluştuk.dedelerimiz de maymun.bir evrim sonucu oluştuk

Çocuk:ne korkunç biz hayvan dan mı türedik

Çocuk:biz ölünce nereye gideceğiz

Ateist:bir yere gitmeyeceğiz sonsuz bir yokluktur bir ölüm

Çocuk:ne kadar acı

bence ateistler bir daha düşünsün en azından çocukları için....

(gerçekten çocuğu olan ateist arkadaşlar bu topicte ne demek istediğimi daha iyi anlayacaklardır.)

Benim gercekten cocugum var! Bu durumda sanirim gerceklerden konusabilirim:

Cocuklugun safligin zirvesi olduguna tamamen katiliyorum. Ancak duygusalligin zirvesi oldugundan emin degilim. Cocuk inanilmaz derecede gercekcidir. "Cocuklarin disaridan "olumsuz mudahale" (cok tarafli bir deyis)olmadikca yaraticiyi bulabileceklerini" kim soyluyor? Bunu ogrenmek istiyorum. Bunu soyleyene soracaklarim var; Bu sahis hic Platon okumus mu? Arkasindan Aristoteles'i gormus mu? Locke'dan ve Russel'den ve sunca yillik egitim bilim tarihinden ve bu tarihin iceriginden haberi var mi? Psikoloji bilgisi lisedeki haftalik 1 ders saatinden mi ibaret yoksa hic mi yok? Pedagoji sozcugunu duymus mu? Duymakla kalmayip konusunu biliyor mu? Konusunu biliyorsa iceriginden ne haber? Butun bunlari gectim hayatinda gercekten merakli bir cocukla yanliz basina 1 hafta gecirmis mi? Yoksa kisir kafasiyla salliyor mu?

"Neden ve nasıl gibi temel sorularına ebeveynlerinden alacakları o inanılmaz kafa karıştırıcı insanın yaratılış gerçeğine uymayan cevaplar çocuklar için zor bir imtihanın başlangıcıdır"

Neden?

Nasil?

inanılmaz kafa karıştırıcı

yaratılış gerçeğine

1. Gercekte olmayan bir seyi gercek saymaya tip dilinde ne denir?

2. Yaratilis gercegi savi "Neden?" sorusunu nasil yanitliyor?

3. Yaratilis gercegi savi "Nasil?" sorusunu nasil yanitliyor?

Bu sorularin yanitlarini yasamin baslangicina dair bilimsel yaklasimin tezini "Fantasia" uzun metrajli cizgi filminin birincisinde yaklasik 2 dakikalik bir bolumde bulabilirsiniz. Gercekten hic kafa karistirici degil. Ve hatta eglencelidir izleyin oneririm.

Çocuk;bu dünya ve evren kimin eseri (doğal olarak çocuk bu soruyu soracaktır çocuk da olsa bir eserin mutlaka yaratıcısı olduğunu kavrayacaktır)

Yok oyle olmuyor. Cocuk hic boyle bir soru sormuyor. Yaklasik 600.000 soru soruyor ama bunu hic sormuyor. Uzgunum ama bu onermeniz tamamen temelsiz.

Bakiniz bir cocuk dunyayi kulagi, burnu, gozu, agzi ve eliyle tanir. Bir cocuk, bir insan yavrusu tamamen nesnel gerceklere odaklidir. Onun tek derdi vardir: Hayatta kalmak!

Yemek ister, dokunmak ve dokunulmak ister. Konusabildigi zaman ilk yaptigi sey cagirmak ve yemek talep etmektir.

3 yas civarinda nesnel cevresi ile ilgili sorular sormaya baslar, aslinda tek bir soru: " BU NE?"

Siz de yanitlarsiniz: Agac, kus, cocuk, araba, bebek, kahve, bebek arabasi, top, kum, kova, sehpa, tas, masa, ucak, sandalye, caydanlik, kase, kalem, uzum, kitap, pantolon, kolye, dis macunu, hardal, kasik, bez, havlu, tursu, bilgisayar, halka, domates, kavanoz, kitaplik, canta, anahtar, kayisi, kilit, cam, bardak, cam bardak, simit, dugme, tavuk...

Ve arkasindan ikinci soru gelir: "Niye?"

Burada diyalog soyle gelisir:

" Bu NE?"

" Agac"

" Niye?"

"...!?... meyva versin diye!"

"Peki o niye?"

"Kuslar da yesin, biz de yiyelim, diye"

"Peki o niye?"

"Beslenelim diye"

"Peki o niye"

" Buyuyelim diye"

"Peki o niye"

...Boyle gider...

6 Yasi dolaylarinda:

Cocuk sorar: " Anne bu kuvetteki su nerden geldi?"

Anne" Musluktan"

"Oraya?"

"Borudan"

"Oraya?"

"Sebekeden" (Burada bir parantez acilip sebeke nedir o anlatilir)

"Oraya?"

"Barajdan" (burada da baraj anatilir)

"Oraya?"

"Nehirden"

"Oraya?"

"Yeralti kaynagindan"

"Oraya?"

" Yagmur yaginca topraga dusen sular topragin altina suzulmus oradan"

"Yagmur nasil olmus?"

... Kisaca butun donguyu anlatirsiniz, cok karisik mi bu yanitlar? Sanmiyorum. Sorular tam tersi yonde de baslayabilir "Bu su kuvetten nereye gidiyor?" (...donguyu tersine anlatirsiniz)

Benim cocugumla aramda yukardakilere benzer guvenle soyleyebilirim ki binlerce diyalog gecti...Yani gunde bunlardan 10 tane olsa ki daha fazla siz hesaplayin 3-5 yili.

Hepsini yanitladim, bilmedigimi ogrendim, sikilmadim, usanmadim, kurtulmaya calismadim, keyif aldim hatta... Ve ogrendim ki dusunmek ogrenilen ve ogretilen bir sey.

Benim cocugum suyla, volkanlarla, bulutlar, taslar, otlar, cicekler, agaclar, kediler, denizler ve yildizlarla ilgili bir dolu soru sordu ama hic Bu dunya ve evren kimin eseri? diye sormadi. Bir kere bile! "Bu dunya nasil olustu?" dedi. Bunu da basitce anlattim, ve hatta heyecanli bir masala cevirdim cok eglendik.

Bakin gercekten ilginc "biz oluce nereye gidecegiz" diye de hic sormadi (demek ki bu da sizin on kosullulugunuza bagli gercekte uzerine dusunulmemis bir soru). Ancak "Biz olunce ne olacagiz?" diye sordu. Ben de gercegi soyledim: "Topraga karisacak ve agac olacaksin. En sevdigin agac hangisiyse onu olmayi secebilir ve mezarina dikilmesini isteyebilirsin onceden."

Benim cocugum anasinifina gidene kadar boyle bir yaratici fikri hic kendiliginden olusmadi kafasinda! Hic! Bununla ilk karsilastiginda da gelip bana sordu "Anne allah nedir?" yanitladim "Bir cok insanin bu dunyayi, icindekileri, seni, beni, evreni ve herseyi yarattigina, biz insanlari denemek icin dunyaya koyduguna, iyi davranirsak odullendirecegine, kotuluk yaparsak atesle yakarak cezalandiracagina inandiklari bir guc" bana pis pis bakti "Sen inanmiyorsun buna herhalde" " Ben inanmiyorum, ama sen kendin karar vereceksin inanip inanmamaya" dedim o da bana " Sacmalama lutfen!........ Eve donerken bakkaldan mandalina alalim mi?" dedi.

Aslinda herseyi bilinen bilimsel bilgilere dayanarak bu kadar basitce anlatmak mumkun...Ama yetenek meselesi tabii...

Ve cocuklar bunu anlar... Onlar cocuk aptal degiller...

Link to post
Sitelerde Paylaş

Sorunuzun samimi olduğunu düşünerek ve kafamın da iyi olduğunu üstüne eklersek bitakım itiraflarda bulunabilirim.:)

Öyle hemen geçiş olmadı benimki.Bir ramazan ayında,kuranın türkçesini okumaya karar verdim.Daha önceleri belli başlı ayetleri okumuştum.Ama o ramazan,nerdeyse yarısına kadar okumuştum.O kadar mantıksız gelmeye başlamıştı ki,üzerine konduramıyordum.O günün şartları falan diye geçiştiriyordum.Neyse aradan yıllar geçti.İşlerim kötüye gitmeye başladı,malum krizler.Çareyi tanrıya dua ve ibadette aradım.Tekrar kurana sarıldım.Hergün okudukça kafam karışmaya başladı.Sonuçta tüm korkularımı yendim.Yaklaşık bir yıl önce bu site ile tanıştım.Baktım kendime itiraf edemediğim şeyleri burda bangır bangır söyleyenleri gördüm.Sonra kendi kendime dedim ki,yalnız değilmişim,sorgulayan sırf ben değilmişim diyerek sevinmeye bi taraftandan üzülmeye başladım.Geçiş dönemlerinde zor günler yaşadım.Kolay değil,sonsuz bir hayatla kandırılıyorsunuz ama sonra yok olacağınızı öğreniyorsunuz.bu bir tercih değil.Bu bir gerçekle yüzleşmedir.Ben istemezmiyim sonsuz bir hayatı.İmtihan olayı da çok saçma,bir düşünün,sizde anlayacaksınız.

Ticaret hayatın düzelseydi şimdi en dindar müslüman sen olurdun ama işlerin düzelmeyince Allah'a kızdın isyan ettin. Zaten dünya menfaati için müslüman olan bize lazım değil.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Benim cocugum anasinifina gidene kadar boyle bir yaratici fikri hic kendiliginden olusmadi kafasinda! Hic! Bununla ilk karsilastiginda da gelip bana sordu "Anne allah nedir?" yanitladim "Bir cok insanin bu dunyayi, icindekileri, seni, beni, evreni ve herseyi yarattigina, biz insanlari denemek icin dunyaya koyduguna, iyi davranirsak odullendirecegine, kotuluk yaparsak atesle yakarak cezalandiracagina inandiklari bir guc" bana pis pis bakti

Aynı soruyu benim kızım da sordu: Baba Allah nedir?

yanıtladım: Bizi yokluktan varlık alemine alan, bizi yediren, içiren, giydiren, bize annemizden ve babamızdan daha çok acıyan, bize kalemle yazmayı öğreten. Bütün canlıları bizim istifademize veren ve öldükten sonra bunca nimetine şükreden kullarını ebedi cennetine koyacak olandır.

bana güzel güzel baktı..

Link to post
Sitelerde Paylaş

Benim cocugum anasinifina gidene kadar boyle bir yaratici fikri hic kendiliginden olusmadi kafasinda! Hic! Bununla ilk karsilastiginda da gelip bana sordu "Anne allah nedir?" yanitladim "Bir cok insanin bu dunyayi, icindekileri, seni, beni, evreni ve herseyi yarattigina, biz insanlari denemek icin dunyaya koyduguna, iyi davranirsak odullendirecegine, kotuluk yaparsak atesle yakarak cezalandiracagina inandiklari bir guc" bana pis pis bakti

Aynı soruyu benim kızım da sordu: Baba Allah nedir?

yanıtladım: Bizi yokluktan varlık alemine alan, bizi yediren, içiren, giydiren, bize annemizden ve babamızdan daha çok acıyan, bize kalemle yazmayı öğreten. Bütün canlıları bizim istifademize veren ve öldükten sonra bunca nimetine şükreden kullarını ebedi cennetine koyacak olandır.

bana güzel güzel baktı..

zehirlemişsin çocuklarını. kendi ellerinle hemde. kolay gelsin.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Neden çekerdi?

Senin çekmez miydi?

Örneğin böcek yiyen bitkiler her zaman çok fantastik gelmiştir bana.

Bir çocuk bu bitkiyi gördüğünde çok şaşırır,gördüğü hiç bir bitkiye benzemez çünkü.

Ya da elektrikli yılan balıkları,çekiç kafalı köpek balıkları,tropik iklimlerdeki ilginç hayvanlar,bukalemunlar,zehirli kurbağalar...

Hepsi de çok ilgi çekicidir.Dünyayı yeni yeni tanımaya başlayan çocuklar için daha da ilginçtir..

Link to post
Sitelerde Paylaş

Aynı soruyu benim kızım da sordu: Baba Allah nedir?

yanıtladım: Bizi yokluktan varlık alemine alan, bizi yediren, içiren, giydiren, bize annemizden ve babamızdan daha çok acıyan, bize kalemle yazmayı öğreten. Bütün canlıları bizim istifademize veren ve öldükten sonra bunca nimetine şükreden kullarını ebedi cennetine koyacak olandır.

bana güzel güzel baktı..

Benim yarattığım Tanrı seninkinden çok daha güzeldi. Çok şekerdi.

Ama bir ayrıntı var..

Parkta oynuyorlardı, yanlarına 15-16 yaşlarında bir abla geldi (oynayan küçüklerden birinin ablasıymış), hepsini etrafına topladı ve bir şeyler anlatmaya başladı. Müthiş bir ilgiyle dinliyorlardı. En çok da benim kızım. 5,5-6 yaşlarındaydı.

Anladım. Biz anneler de kendi aramızda sohbet ediyorduk parkın yanındaki ahşap masada ama gözüm sürekli kızımdaydı, onu izliyordum. Onu iyi tanırım ve beklediğim gibi oldu, karmakarışık bir ifadeyle yanıma geldi:

_Anne, biz müslüman mıyız, müslümanlık ne? dedi.

Birazdan eve gideceğimizi, ona evde anlatacağımı söyledim. Elimi tuttu ve hemen gidelim dedi.

İşte Allah, Tanrı ve din üzerine ilk konuşma böyle başladı. Nereden geldiğimizi, nasıl olduğumuzu daha önce sormuş ve öğrenmişti. O bilgilerin içinde Tanrı ve din yoktu tabii.

Abla onlara cehennem hikayeleri anlatmış ve çok korkmuştu. Şaşırmış ve endişelenmişti çünkü hiç haber verilmemişti ona. "Kötü şeyler yaparsan cehennemde yanarsın" denmemişti.

Dinlerin insan uydurması olduğunu, dünyanın başka yerlerindeki insanların başka dinlere inandığını vs vs. anlattım.

Bunu kesin olarak bilmeliydi çünkü inanması demek, ona gereksiz ve yanlış bilgilinin yüklenmesiyle birlikte vakit kaybı olacağı demekti. Büyük haksızlık..

Ama Tanrı işi öyle değil.. Bir insan Tanrı'ya inanabilir, ihtiyaç duyabilir. Tanrı meselesine böyle bakıyorum. Dinler kadar saçma ve yalan ama daha derin bir konudur.

Ona bir tanrı yarattım. Eğer ileride reddederse, bu kendi kararı olsun istedim ama yaratacağım Tanrı'yı da fonksiyonsuz kıldım. Çok cici bir Tanrı'ydı.

"Bizi yaratan, çok seven, iyilerin daima yanında olup kötüleri küçümseyen, onların zaten kaliteli hayatlar yaşamalarının mümkün olmadığını bildiği için onlara yardım etmeyen, bizi gülümseyerek izleyen ve hiç karışmayan görünmeyen bir güç, bir baba" dedim. Ben bile inanacaktım neredeyse...

Gözlerini kocaman açmış, gözlerimin içine dikmiş ilgi ve merakla dinliyordu.

Bana "sen inanıyor musun peki buna?" dedi. Emin olmadığımı ama söyledim ama "neden olmasın?" dedim.

Kendinden çok emin, "Bu kadar saçma bir şeye inanıyor olamazsın" dedi ve konuşma bitti. Bir daha ne dinler hakkında, ne de Tanrı hakkında tek kelime etmedik. Okula başlayıp da 4. sınıfa gelene kadar..

Din dersleri çok yararlı olmuştu ama.

İlk günlerden birinde okuldan geldi, kapıyı açtım.. Son ders dinmiş. Çantasını ve montunu uzatırken "Anne, bu Muhammed kesin kaçıkmış" dedi gülerek.. Çok eğleniyordu.

"Bu iş tamam" dedim.

Biz sizden daha güçlüyüz cübbeli. Sayımız az ama inan daha güçlüyüz. Bilimin, gerçeğin önünde daha ne kadar durabileceğinizi sanıyorsunuz bilemiyorum.

İlkokullarda artık öğretmenler evrimi anlatıyor. Dinci hükumete rağmen anlatıyor. Bütün okullar değil belki ama bu bile bir şey..

O bile çıldırtıyor sizi.

Link to post
Sitelerde Paylaş

Benim yarattığım Tanrı seninkinden çok daha güzeldi. Çok şekerdi.

SEN DE GÜZEL VE ŞEKERSİN.

Ama bir ayrıntı var..

BUYUR BACIM.

Parkta oynuyorlardı, yanlarına 15-16 yaşlarında bir abla geldi (oynayan küçüklerden birinin ablasıymış), hepsini etrafına topladı ve bir şeyler anlatmaya başladı. Müthiş bir ilgiyle dinliyorlardı. En çok da benim kızım. 5,5-6 yaşlarındaydı.

Anladım. Biz anneler de kendi aramızda sohbet ediyorduk parkın yanındaki ahşap masada ama gözüm sürekli kızımdaydı, onu izliyordum. Onu iyi tanırım ve beklediğim gibi oldu, karmakarışık bir ifadeyle yanıma geldi:

_Anne, biz müslüman mıyız, müslümanlık ne? dedi.

Birazdan eve gideceğimizi, ona evde anlatacağımı söyledim. Elimi tuttu ve hemen gidelim dedi.

İşte Allah, Tanrı ve din üzerine ilk konuşma böyle başladı. Nereden geldiğimizi, nasıl olduğumuzu daha önce sormuş ve öğrenmişti. O bilgilerin içinde Tanrı ve din yoktu tabii.

Abla onlara cehennem hikayeleri anlatmış ve çok korkmuştu.

ŞU NOKTADA UYDURDUĞUN BELLİ OLDU AMA HADİ BİZ YEMİŞ GİBİ GÖRÜNELİM...

Şaşırmış ve endişelenmişti çünkü hiç haber verilmemişti ona. "Kötü şeyler yaparsan cehennemde yanarsın" denmemişti.

EN'ÂM suresi 54 Âyetlerimize iman edenler sana geldikleri zaman, de ki: “Selâm olsun size! Rabbiniz kendi üzerine rahmeti (merhameti) yazdı. Şöyle ki: Sizden kim cahillikle bir kabahat işler de sonra peşinden tövbe eder, kendini düzeltirse (bilmiş olun ki) O, çok bağışlayandır, çok merhamet edendir.”

Dinlerin insan uydurması olduğunu, dünyanın başka yerlerindeki insanların başka dinlere inandığını vs vs. anlattım.

Bunu kesin olarak bilmeliydi çünkü inanması demek, ona gereksiz ve yanlış bilgilinin yüklenmesiyle birlikte vakit kaybı olacağı demekti. Büyük haksızlık..

SENİN ANLATTIĞIN DARVİN VE MACERALARI NE DENLİ DOĞRU BİLGİ Kİ. HOOP DİYE HEMEN KABUL EDİYORSUN? DİYE KIZIN GÜNÜN BİRİNDE SORARSA NE CEVAP VERECEKSİN? ŞİMDİ BİR DAHA DÜŞÜN HANGİSİ HAKSIZLIK?

Ama Tanrı işi öyle değil.. Bir insan Tanrı'ya inanabilir, ihtiyaç duyabilir. Tanrı meselesine böyle bakıyorum. Dinler kadar saçma ve yalan ama daha derin bir konudur.

EHH BU DA HİÇ İNANMAMAKTAN İYİDİR.

Ona bir tanrı yarattım. Eğer ileride reddederse, bu kendi kararı olsun istedim ama yaratacağım Tanrı'yı da fonksiyonsuz kıldım. Çok cici bir Tanrı'ydı.

HEM KENDİ UYDURDUĞUN TANRINI ONA EMPOZE ET ARDINDAN DA BU KENDİ KARARI OLSUN İSTEDİM DE. BU NE YAMAN ÇELİŞKİ?

"Bizi yaratan, çok seven, iyilerin daima yanında olup kötüleri küçümseyen, onların zaten kaliteli hayatlar yaşamalarının mümkün olmadığını bildiği için onlara yardım etmeyen, bizi gülümseyerek izleyen ve hiç karışmayan görünmeyen bir güç, bir baba" dedim. Ben bile inanacaktım neredeyse...

MÂİDE suresi 39- Her kim de işlediği zulmünün arkasından tövbe edip durumunu düzeltirse kuşkusuz, Allah onun tövbesini kabul eder. Şüphesiz Allah, çok bağışlayandır, çok merhamet edendir.

MÂİDE suresi 74- Hâlâ mı Allah’a tövbe etmezler ve O’ndan bağışlanma istemezler? Allah, çok bağışlayandır, çok merhamet edendir.

NAHL suresi 119- Sonra, şüphesiz ki Rabbin; cahillik sebebiyle kötülük yapan, sonra bunun ardından tövbe eden ve durumunu düzeltenlerden yanadır. Şüphesiz Rabbin bundan sonra da elbette çok bağışlayandır, çok merhamet edendir.

Gözlerini kocaman açmış, gözlerimin içine dikmiş ilgi ve merakla dinliyordu.

Bana "sen inanıyor musun peki buna?" dedi. Emin olmadığımı ama söyledim ama "neden olmasın?" dedim.

Kendinden çok emin, "Bu kadar saçma bir şeye inanıyor olamazsın" dedi ve konuşma bitti.

EEE, SENİN YARATTIĞIN TANRI BU KADAR ETKİ EDER.

Bir daha ne dinler hakkında, ne de Tanrı hakkında tek kelime etmedik. Okula başlayıp da 4. sınıfa gelene kadar..

Din dersleri çok yararlı olmuştu ama.

İlk günlerden birinde okuldan geldi, kapıyı açtım.. Son ders dinmiş. Çantasını ve montunu uzatırken "Anne, bu Muhammed kesin kaçıkmış" dedi gülerek.. Çok eğleniyordu.

"Bu iş tamam" dedim.

TEVBE 128: Andolsun, size kendi içinizden öyle bir peygamber gelmiştir ki, sizin sıkıntıya düşmeniz ona çok ağır gelir. O, size çok düşkün, çok şefkatli ve merhametlidir.

Biz sizden daha güçlüyüz cübbeli. Sayımız az ama inan daha güçlüyüz. Bilimin, gerçeğin önünde daha ne kadar durabileceğinizi sanıyorsunuz bilemiyorum.

HÛD suresi 121- İman etmeyenlere de ki: “Elinizden geleni yapın, biz de yapacağız.”

122- “Bekleyin, biz de bekleyeceğiz.”

İlkokullarda artık öğretmenler evrimi anlatıyor.

Dinci hükumete rağmen anlatıyor. Bütün okullar değil belki ama bu bile bir şey..

O bile çıldırtıyor sizi.

Onlar ağızlarıyla Allah'ın nurunu söndürmek istiyorlar. Halbuki zalimler istemese de Allah nurunu tamamlayacaktır.

Link to post
Sitelerde Paylaş
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.


Kitap

Yazar Ateistforum'un kurucularındandır. Kitabı edinme seçenekleri için: Kitabı edinme seçenekleri

Ateizmi Anlamak
Aydın Türk
Propaganda Yayınları; / Araştırma
ISBN: 978-0-9879366-7-7


×
×
  • Yeni Oluştur...